Çin'de olası bir ”Yunanistan krizini” engellemek
Çin'in en etkili ekonomistlerinden biri olan Fan Gang, Davos Dünya Ekonomik Forumu'nda "Yarının Küresel Liderleri" arasında sıralandı. Gang'a göre Euro bölgesi ve Çin'in ortak sorunu, kamu borcunun hızla büyümesi. Gang, finans ve vergi istikrarını koruyabilmek için, Çin merkezi ve yerel hükümet ilişkilerinin reforma ihtiyaç olduğunu dile getiriyor.
Çin Ulusal Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü, Çin Reform Vakfı Başkanı, Çin Halk Bankası Para Politikası Komitesi Üyesi Fan Gang Çin ekonomisi konusunda izlenmesi gereken isimlerden birisi. Çin'in en etkili ekonomistlerinden biri olan Gang, aynı zamanda Davos Dünya Ekonomik Forumu'nda "Yarının Küresel Liderleri" arasında sıralandı. Gang'a göre Euro bölgesi ve Çin benzer sorun ile karşı karşıyalar: Kamu borcunun hızla büyümesi. Çin'deki mevcut yasal çerçevenin bugüne kadar Euro bölgesi benzeri bir krizi engellediğini söyleyen Gang, finansal istikrar olduğu kadar vergi istikrarını da koruyabilmek için, Çin'de, uzun vadede, merkezi ve yerel hükümet ilişkilerinin reformuna ihtiyaç olduğunu dile getiriyor.
Dünyanın büyük bir bölümü finans krizi sonrası veya devlet borç krizi ile karşı karşıyayken, Çin aşırı ısınma sorunu yaşıyor. Gang'a göre Çin ekonomisini bu yöne iten çok sayıda faktör var. Bunlardan en fazla endişe vereni, Euro bölgesinde yaşanan krizle aynı nedenden kaynaklanıyor: kamu borcunun büyümesi. Euro bölgesinde yaşanan sorunun üye ülkelerin borç sorunu olduğunu, Çin'de yaşanan sorunun ise yerel hükümetlerin borçlanması olduğunu söyleyen Gang, "Euro bölgesinde yaşanan yapısal borç sorunu, özellikle de hızla yaşlanan toplumu kapsayan sosyal güvence sistemi ve finans krizinin neden olduğu ekonomik yavaşlamadan kaynaklanıyor. Çin'de ise, yerel hükümetler bölgelerindeki ekonomik büyüme oranlarının iki haneli olması için borçlanmayı artırdılar. İnsanların biriktirmek yerine daha fazla harcamayı tercih ettikleri yerlerde, borçlanma kaçınılmazdır" diyor.
Devalüasyon çözüm olamaz
Bu fonların üye ülkeler veya yerel hükümetler tarafından çıkartılmadığından veya kontrol edilmediğinden, Euro bölgesi üyeleri ve Çin yerel hükümetlerinin borç sorununu devalüasyon ile çözemeyeceklerini de ifade eden Gang, "İşlerin ters gittiği durumda, bunun olumsuz etkileri tüm finansal ve parasal birlik tarafından hissedilir" diyor. Böyle bir "iç kamu borcu krizini" önlemek için, 1994 yılında kabul edilen Çin Bütçe Yasası'nın yerel hükümetlerin bağımsız bir şekilde borçlanmasını yasakladığını hatırlatan Gang, Bütçe Yasası'nın da problemi sona erdirmediğine dikkat çekiyor.
