“Cevizli Köfte”yi halen tatmadınız mı?
Ülkelerin, kentlerin, firmaların, kişilerin hep gündeminde olan markalaşma konusunda Gaziantep’ten keyifli bir hikaye paylaşmak istiyorum bu yazımda. Geçtiğimiz günlerde “Cevizli Köfte” markasının sahibi Namık Baydar’ı muhabir arkadaşım Seda Er ile ziyaret ettik.
Namık Baydar, Gaziantep’in bilinen bir ailesinin ferdi. Toptancılık işiyle uğraşırken ortağıyla ilgili sıkıntılardan dolayı biranda sıfırı tüketiyor. Çok zor günler geçiriyor. Ne yapabilirim diye çok düşünüyor ama parası yoktur.
Gaziantep’te ince bulgur ana malzeme olmak üzere isot, pul biber gibi çok sayıda baharat ve yöresel malzeme ile zenginleştirilen yağlı köfte vardır. Bilen bilir çok lezzetlidir. Bu malzemelere et eklendiğinde de herkes tarafından bilinen çiğ köfte çıkar. Gaziantep’te özellikle yazın yağlı köfte vazgeçilmedir. Haftada en az iki defa ana yemek olarak bazı gecelerde öğün arası olarak tercih edilir. Namık Baydar da Gazianteplilerin bu vazgeçilmez lezzetini maliyeti de az olacağından dürüm şeklinde satmayı düşünür. Eşinin yaptığı köfteleri Gaziantep’in Ünaldı Sanayi Bölgesi'nde seyyar olarak el arabasında satmaya başlar. İlgi beklenenin üstünde olur. Sonra kögteye yenilik olarak bir şey yapmak isitiyorlar ve içine ceviz koyuyorlar. Böyle de çok yoğun talep almaya başlıyorlar. Bunun üzerine el arasının camına “Cevizli Köfte” tabelası yapıştırıyorlar. Namik Baydar, bu işi bir adım ileriye taşımak için satış yaptığı bölgede bir dükkan tutmaya karar veriyor. Kısa sürede Gaziantep’in bilinen, uğrak mekanlarından oluyor. Cevizli Köfteci. Öyle ki başka semtlerle yer açması için yoğun talep oluyor. Bu gelişmeleri gören Namık Bey, “Cevizli Köfte”nin tescilini alır. Bayilikler vermeye başlar. Yöresel ürünleri kullanarak tüketiciye ucuz alternatif bir yemek çeşidi sunan Namık Bey’in “Cevizli Köfte’sinin” ünü artık kentin sınırlarını aşmıştır. Bugün Türkiye genelinde 36 bayisi olan “Cevizli Köfte”, son olarak İstanbul’da da bir bayi açtı.
Namık Baydar'a 'Hedefte ne var' diye sorduğumuzda bayilik sayısını 100’e çıkarmak istediğini öğreniyoruz. 'İhracat' diyoruz, “dünya bir tatsa yeter” diyor ve “Biz Türkler acı yediğimizi söyleriz ama dünyada bizden çok daha acı seven ülkeler var” diyerek bunun için dünyayı gezdiğinden bahsediyor. Baydar'ın son olarak Singapur gezisi için hazırlık yaptığını öğrendik.
Bulgur, ceviz, baharat gibi ürünleri harmanlayıp markalaştıran ve katma değer sağlayan Namık Bey’e formülü nedir bu işin diye sorduğumuzda, “hedefe kitlenmek” diyor. “Ben hiç hırslı biri değilim” diyor “ama istediğim şeyi elde edene kadar uğraşırım asla vazgeçmem” ifadesini kullanıyor.
Bu anlattığını desteklemek içinde markalarının yeni oluştuğu ilk yıllarda kendilerine prestij katacağına inandığı bir AVM’de yer almak için çok uğraştığını ama yerli bir marka oldukları için kabul edilmediklerini anlatıyor. Pes etmediğini, AVM sahibinin konuşmacı olduğu bir toplantıya katılmaya karar verdiğini söylüyor. Toplantıya katılan herkese markalarının olduğu tabak, peçete, ıslak mendil ile birlikte “Cevizli Köfte”yi ikram ediyor. AVM sahibinin bu şekilde dikkatini çekerek tanışma fırsatı buluyor ve tüm koşulları kabul etmesine rağmen yer bulamadığı AVM’nin en güzel yerini yarı fiyatına kiralıyor.
Cevizli Köfte'yi halen tatmadıysanız, hikayesini dinledikten sonra bence bir tadın. Son söz olarak Gaziantep markası olan “Cevizli Köfte”nin başka markalara ışık olmasının diliyoruz.