Çiftçi yoksulluk sınırında

Mine ATAMAN
Mine ATAMAN Dünya israf atlası [email protected]

2023 yılında 80.500 traktör satışıyla Türkiye rekor kırdı. Türklerin işine akıl sır ermiyor, traktör alım iştahı iktisat kurallarıyla açıklanabilecek türden değil. Şirketlerin 2024 satış öngörüsü geçtiğimiz yıla göre oldukça düşük, 40 bin civarında.

Arz talep dengesi tepe taklak, ayıkla sipariş dengesini. Avrupalı traktörler, tarımın geleceğine yürürken ve elimizde bu kadar gıcır traktör varken, Türk mevkidaşları kış uykusunda mı, yoksa işler tıkırında mı? Zira biz; memleketimizin bekası için derdimizi içimize atarız, “kol kırılır yen içinde kalır” deriz. Elbette Türk çiftçisinin sesini çıkarmama nedeni atasözlerimiz değil. Verilerimiz yeterli olmasa da bilmek anlamayı kolaylaştırıyor.

‘Yeşil Dönüşüm’ reçetesi küçük çiftçiyi yok ediyor

 Girdi maliyetleri, fiyatlama gibi konularda biz daha beter durumda olsak ta Avrupalı çiftçilerin maruz kaldığı yaptırımlar bizde henüz gündemde değil. Çiftçilerin topraklarının yüzde 4’ünün ekolojik dayanıklılık için tarım faaliyetleri dışında bırakılması konusu tartışmaya açılmadı bile. Pestisit yasakları, gübre azaltımı, vergi muafiyetleri, özellikle de büyükbaş hayvan miktarında azaltma gibi konular, yeşil politikalar biz de henüz can yakmaya başlamadı.

Türkiye ziyadesiyle avcı toplayıcı dönemden kalma etçil beslenme kültürüne methiye düzüyor. Avrupa siyaseti, traktör hareketiyle yeşil dönüşümden kısmi tavizler verdi bile, iklimistler çok öfkeli. Bir tarafta gezegeni çökertecek tarımsal faaliyetler bir tarafta çiftçi refahı. Çözene Nobel. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası çöktü çökecek.

Aç değil açıkta değil sadece yoksul

 Frankfurt School Kıdemli Uzmanı İbrahim Oğuz’un son araştırmasına göre Türkiye kırsalında üretim yapan çiftçinin yıllık ortalama yaşam maliyeti 273.800 TL, aylık minimum 23 bin TL gelir elde etmesi gerekiyor. Zira ekmek marketten, domates manavdan. Türkiye’de üretimin yüzde 80’inden fazlasını ortalama 75 dekar arazisi olan çiftçiler yapıyor.

Yüzde 75’i kuru tarım. Yeter gelir arazi büyüklüğü ortalama 100 dekar. Sulu tarımda dekar başına 2750 TL gelir elde edilebilir, kuruda imkânsız. Üretimin yüzde 80’den fazlasını yapan çiftçinin yıllık ortalama geliri 180 bin TL, aylık 15 bin TL, yeter gelirin çok altında. Çiftçilerin kalan yüzde 20’si mi? Onlar afiyette.

Yaşlı, emekli, çok gelirli

Tüm soruların cevabı Tarımsal Görünüm Saha Araştırma Raporu’nda. Ortalama 55 yaşında olan Türk çiftçisinin yüzde 66’sının tarım dışından; emekli aylığı, (yüzde 40) diğer işlerden düzenli maaşı veya farklı bir esnaflık türüne ait geliri var. Aylık kazancı açlık sınırının altında olan çiftçilerimiz, ürün fiyatından çok emekli maaşına gelecek zammı bekliyor.

Çiftçiyi ek gelire mecbur bırakan felsefe şimdi de onlara “köyde kal üret diyor” akla ziyan. Türkiye tarımsal üretimin yüzde 17’sini yapan 11 ilde deprem felaketi yaşamasına rağmen 2023’ü tarımsal ihracat rekoruyla tamamladı. 2022’ye göre yüzde 2,8 artışla toplam ihracatın yüzde 15,9’unu yaptı. TİM verilerine göre, Türkiye’nin dünyada lider olduğu ihracat kalemleri; fındık, un, ayçiçek yağı, kuru üzüm/incir, bulgur gibi ürünler.

2023’ün kazandıranları; buğday, arpa, pirinç, fasulye olurken, kaybettirenler, kaybedenler deprem bölgesinden; pamuk, narenciye, mısır. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; depremden etkilenen illere toplamda 14 milyar tarımsal destek ödemesi yapıldı. Bölgede tarımsal araziler kısmen el değiştirse de üretimde ve ihracatta önemli bir düşüş yaşanmadı.

Adıyaman’da tütünde diğer illerde de fiyatlama nedeniyle narenciye, pamuk, mısırda problemler yaşansa da üretim yapılabildi. Bakanlık deprem bölgesindeki üreticilere; ücretsiz şap aşısı, çoban/ hayvan çadırı, ücretsiz hayvan, gemi sahiplerine gelir kaybı desteği, orman köylülerine yönelik borçların ertelenmesi, tarımsal sulama ve içme suyu proje çalışmaları gibi yüzlerce farklı kalemde destek sağladı.

Ezcümle; insan türü zaaflarıyla örülü bir uçurumun kenarında, kudretine sual olmazken, gizli tutkuları gezegeni de insan türünü de yok ediyor. Sezai Karakoç’un dediği gibi 6 Şubat’ta “yaşamla ölüm savaştı, yaşam kaybetti.” Bir yıldır ateşin düştüğü yüreklerde, duvar çatlaklarına sinen sızının acısı hala çok taze. Tarifi, tasnifi mümkün olmayan felaketin 1. yılında rahmet, başsağlığı ve sabır dileğimle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar