Çin

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Üç gün önce aniden ortaya çıkan Çin hisse senetlerinin düşüşü ve çöküşünün, ülkemiz dahil pek çok dünya borsasına sıçrayan çöküş, pek de kolay etkisini ortadan kaldırmayacak gibi görünüyor. Şanghay Bileşik Endeksi, ikinci gün de düşüşünü sürdürerek günü yüzde 7.63 düşüşle ve 2,964.97 puandan kaparken, devam edegelen bu düşüşlerin dünya borsalarına etkisi yüzde 5 ile yüzde 10 arasında yansıdı.

Peki Çin’deki bu hareketlenme nasıl oluyor da, tüm dünyaya bu denli etki ediyor ve nasıl oluyor da, navlunları dibe vurduracak kadar etkiye mahal verebiliyor. Çin’e biraz göz atalım öncelikle. Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949 yılından beri Çin ekonomisi hızlı gelişme kaydederken bugün dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline geldi. Dışa açılma politikaları ile birlikte 1978 yılından bu yana ekonomide her yıl yüzde 9’u aşan büyüme hızı yakalayarak, 2003 yılında gayri safi milli hasılada dünyada 6. sırada yer aldı. 2003 yılının sonuna kadar Çin’in kişi başına düşen gayri safi milli hasılası 1000 ABD dolarını geçti. Dış ticaret hacmi İngiltere ve Fransa’yı aşarak ABD, Japonya ve Almanya’dan sonra dünyada 4. sırada yer aldı. Bugün ise, ikinci sırada yer almakta. Ülkede halen piyasanın dışa açılması büyüyor, yatırım çevresi gelişiyor, finans sisteminin reformu da istikrarlı bir doğrultuda ilerletiliyor. Bugün dünyada 220’den fazla ülke ve bölge Çin ile ticaret bağlantısı kuran bu dev ülke ile; Japonya, ABD, AB, Hong Kong Özel İdari Bölgesi, ASEAN, Kore Cumhuriyeti, Taiwan eyaleti, Avustralya, Rusya ve Kanada, en büyük 10 ticaret ortağı olarak sahnedeki yerlerini aldılar. 

Elbette böylesine hızlı büyüyen ve dünyada en çok farklı ülke ile ticaret geliştiren bu ülkedeki ekonominin durağanlığı dünya ticaretine de aynı etkiyi yapıyor. Toplam küresel ticaretin %30’una sahip olan bu dev ülkedeki durağanlık, Avrupa’daki ekonomide görülen ekonomideki zayıflama gibi faktörler üst üste gelince de, pek çok unsur bu durumdan nasibini alıyor. Borsadaki etkinin bir benzeri de taşımacılık sektöründe karşımıza çıkmış durumda. Son dönemde görülüyor ki, deniz ve hava taşımacılığında fiyatlar hızla geriliyor. Denizde navlun yeniden dip seviyelere doğru yaklaşmaya başladı.

Genel yorumlar, son altı yılda görülen önemli orandaki büyümenin artık sonuna gelindiği ve sonrasının da çok parlak geçmeyeceği yönünde. Elbette çok karamsar olmamak gerekiyor, ancak Çin gibi büyük bir ülkedeki dalgalanma fillerin tepiştiği ortamda çimlerin ezildiği deyimini akla getiriyor ki, bu değişimlerden en çok nasibini alanların zayıf ekonomiler olduğunu unutmamak gerekiyor. Dayanıklılığı konusunda hassas olan ilaç, çiçek, elektronik gibi ürünlerin taşınmasında tercih edilen hava taşımacılığında da durum parlak değil. Şu anda tüm nakliyecilerin ve gemi armatörlerinin, özetle lojistik firmalarının beklentisi yaklaşan noel dönemi. Gün geçmiyor ki, dünyanın farklı bir bölgesinden yeni bir haberle karşılaşmayalım. Ancak elbette daralma yaşanan ülke Çin gibi bir dev olunca etkisi de sancısı da büyük oluyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar