CHP ekonomi kurmaylarının ziyareti
Geçen hafta sonu CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke ve grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, gazetemiz DÜNYA’yı ziyaret ederek bizlerle ekonomik konuların öncelik taşıdığı bir sohbet yaptılar. Ekonomik vaatlerine eleştirileri sonut açıklamalanrla yanıtladılar.
Böke, vaatlerinden kredi kart borçlarının silinmesi konusundaki eleştirileri “Bir yerden düğmeye basıldı alevlendi” dedikten sonra, “Projenin kendisi bize bankacılar tarafından önerildi. Biz, zaten ödemeyi alamayacağımızı bildiğimiz borcun yüzde 80’ini gözden çıkarıyoruz.kalan yüzde 20’yi varlık şönetim şirketlerine devrediyoruz” diyorlardı. Biz bunun üzerine diyoruz ki, “Bankalar yüzde 80’ini siliyorlarsa, kalan yüzde 20 varlık denetim şirketlearine satılmasın, yeniden yapılandırılsın.Bu önerimizin bankalar açısından hiçbir farklılık taşımıyor.” Böke, düzenleme borçluları rahatlatırken, aynı kişilerin yeniden borçlanmalarına da 5 yıllık bir kısıt getireceklerini, “Ödememenin alışkanlık haline dönüşmesini istemediklerini” açıklıyor.
Hamzaçebi, konu ile ilgili rakamları belirtirken Ağustos 2015 verilerine göre varlık yönetim şirketlerine devredilen kredi kartı borcunun 5.5 milyar lira, takipteki borç miktarının ise 6.3 milyar lira olduğu bilgisini aktarıyor. Kredi kartı borcunu ödemeyen kişi sayısının 1 milyon 906 bin olduğunu, tüketici kredilerinden vadesi geçmiş borç miktarının 8,9 milyar lira olduğunu, binların sayılarının da 1 milyon 580 bin olduğunu belirtti. Sorunlu. tüketici ve kredi borçlulanrının toplamının 2 milyon 588 bin olduğunu söyledi. CHP’liler asgari ücreti artırış gerekçelerinin, “Sosyal yardımları artırıp asgari ücreti artırmazsak, bu sefer çalışmamayı teşvik eden bir ekonomik düzeni korumuş oluyoruz. Onun için asgari ücretin 1500 lira olmasını öneriyoruz.Bu aynı zamanda emeğin değerini ortaya çıkaran bir yaklaşım” diye ortaya koyarlarken, özellikle geçmiş dönemde “Yeşil kart uygulamasının yarattığı çalışmayanlar topluluğu” uygulamasına da eleştiri getiriyorlar. Türkiye’nin bir “Ucuz emek ülkesi olmasını ve ucuz emekle rekabet yaratmaya çalışmanın yanlış olduğunu” söylüyorlar. Asgari ücret artışını verimlilikte dönüşümün bir unsuru olarak gördüklerini de belirtiyorlar.
Doğu ve Güneydoğu’da kalkınma için kamu yatırımlarının orada israrla özel sektöre öncülük etmesi gerektiğini söyleyen Böke, “Ben sana destek ve para vereyim sen git dediğinizde gitmeyi tercih etmiyor. Çünkü orada yatırım için zemin yok.Bunu ülkemize davet ettiğimiz yabancı yatırımın tutumunda da görüyoruz. Türkiye yabancı yatırımda mucize bekliyor.Yabancı yatırımcının fayda sağlayacak yatırım yapması için hukuk, eğitim teknoloji transferinin iyi tanımlanmış olması ön koşul. Teşvik sistemini eli taşın altında olan iş dünyası temsilcileriyle onların bilgisinden yararlanarak hazırlayacağız” diyerek açıkladı.
Hamzaçebi ve Böke, “Seçim sonrası koalisyon gündemigelirse, AK partiden Ali Babacan Mehmet Şimşek, MHP’den Durmuş Yılmaz gibi isimlerle birlikte proje gelişmeyi nasıl değerlendirecekleri soruma, “Şu anda tek başına iktidarı düşünerek plan yapıyoruz” karşılığını verdiler.”Sizin de diğer partilerinde seçim propagandaları ağırlıklı olarak kitlelere ekonomik vaatleri içeriyor. Reformlar dile getirilmiyor” dediğimde ise, “İktidarımızın ilk yılında makro ekonomik çerçeveyi yerleştirdikten hemen sonra, altyapı ağını kuran,Ar-Ge yatırımları ve lojistiği bir araya getiren bir projeye ihtiyaç var diyoruz ve Merkez Türkiye Projesini ortaya koyduk” dediler.
Benim söyleyebileceğim, önemli çalışmalar yapmakta oldukları, ama bize söylemeselerde, 1 Kasım sonrası “Koalisyon gündeme gelirse” hangi partilerle, hangi projelerini hayata geçirebileceklerinin, hazırlığına da başlamalarının zamanının geldiği için gerekli olduğu....