Çin ekonomisinden alınacak dersler

Hasan AKDOĞAN
Hasan AKDOĞAN GÜMRÜK VE DIŞ TİCARET [email protected]

Çin Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) katılmadan önce katılımın tarım, otomobil ve bankacılık gibi sektörler üzerine etkileri konusunda kaygıları vardı. Ayrıca, DTÖ üyeliğinin on milyonlarca çiftçi ve işçiyi yerinden edeceği tahmin ediliyordu. Ancak, Çin’in üyeliği hem Çin’i hem de dünya ekonomisini değiştirdi, şaşırtıcı bir ihracat büyümesi ve tarifelerin düşmesiyle sonuçlandı. DTÖ üyeliği Çin’e sermaye, teknoloji, enerji reformu ve rekabet getirdi ve yeni sektörler için bir açılım yarattı. Bankacılık gibi sektörlerde rekabet, yeni ürün olanakları ve yüksek hizmet seviyelerini beraberinde getirdi. DTÖ’ye katılmak, Pekin’i otomobilden havacılığa, dağıtımdan, güvenlik ve hızlı kargoya, finans şirketlerinden servis sağlayıcılara kadar pek çok alanda yeni şirketlerle tanıştırdı. Dahası, Çin DTÖ koşullarını yerine getirebilmek için binlerce kanun ve düzenlemeyi gözden geçirdi. 

2001 yılında Çin 1.3 trilyon dolarla Fransa’dan sonra dünyanın en büyük altıncı küresel ekonomisiydi. 2010 yılına gelindiğinde Çin 5.93 trilyon dolarla Fransa, Birleşik Krallık, Almanya ve Japonya’yı geçerek dünyanın en büyük ikinci ekonomisi oldu, ilk sırada 14.5 trilyon dolarla ABD vardı. Kişi başına düşen GSYİH, aynı on yıllık dönemde 2 bin 602 dolardan 7 bin 568 dolara yükseldi. 

Olumlu küresel ticari koşullar ve Aralık 2001’de DTÖ’ye katılım ülkede 2002-2008 döneminde reel mal ve hizmet ihracatında yıllık %26.9 gibi şaşırtıcı bir büyüme yaşanmasına neden oldu. 2009 yılındaki küresel talepteki azalma nedeniyle ihracat keskin bir düşüş gösterdi ve aynı düzeye 2010 ve 2011 yıllarında ulaşıldı. 2012 ve 2013 yıllarında ihracattaki büyüme ortalama %7.8 oldu. Nominal açıdan mal ihracatı 2001 yılındaki 267 milyar dolar seviyesinden 2013 yılında 2.2 trilyon dolar seviyesine sıçradı, bu da yıllık ortalama %20.2 büyümeyi temsil ediyordu. 

DTÖ’ye üyelikten sonra doğrudan yabancı yatırım (DYY) üzerindeki kısıtlamalar kaldırıldı. Sadece 2001 yılından 2002 yılına DYY’ler %30 arttı. DYY’deki büyüme beraberinde ihracat büyümesini getirdi. 

İhracatı sürekli artan Çin’in 2001 yılında DTÖ üyesi olduğu sırada ortalama tarife oranı %13.66’ya inmişti. 2010 yılında yani geçiş sürecinin sonunda Çin’in gümrük vergilerinin aritmetik ortalaması 9.87’ye kadar indi. Tarifelerde azalma aynı zamanda maliyetleri azaltarak yabancıların pazara erişimini kolaylaştırdı. 

Şeffaflık uygulamaları açısından Çin Hükümeti düzenli olarak yerli ve yabancı firmaları ilgilendiren yasaların yazılı olduğu dış ticaret klavuzları yayımladı. DTÖ üyeliği Çin'in ticaret ortamını geliştirdi ve hükümet davranışlarını geniş ölçüde başvurulan uluslararası kurallarla daha iyi disipline etti. Küresel ekonomiye entegrasyon için, ÇHC dağıtım, telekominikasyon, finansal hizmetler ve inşaat hizmetlerini ayrıca serbestleştirmektedir. Günümüzde Çin net borç veren bir ülke konumundadır. Uluslararası piyasalarda dengeleri değiştirme gücüne sahiptir. Bu ülke, hem ticari çıkarlarını korumak, hem de ticaretin kuralları ve gelecekte ticaretin serbestleştirilmesi için çok tarafl ı müzakerelere katılmak üzere DTÖ uyuşmazlıklarında çözüm mekanizması için uğrak yeri olabilir. Konunun detaylarını öğrenmek isteyen Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi Ali Temiz’in Gümrük Dünyası Dergisi’ndeki makalesine ve daha önce gazetemizde yayınlanan makalelerime bakabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar