Çin Ekonomisi ve Türkiye
Bu haftaki yazımızı Çin’de yaşanan ekonomik gelişmeler ve Türkiye ekonomisi üzerine etkilerine ayırıyoruz.
Çin büyük bir teşvik paketi açıkladı
Çin ekonomisi son dönemde önemli yavaşlama sinyalleri veriyordu. İmalat sanayinde ekonomik aktiviteyi gösteren Caixin imalat sanayi PMI endeksi temmuz ve ağustos aylarında kritik seviye olan 50’nin altına geriledi. Bilindiği gibi PMI endeksinin 50 seviyesinin altına gerilemesi ekonomik aktivitenin bir önceki döneme göre yavaşladığına işaret ediyor.
Çin ekonomisi pandemi öncesi dönemde %6 seviyelerinde büyüyordu ve büyüme oranının %6’nın altına düşmesi kötü haber olarak algılanıyordu. Pandemi sonrasında Çin’in büyüme hedefini düşürdüğünü görüyoruz. Örneğin, 2024 yılı için büyüme hedefi %5 olarak belirlenmişti. Son açıklanan ekonomik büyümeyi teşvik edici önlemlerin söz konusu %5’lik büyüme hedefine ulaşmak için düzenlendiğini anlıyoruz.
Büyük resme baktığımızda ise Çin ekonomisinin oldukça riskli bir patikada ilerlediğini gözlemliyoruz. Mevcut durumda Çin ekonomisinde önemli bir kapasite fazlası var. Konut piyasasına yapılan aşırı yatırımlar da bir süredir Çinli politika yapıcıların başını ağrıtıyor. Konut piyasasında faaliyet gösteren büyük firmaların yaşadığı finansal zorlukların küresel risk algısını dahi olumsuz etkilediğine şahit olduk.
Ekonomik durgunluğa kapasite fazlası ile giren Çin ekonomisinde en çok korkulan gelişmelerden bir tanesi deflasyon sürecine girilmesi. Son dönemde gözlenen kredi talebindeki düşüş iç talebin zayıf olduğuna işaret ediyor. Tüm bu verileri birleştirdiğimizde Çin’in büyüme hedefi olan %5’e ulaşma ihtimalinin zayıf olduğu, bu nedenle bir teşvik paketine ihtiyaç duyulduğu daha iyi anlaşılıyor. Diğer taraftan, Çin ekonomisi oldukça borçlu bir ekonomi. 2004 yılı Mart ayı verilerine göre özel sektör borcunun milli gelire oranı %200.
Çin’e benzer şekilde hızlı kalkınan Hindistan’da bu oran %50. Dolayısıyla, ekonominin yavaşlaması finansal istikrar açısından çok büyük bir risk Çin’de. Bir başka deyişle, Çin ekonomisi “durursak düşeriz” korkusu ile yaşıyor. Ekonomik aktiviteyi canlandırma amacıyla Çin merkez bankası PBOC faiz indirimi açıklarken zorunlu karşılık oranlarında inşaat sektörünü destekleyici nitelikte ayarlamalar yaptı. Ayrıca, ikinci konutun alınması için gerekli koşullarda gevşemeye gidilebileceğinin sinyali verildi.
Alınan önlemler yeterli bulunmadı
Önlemlerin açıklanması sonrasında hisse senedi fiyatları ralli yaptı. Asya borsaları son 30 ayın en yüksek seviyesine yükseldi. Bununla birlikte analistler açıklanan paketin %5’lik hedefe ulaşılması konusunda endişeliler. Merkez bankası tarafından uygulamaya konulan önlemlerin etkisinin sınırlı olacağı, harcama eğiliminde gözlenen zayıflığın süreceği tahmin ediliyor.
Bu aşamada, ekonomik aktivitede canlanma sağlanması için maliye politikalarının da devreye girmesi gerektiği dillendiriliyor. Çin ekonomisi için alınan önlemler Asya ülkelerinde olumlu karşılandı.
Çünkü bu ülkelerin Çin ile çok sıkı bir ekonomik bağı var ve Çin’in tedarik zinciri içinde oldukları için Çin’deki büyümeden olumlu etkileniyorlar. Diğer taraftan, Türkiye gibi Çin ürünleri ile rekabet eden ülkeler için de Çin’deki gelişmeler önemli. Çin’de kapasite fazlası ile ekonomik yavaşlama haberleri bizim için iyi haberler değildi. Zorda olan Çin’li firmaların fiyat indirimleri ile rekabeti daha da artırması, hatta öldürücü bir rekabete girme riski vardı. Çin’de yurt içi talebin canlanması bu tür rekabeti en azından erteleyecektir.
Çin’in büyüme hedeflerini giderek düşürüyor olması yurt içi yatırımlarda belli bir doygunluğa ulaştığının bir göstergesi. Ekonomiler bu yetkinlik seviyesine ulaştıktan sonra yurt dışı yatırımlara daha fazla önem vermeye başlıyorlar. Bu çerçevede, özellikle rekabetçi oldukları sektörlerde doğrudan yatırım fırsatları arıyorlar. Son dönemde Çinli otomobil üreticilerinin Türkiye ve Avrupa’da üretim için gösterdikleri ilgiyi de bu çerçevede değerlendirmek gerekir.