Çin temiz enerji liderliğini kömürle yıpratıyor
Kömür enerjisi sanayi devriminin bel kemiğini oluşturmuştu; fakat sanayi 4.0 dönemindeyiz ve sürdürülebilir bir gelecek için rüzgar, güneş gibi temiz enerjiler tercih etmek ve kömüre veda etmek gerekiyor.
Dünyanın birçok yerinde finansal kurumlar, atıl varlık riskine dayalı mağduriyetlerini sınırlamak için kömürden çekilmeye başlıyor. Dünya Bankası, İngiltere’deki Standard Chartered, İtalya’daki Generali, Japonya’daki Nippon Life bankaları finansal sebeplerle kömürden elektrik üretimine sırt çevirmiş durumdalar.
Özellikle Paris Anlaşması’nın ardından, hükümetlerin de yenilenebilir enerji yatırımlarına hız verdiğini, karbonsuz ekonomi yaklaşımlarının ön plana çıktığını görüyoruz.
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (Institute for Energy Economics and Financial Analysis, IEEFA) tarafından yayınlanan yeni bir rapor ise, küresel ölçekte yenilenebilir enerji devi olarak değerlendirilen Çin’in, kendi sınırları dışındaki kömür santrallerinin dörtte birini finanse ettiğini ortaya koyuyor.
Raporda, daha temiz ürün ve hizmetlerin ithalatında ABD ve Almanya’yı geride bırakarak bir numaraya ulaşan Çin’in, 27 ülkede çoğunlukla ithal kömürlü termik santral yatırımlarına verdiği yüksek miktardaki teşviklere dikkat çekiliyor.
Kömür santrallerinin dörtte birine finansman sağlıyor
“Yol Ayrımındaki Çin: Kömüre Desteğin Devamı Çin’in Temiz Enerji Liderliğini Yıpratıyor” isimli IEEFA Raporu, Çin’in kalkınma bankaları ve finansal enstitüleri ile devlet bankalarının Çin sınırları dışındaki 399 GW’lık kömür santrallarının dörtte birine (102GW) finansman sağladığını ya da teklif verdiğini ortaya koyuyor. Finansman, santralın yanı sıra ithalat yapılacak kömür madeni ve ilgili tren ya da liman altyapısı yatırımlarını da içeriyor.
Bangladeş, 7 milyar dolar finansman ve 14 GW kurulu güçlük proje stoğuyla Çin’in sağladığı finansman ve kurulu güçte ilk sırayı alıyor. Bangladeş’i Vietnam, Güney Afrika, Pakistan ve Endonezya takip ediyor.
Raporun yazarlarından IEEFA Enerji Finansmanı Danışmanı Melissa Brown’ın yorumları şöyle: “Uluslararası Enerji Ajansı’nın en muhafazakâr senaryolarında dahi küresel kömür ticaretinde 2018 sonrası düşüş öngörülüyor. Kömür fiyatlarındaki sarmal, kömür ithalatçısı ülkelerin, elektrik fiyatlarındaki belirsizliğe bel bağlamasına neden oluyor. Buna karşın yenilenebilir enerji, teknolojideki gelişmelerden yararlanarak elektrik fiyatlarında defl asyon etkisi yaratıyor. Çin, temiz enerji konusunda ülkesi içinde köklü gelişmeler gerçekleştirip dünya çapında liderlik sergilerken, uluslararası finansman alanında modası geçmiş bir elektrik sistemi dizaynı mantığının egemenliği altında. Çin’in önde gelen finansal kurumları, uluslararası piyasalarda kömür santralleriyle yatırımlarını sınırlarken küresel rakiplerinin arkasında kalıyor.”
Kamu bankaları destekliyor
Raporun ortaya koyduğu bir diğer konu da, Çin’in dışarıya sağladığı kömür finansmanının kamu bankaları aracılığıyla verildiği, kamu iktisadi teşekkülü tarafından desteklendiği ve santralların inşası sürecinde Çin işgücüne dayanarak gerçekleşeceğine yönelik. Rapora göre, Çin’in planladığı kömür projelerinin büyük çoğunluğunun finansal kapanışı henüz tamamlanmamış durumda. Dolayısıyla, anlaşmaların iptal olması da ihtimaller dahilinde.
IEEFA’nın da vurguladığı gibi; yenilenebilir enerji maliyetlerinin yeni kömür santrali kurma maliyetinin altına düştüğü bir dönemdeyiz. Dolayısıyla, küresel ısınmanın finansal maliyetini herkesin üstlendiği bir dünyada, miadı dolmuş ve pahalı termik santraller yerine, daha ucuz olan sıfır-emisyonlu enerjilere yapılacak özel sektör yatırımları çok daha akılcı olacak.
İklim afetleri 2018’de 225 milyar dolarlık ekonomik hasara yol açtı
Risk yönetimi, emeklilik ve sağlık çözümleri sunan sigorta şirketi AON tarafından gerçekleştirilen “Weather, Climate & Catastrophe Insight” isimli rapor 2018’deki 394 doğal felaket olayının 252 milyar dolar ekonomik zarar verdiğini ortaya koyuyor.
Raporda yer alan bilgilere göre, özel sektör ve devlet destekli sigorta programları toplam zararın 90 milyar dolarını karşıladı. Bu sigorta ödemesi ile birlikte 2018 yılı, kayıplar açısında dördüncü en yüksek yıl olarak kayıtlara geçti. Bu rakam aynı zamanda, sigorta kapsamına girmeyen ekonomik zararların bir kısmı olan koruma açığının yüzde 60 olduğu ve 2005’ten bu yana en düşük seviyede olduğu anlamına geliyor. 2018’deki en çok zarar veren afetler tropik siklonlar oldu. Michael ve Florence kasırgaları (ABD), Jebi ve Trami tayfunları (Japonya), Mangkhut tayfunu (Filipinler, Hong Kong, Çin) ve Rumbia tayfunu(Çin) gibi tropik afetler 2018 de en çok hasar veren iklim olayları oldu. AON Sigorta Çözümleri CEO’su Andy Marcell “2018, küresel doğal afetler için başka bir aktif yıldı. Tekil bir “mega” felaket olayı olmamakla birlikte, ortalamanın ortalamanın üstünde büyüklükte afetler görüldü. Sigorta sektörü, 595 milyar USD sermaye ile desteklenen ödemelere dayanmaya devam ediyor, ancak bir yandan da ortadaki koruma açığını gidermeye çalışarak değişen iklim ve hava olaylarının maliyetini yönetmeye odaklanıyor” yorumlarını yapıyor. AON Etki Değerlendirme takımı Direktörü ve Meteorolog Steve Bowen ise 2018’deki hava olaylarından alınacak en önemli dersin, afet riskinin giderek çeşitlendiği ve arttığı olduğunu söylüyor. Bowen, “Sosyoekonomik parametreler, hasar riski yüksek bölgedeki nüfus değişimleri gibi karmaşık denklemler, bizleri azaltım ve dirençliliği arttırma konusunda bizi yeni tartışmalara zorluyor. Afetler her zaman olacak. Ancak, afetlerdeki kayıpları, ne kadar hazırlıklı olup olmadığımız belirleyecek” diyor.