Çin'de enerji eksikliği ve metal fiyatları...
2001 ve 2008 yıllarında Çinin tutumu demir çelik fiyatlarını etkilemişti. 2001 yılında yeterli büyük tonajlı gemi eksikliği navlun fiyatlarını da fırlatmıştı. Şimdi Çin son yıllarda yüzde 20 yıllık üretim artışı yaptığı demir çelikte bu yıl üretim artışını yüzde 5'te tutacağı belirtiliyor. Çinin bu kararında enerji yetersizliğinin neden olduğu biliniyor. Ancak, Çinin tutumunun geçmiş dönemde olduğu gibi demir çelikte dramatik fiyat hareketlerine yol açması uzmanlarca beklenmiyor. Buna karşılık Merill Linch ve Goldman Sachs analistlerine göre, Çinde enerji azlığı bazı metallerde fiyat artışına yol açtı.
Başlıkta yer alan değerlendirme cümlesini biz geçmişten bu yana, özellikle 2001 ve 2008 yıllarındaki gelişmelerden öğrendik, biliyoruz. Çin'in alıcı olduğu alanlarda onu hesaba katarak o sektörlerde pozisyon almaktan başka çare olmadığını o dönemde öğrendik. Şimdi unutmadan hareket etmemiz gerekir.
2001 yılında Çin 230 milyon ton demir-çelik üretimi yapakken 250 milyon ton tüketince, demir cevheri fiyatlarında önemli artış yaşanırken, kömür ve demir taşımasında yer alan 700 bin ton üzerindeki gemi azlığı da büyük gemiler navlun fiyatlarının iki katına çıkması sonucunu beraberinde getirmişti. Bu sıkıntı büyük tonajlı gemi üretiminin artması sonucunu getirdi ve 2008'de navlunda önemli fiyat artışı yaşanmadı.
Dış Haberler servisimizin haberine göre Çin elektrik üretimi yetersizliği nedeniyle metal üretiminde bir daralmaya gidecek. Çin geçen yıl 626 milyon ton demir çelik üretimi ile 1 milyar 400 milyon tonluk dünya üretiminin yüzde 44.7'sine sahipti ve son yıllarda art arda yüzde 20'lik artışı gerçekleştiriyordu. 2011 yılında Çin'de yaklaşık yüzde 5'e çekilmiş 660 milyon tonluk bir artış bekleniyor. Bu da dünya üretim toplamının ilk yarıda yüzde 8 olan üretim artışını yılsonunda yüzde 5 dolayına çeker. Bunun sonucunda bu yıl üretim 1 milyar 500 milyon ton dolayında gerçekleşir.
Bunun doğuracağı sonuçları ele aldığımız uzmanlar, bunun olağanüstü bir dalgalanmaya yol açmayacağı düşüncesindeler. Çin'in kömür ve cevher alımını azaltmasının hammadde piyasalarını rahatlatacağını, fiyatları biraz aşağıya çekebileceğini belirtiyorlar. Ancak, burada unutulmaması gereken bir konunun dünyada cevher piyasasına Brezilya ve Avusturalya'lı üç firmanın BHP, Vale ve RİO Pinto isimli üç firma hakim. Bu firmalar tekelci bir yapıda fiyat tayin ettikleri için hammadde fiyatlarının hızlı aşağı inmesine müsaade etmeyecekleri düşüncesinin de uzmanlarca altı çiziliyor. Çin'in üretim azaltma kararının geçmiş dönemlerdeki aşırı fiyat hareketlerine yol açmayacağı düşüncesi ağır basıyor.
Türkiye'nin fiyat oluşturmada dünya piyasalarından bağımsız olmadığını belirten uzmanlar, yüzde 70'ler seviyesindeki kapasite kullanımının en yüksek olduğu dönemlerde olduğu gibi yüzde 80-90'lara çıkabileceğini düşüncesini dile getiriyorlar.
Goldman Sachs ve Merill Linch analistleri ise Çin'in enerji yetersizliği nedeniyle aldığı kararın bakır, alimünyum ve nikel fiyatlarının artışına yol açtığını ve artış yönündeki hareketin devam edebileceğini değerlendirmesini yapıyorlar. Yılbaşından bu yana bu metallerin fiyatlarındaki artışlar da bunu gösteriyor. Sadece çinko fiyatlarında bir gerileme söz konusu iken Kalay fiyatlarındaki artışın yüzde 60'lar seviyesinde olduğu görülüyor.
Metallerle ilgili Çin'in kararlarının çok önemli olduğu ve sürekli izlenmesi onun atacağı adımların ne sonuç verebileceği tahminlerinin yapılması gerekir. Ancak, uzmanlar artık geçmiş dönemlerde olduğu gibi Çin'in tutumunun büyük fiyat dalgalanmalarına neden olmayacağı düşüncesindeler. Buna karşılık Çin'in kararlarının yarabileceği fırsatları olabileceğinin de unutulmaması gerektiğini belirtiyorlar. Türk Demir Çelikçilerinin 2000'den bu yana gelişmeleri iyi değerlendirerek hızlı bir büyüme yaşadığını da Çin ve Dünya piyasalarını iyi takip ederek ona göre pozisyon almalarının bunda önemli rol oynadığının unutulmaması gerektiğini söylüyorlar.