Çeşitlilik ve kapsayıcılık
Çalışma hayatı ile ilgili dijital dönüşüm, geleceğin becerileri, liderlik, sürdürülebilirlik gibi birçok konuyu ve gündemi takip ediyoruz. Son yıllarda adını sıklıkla ve daha yüksek ses ile duyduğumuz diğer önemli bir konu ise, çeşitlilik ve kapsayıcılık.
Şirketlerde son yıllara kadar çeşitlilik ve kapsayıcılık denildiğinde temsil sayılarına odaklanan, ayrıştıran daha dar bir bakış açısı ile konuyu ele alan zihniyetler var iken günümüzde bu bakış açısını hızla değiştiren gücün insan kaynakları profesyonelleri olduğunu düşünüyorum. Peki bu dönüşümü yaratan kurumlar neler yapıyorlar? Benim gördüğüm öncelikle fırsat eşitliğini teşvik eden kapsayıcı bir kültür yaratmayı amaç edinmiş olmak.
Bu kapsayıcı kültürü gerçekten benimsemek, mış gibi göstermelik yapmamak için, kurumun tüm kademelerinde konuya aynı önem ile yaklaşmak ve dönüşümü planlarken, hayata geçirirken herkesin sahiplenmesini sağlamak oldukça kritik. Bu kültürel değişimi, dönüşümü benimsemek ayrıca şirketlere geniş bir yetenek havuzunun kapısını açarken, çalışanların potansiyelini ortaya çıkarma gücü verir, yaratıcılığı ve yenilikçiliği teşvik eder, karar verme yeteneklerini geliştirir, olumlu ve ilgi çekici bir çalışma ortamı oluşturur.
Farklı ekiplerin, daha geniş bir beceri, bilgi ve deneyim yelpazesine sahip oldukları için daha üretken ve uyumlu olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda kurumun çeşitlilik ve kapsayıcılık politikalarının üst düzey yetenekleri çekmek ve elde tutmak için oldukça cazip olduğuna inanıyorum.
Günümüz iş yerlerinin karmaşık yapısında kapsayıcılık sadece trend bir kelime değil; ekip uyumunu teşvik eden, hayal gücünü harekete geçiren, çalışanların iş girişimlerine katkıda bulunmalarını ve kayda değer sonuçlar elde etmelerini sağlayan önemli bir yaklaşım. Bir kurumun strateji ve kültürünün dokusuna bu değerleri entegre ettiğimizde neler değişiyor?
Yapılan araştırmalara göre, çalışanlar kariyer ilerlemelerinde yüzde 21 daha fazla cesaretlendirildiklerini hissediyor. Yeni yaklaşımlara yönelik fikirleri yüzde 15 oranında artıyor. Üst düzey liderleri, yöneticileri çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda rol model olarak sorumlu tutmak, çalışan bağlılığında yüzde 11’lik etkileyici bir artışa ve meslektaşlar arasında artan iş birliğine yol açıyor. Kurumun hem strateji hem de kültürüne etki edecek çeşitlilik ve kapsayıcılık politikaları geliştirmek, birkaç saatlik atölye çalışmaları, bazı özel günlerde yapılan konuşmalar, etkinlikler ile olmuyor.
Özellikle bu politikaları oluşturmanın önündeki engelleri tanımlamak, iş stratejilerine çeşitlilik ve kapsayıcılık bakış açısını entegre etmek, sadece insan kaynakları profesyonellerine bunu görev olarak atamak yerine tüm çalışanların ortak sorumluluk olarak üstlenmesini teşvik etmek gerekiyor. Kapsayıcılık ve çeşitliliği şirket kültürlerinin dokusuna işleyen kurumlar, her bireyin kendini değerli hissettiği, ilham aldığı, güçlendiği ve bağlılığın giderek arttığı yeni bir döneme öncülük eder.
Biliyoruz ki çeşitlilik ve kapsayıcılığın özü, kurum genelinde benimsenen ve zaman içinde ölçülebilir sonuçlar veren stratejiler geliştirmekte yatar. Çeşitlilik ve kapsayıcılığın kurum bakış açısı ile özü; adil, eşitlikçi, nezakete dayalı ve etik ilişkiler zincirini oluşturarak herkesin gelişmek için ihtiyaç duyduğu gerekli araçları sağlamayı amaç edinen bir kültür inşa etmekle başlar.