Çikolata halledilir, iş ki CEO küflenmesin
Sosyal medya bir çikolata markası CEO’sunun müşterisine verdiği cevapla çalkanalıyor. Üst perdeden, yüksek tondan, tüketiciyi küçümseyerek cevap veren kim olursa olsun artık toplumun vicdanı tarafından yargılanıp adına “linç” dediğimiz bir ceza ile de cezalandırılıyor.
İnternet çağında hiçbir şeyin unutulmadığını da ekleyince bu linç bir insanın ömrü boyunca karşısına çıkacak ya da çıkmasından endişe edeceği bir ağır yüke dönüşüyor.
Ben şirketin ya da CEO’nun ismini zikretmeyeceğim. Dava açılır endişesiyle değil, konu isimler, şirketler özelinde kalmasın, genel ve hepimize yarar sağlayacak dersler çıkarabilelim diye. Ben bu dersleri kendim için çıkarayım, siz de bir bakın, katkılarınız olursa bana yazın, işinize yarar kullanırsanız da ne mutlu bana. Öncelikle, CEOFluencer* gibi bir kavram var artık. Dünya Gazetemizde 21 Haz 2023 tarihli "Rockstar" Girişimciler yazımda da kısmen değindiğim bu yeni CEO’luk yaklaşımının bir de sosyal medya fenomeni yanı var.
Evini, çalışma masasının üzerini, okuduğu ya da okumuş gibi yaptığı kitaplarını tek tek bize gösteren, yediği, içtiği, gezdiği, hepsi bizim olan, hiç kendisine özel kalmayan, çocuğunun ilk tek başına tuvalete gidiş tarihini bile bildiğimiz fenomen CEO’lar. Eğer düzgün yönetebilirlerse iyi. Zira şirketin reklamını yapmaktansa kişisel PR yapmak daha kolay. İnsanlar şirketlerin videolarını izlemek istemiyor ama şirketin liderinin videosunu, röportajını ya da kısa bir konuşmasını izleyebiliyor.
Hatta bazen viral oluyor, onlarca milyon lira verip de yapamayacağınız reklamı bedavaya yapabiliyorsunuz. Bir de şirketi sattınız diyelim. Yeni bir şirket kuracaksınız. O zaman önceden elde ettiğiniz kişisel itibar da yeni işinizin sermayesine katılıyor. Hatta iş dergilerinde sıklıkla gördüğümüz büyük, kurumsal şirketlerin CEO’larının bireysel olarak kişisel PR yapması da hem şirketinin hem de kendisinin o şirketten sonraki kariyeri için bir avantaj.
Ama gelgelelim nerede ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemeyen, ehliyet ve liyakate bakılarak görevlendirilmemiş yöneticileriniz varsa bu nerede ne zaman patlayacağı belli olmayan pimi çekilmiş bir el bombası var demektir. Cuma günü ofisi kapatırsınız, en büyük market zincirinin çok güzel bir siparişiyle. Pazartesi ofisi açarsınız elinizde ne market zinciri kalmış, ne sipariş, ne şirketin, ne de patronun itibarı.
Neler yapmamalıyız?
Öncelikle her şirket sahibi, her CEO, her yönetim kurulu başkanı kendisini şirketin bir çalışanı olarak görmeli. Şirketi kendisine ait bir varlık olarak gördüğü yerde problemler başlar. İkinci olarak, her gün kendisine şunu sormalı. “Bu şirketin sahibi şirketin kendisi olsaydı, ben de şirketin çalışanı olsaydım bu şirket beni işe alır mıydı?” Ya da bir hata yaptınız.
“Bu hatamda beni şirket işten çıkarır mıydı?” Bunları sormak aslında Ticaret Kanunu’muzda olduğu gibi şirketlerin tüzel kişilik oluşlarını daha iyi idrak etmemizi sağlar. Üçüncü olarak, şirketinize, ürününüze aşık olmayın. Mükemmellik diye bir şey gerçek dünyada mümkün değil. Hatalar olabilir, kendinize, şirketinize ve ürününüze karşı objektif ve eleştirel olun. Her eleştiriyi saldırı olarak algılamayın.
Saldırı olma ihtimali bile olsa siz istifinizi bozmayın. (CEO da olsanız çalışan olduğunuzu unutmayın) Şirket babanızın malıysa bile babanızın malı gibi görmeyin. Orada daha dün işe girmiş, hatta staja başlamış bir gencin bile orada bir geleceği, bir hakkı var. İmza yetkisi sizde olabilir, hisseler sizde olabilir ama oraya zarar verme hakkı sizde değil. Çalışanın, stajyerin ötesinde toplumun tamamının içinden çıkardığı şirketler üzerinde hakkı var.
Özetle, çikolatanın tadı bazen kaçabilir, küflenebilir, bozulabilir. İyi iletişimle eksiler artıya döner. Ama iyi bir patron olmanın temelinde iyi bir insan olmak vardır. Önce iyi insan olalım, sonra iyi patron olalım, ondan sonra çikolatamızın tadı da kendiliğinden düzelecektir. Bir kadın girişimcimizi, bir girişimimizi kaybetmek çok kolay, yerine yenisini koymak yıllar alıyor. Linç edilen kadın girişimcimizin de bu yaşananlardan ders alıp temiz bir sayfayla yeniden başlamasını temenni ediyorum.