Gang Çin ekonomisindeki gelişmeleri şöyle anlatıyor: "Yerel hükümetler borçlanamazken, yerel olarak kontrol edilen devlet yatırım şirketleri borçlanabiliyor. Dolayısıyla, büyük miktarda banka kredisinin, devlet bankalarının yerel şubelerinden geçerek, yerel kamu projelerini desteklemiş olması şaşırtıcı değil. Bu borçlanmalar, 1990'ların ilk yarısında batık kredilerin artmasına yol açtı ve bunlar GSMH'nin yüzde 40'ına ulaştı. Bu da kredi krizine neden oldu ve 1990'larda merkezi hükümet durumu düzeltmeye çalıştığında, deflasyonun uzun sürmesine yol açtı. Devlete ait şirketlerin özelleştirilmesi, finansal düzenlemenin geliştirilmesi sonucunda 2000'den bu yana merkezi ve yerel bütçeler önemli ölçüde toparlandı. Küresel finans krizi öncesinde, toplam kamu borcunun GSMH'ye oranı yüzde 22'inin altında gerçekleşti."
Çin, yönetilebilir bir risk ile karşı karşıya
Finans krizinin gündeme gelmesini, merkezi hükümetin vergi teşviki ve esnek para politikasının izlediğini kaydeden Gang'ın bu sürece yönelik izlenimleri ise şöyle: "Yerel hükümetler, büyümenin devem etmesi için kamu altyapı projelerine yaptıkları harcamaları artırdılar. Bunun sonucunda, 2009 yılında yerel yatırımları finanse eden banka kredilerinin hacmi altı kat arttı. Bugün yerel hükümetlerin toplam borcu yaklaşık 900 milyar dolara ulaşıyor. Bu oran Çin için yeni bir tür finans riski oluşturuyor."
Peki bu risk ne kadar büyük ve ne kadar tehlikeli? Gang, bu riskin yönetilebilir olduğunu düşünüyor. Bunun nedenlerini ise şöyle sıralıyor: "Bazı yerel borçlanmalar, yerel bütçelere yönelik merkezi bütçe aktarımı ile açıklanabilir. Öte yandan, bazı yerel harcamalar, büyümenin hızlı olmaya devam edeceği bölgelerde gerçekleşti. Belki borçlanmaların sadece üçte biri sorunlu olabilir. Sorunun yönetilebilir olmasını sağlayabilecek en önemli değişiklik, Çin para otoritelerinin geçen yılın sonundan bu yana bu borçların büyümesini engellemeye başlamış olmaları. Genel anlamda, yerel borçlanma pencereleri kapalı ve durumun net bir resmini ortaya koyabilmek açısından kontroller sürekli olarak devam ediyor. Ekonomik büyümenin de devam etmesi ile bu borcun neden olduğu potansiyel risk de azalacaktır."
Merkezi-yerel hükümet ilişkilerinde reform şart
Gang, "Yerel hükümetlerin, Çin'in geri kalanında 'Yunanistan krizi' yaratmalarından endişe eden Çinli yetkililer bu ağır borç yükünden ders çıkarmaya çalışıyorlar. Otoriteler sıkı bir vergi disiplini ve finansman düzenleme ihtiyacı olduğunu kabul ediyorlar. Her bir kamu iradesi yakından kontrol ediliyor ve hareket alanı sınırlandırılıyor" derken, Çin'in, yerel hükümetlere sınırsız yetki vermeyen mevcut yasal çerçevesinin, geçmişte vergi dengesi ve finansal istikrarı korumakta etkili olduğunu belirtiyor. Gang, aksi takdirde, Çin kendi "kamu borcu krizini" yaşamış olacağını da söylüyor.
Fakat borç finansmanına ulaşamayan Çinli yerel hükümetler, farklı yollar aramaktan kaçınmıyorlar. Bunların başında ise toprak satışları geliyor. Bunun sonucunda da ise konut fiyatları atıyor ve balonlar oluşuyor.
Gang'ın bu noktada önerisi şöyle: "Bu yaklaşımın olumsuz sonuçları dikkate alındığında, merkezi hükümet için kısa vadede, yerel hükümet borçlanmalarına kota veya tavan belirlemek akılcı olacaktır. Fakat Çin'in, uzun vadede vergi ve finansal istikrarı koruması sadece merkezi-yerel hükümet ilişkilerinin düzenli reformu ile mümkün olacaktır."