Çetinkaya’nın tek rakibi Trump olabilir

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

Merkez Bankası Başkanı kim olacak tartışması bitti. Aslında Murat Çetinkaya ismi uzun süredir kapalı kapılar ardında konuşuluyordu. Kısacası sürpriz olmadı. Erdem Başçı çok yıpranmıştı. Başkan Başçı elinden geldiğince görevini yaptı. Son iki yıl TCMB açısından zor geçti. Dış ve iç faktörler, para politikası ve ekonomi üzerinde baskı yarattı. Eğri oturup doğru konuşalım. Bu dönemde kim Başkan olsa zorlanırdı. Bir gelişen ülkenin Merkez Bankası’nın boyunu aşan gelişmeler yaşandı. Başçı’nın OECD nezdinde büyükelçi olacağı konuşuluyor. İyi bir akademisyendir. Akademik hayata geri dönse daha iyi olur. Gazeteciler onu ne zaman görseler, faiz ve kur seviyeleriyle ilgili görüşlerini soracaklar. Akademik çalışmalara yoğunlaşmak, yeni yayınları takip etmek, piyasa işlerinden biraz uzaklaşmak, zor geçen dönemden sonra iyi gelirdi.

Murat Çetinkaya nispeten daha sakin bir dönemde göreve başlıyor. Küresel piyasalarda şubat ortasında başlayan pozitif hava sürüyor. TL, hem dolar hem de euro karşısında güçlendi. Enflasyon iki aydır düşüyor. Geçen yılın nisan ayında enflasyon yüksek çıkmıştı. Bu baz etkisiyle Nisan 2016 enflasyonu da düşük gelebilir. Kur ve enflasyon tarafındaki baskının azalması, finansal piyasalarda risk alma iştahının yüksek olması Merkez’in elini rahatlatır. Para Politikası Kurulu 20 Nisan’daki toplantısında kuvvetle muhtemel faiz koridorunun üst sınırını indirir. Faiz acilen indirilmeli, manevra alanı var gibi açıklamalar abesle iştigal etmektir. TCMB faizi zaten indiriyor. Merkez Bankası’nın haftalık ve gecelik olarak bankalara verdiği borç faizlerinin miktarlara göre ağırlıklandırılmasıyla oluşan Ağırlıklandırılmış Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) yüzde 8.7 civarında. Bu faiz bir ara yüzde 9.2’ye yaklaşmıştı. AOFM biraz daha gevşeyebilir. Tabii bankacılık sektörünün bu düşüşün ne kadarını kredi faizlerine yansıtacağı ayrı bir tartışma konusudur. Bankaların da bir risk yönetimi mekanizması var. Son dönemde kredilerdeki risklerin ciddi şekilde arttığı konuşuluyor. 

Dış etkenler gelişen ülkelere bir süre daha destek verebilir. Fed doğal olarak haziranda faiz artırımının kapısını açık tutuyor. Yellen ve üyeler, Aralık 2015’teki faiz artışının hata olduğunu kabullenmek istemiyorlar. Ancak birçok soru işareti var. ABD’de ilk çeyrek büyümesi oldukça düşük gelebilir. Bu büyüme performansıyla faiz artırılmaz. Fed ikinci çeyrek büyümesini gördükten sonra harekete geçmek isteyebilir. Bu da gözlerin temmuz ve eylül aylarındaki toplantılara çevrilmesine yol açabilir.

Global ekonomideki dengesizlikler sürüyor. Bazı piyasalardan aşırı alım sinyalleri geliyor. Yaz aylarında Avrupa ve ABD’de politik tansiyon da yükselebilir. İngiltere’de 23 Haziran’da AB üyeliği referandumu var. Temmuzda Yunanistan’ın yüklü bir borç ödemesi bulunuyor. IMF’den iki yetkilinin medyaya sızan konuşmasından, Yunanistan’ın borç probleminin çözülmediği anlaşılıyor. IMF’nin Yunanistan anlaşmasından çekilebileceği spekülasyonu yapılıyor. Yunanistan’ın eurodan çıkışı tekrar gündeme gelebilir. ABD Başkanlık seçiminde Trump ve Sanders gibi popülist isimlerin olası adaylıkları en önemli küresel siyasi risk olabilir. Hayatı boyunca Cumhuriyetçilere oy vermiş fon yöneticisi bir arkadaşım geçen gün yaptığımız konuşmada, ‘‘Piyasaları memnun edecek Başkan’ın Clinton olacağını rahatlıkla söyleyebilirim’’ ifadesini kullandı. Özellikle Trump ismi içten içe tedirginlik yaratıyor. Piyasalar belirsizliği sevmez. Trump’ta bu fazlasıyla var.  
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019