Çiftçiye çifte standart
“Uzman eller projesi” arıcılık eğitimi sonrası aldığı 100 bin TL ile 50 adet arı, kovan ve gerekli malzemeleri aldı. Projenin lansmanında iftiharla anons edildi.
Kurumların “kadına, tarıma, yerele, üretene” algısıyla köpürtülen programlarında “genç, güzel, akıllı, köyüne dönen genç” sloganlarıyla lanse edildi. Projenin üzerinden bir yıl geçmeden deneyimsizlik, diğer tarımsal faaliyetlerin etkilerini öngörememekten kaynaklı 50 kovanlık arı kolonisini kaybetti.
Yılların beyaz yakası dar gelmeye, ruhundaki derin sızılar yara açmaya başlayınca tıp doktoru çareyi kırsala yerleşip pastoral bir yaşam sürmekte buldu. İlgili bakanlığın kırsala yönelik hibelerinden faydalanarak 500 büyük başlık hayvancılık yatırımı yaptı.
Hayvancılığı, üretimi bilmediği için çok geçmeden önce sığırları sonra ahırda ne varsa satıp savdı malı mülkü. Kırsalın yıldızı olarak köye dönüş hikayesini afili marketing ortamlarında ballandıra ballandıra anlatsa da çok geçmeden “hayvancılık öyle göründüğü gibi bir iş değilmiş” nasihatleriyle örülü "Ferrari'sini satamayan bilge" konferansları vermeye başladı.
Benzer yüzlerce hikâyeye, “onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine” derken, halis mulis köylü gençlerimiz “kırsal kalkınma, genç çiftçi, uzman eller” gibi çeşitli projelerden bihaber boynunu büktü. Köyünde sabit gençlerin hikâyeleri sosyal medyanın pek ilgisini çekmedi.
“Uzman Eller, Genç Çiftçi” projeleriyle alınan hayvanlar köylü tanıdıklara emanet edildikten kısa süre sonra hayata gözlerini kapadılar. Köylü Asuman defalarca başvursa da ne “genç çiftçi” ne de başka bir projeden en iyi bildiği iş olan “hayvancılık” alanında, Tülin de bölgenin en iyi balı üretmesine rağmen “arıcılıkla” ilgili desteği hiç alamadı.
Destekleri kime vermeliyiz?
Şehirde besleyemediklerimize mi, şehrin şaşalı hayatından sıkılmış olanlara mı yoksa yüzyıllardır köyü bekleyen üretimin her türlü dinamiğine vakıf gerçek köylüye mi? Büyükbaş hayvan sayısı 18 milyondan 2023’te 16 milyona geriledi. 2016’dan beri binlerce gence verilen hayvanlara ne olduğunu düşünürken desteklerin etkisine baktım. KKM’nin 2022 maliyeti 95,5 milyar, üzerinde domates taşınan yol projelerine ek ödeme 55.4 milyar.
Yeterli ve güvenilir gıda arzı için 2022’de tarıma ayrılan pay 39.2 milyar. 2014 yılında 9.6 milyarlık desteğin GSYH"ye oranı 0. 6 iken 2023’te destek 54 milyara yükseltilmesine rağmen GSYH'ye oranı yüzde 0.29’a geriledi. 2014 yılındaki desteğin karşılığı 5 milyar dolarken 2023’teki karşılığı 3.3 milyar dolara düştü.
Ziraat Odaları Birliği’ne göre 5 milyon 186 bin üretici var 54 milyarlık desteği bölünce kişi başı 10 bin lira, ÇKS’ye göre 2 milyon 172 bin çiftçi mevcut. Bölünce; kişi başı 24 bin TL destek. Bozdur bozdur harca mazota, tohuma, dişimin kovuğuna. 2022 yılında sadece emekliye ödenen kurban bayramı ikramiyesi 25 milyar, bir sefere mahsus olanlar, diğer bayramlar hatta dün açıklananı saymıyorum bile.
Helali hoş olsun. Ezcümle; tarıma verilen destekler ölçülmüyor, analiz edilmiyor. Münferit başarılı örnekler olsa da, hak edene, faydalı olana gitmiyor. Hektar yerine dekar kullanmak, sosyal medyada “destekler yattı, yatacak, yatıyor” teaserları desteklerin etkisini artırmıyor. Kırsalı kalkındırma, tarımı iyileştirme yöntemlerimiz palyatif, pahalı, sürdürülebilir değil.
Kimse 5 sığırla köye dönmüyor, köyde hayat hala kesat. Aynı şartlarda köyde yaşamak yerine kıdemli z kuşağı şehri, eğlenceyi tercih ediyor. Farklı köylerde üç beş genç iş görmüyor aşklar yürümüyor. Kafelerde gençlerin buluşabildiği, arkadaşlık kurabildiği alanlar, merkez köyler tasarlamak gerekiyor. Mutlu sonlu hikâyeler özel gün kutlamalarına renk katsa da kırsalda işler pek muvaffak gitmiyor, not etmekte fayda var