Cep telefonu kaynaklı risklerin yönetimi

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

ABDULLAH SEVİM - Yönetim Danışmanı

Türkiye’de telefon cihaz piyasası, 2013-2017 yılları arasında ciddi oranda artmıştır. 2017 yılında 13 milyon adet cep telefonu için ödenen para 20 milyar liraya ulaşmıştır. Son beş yılda 55-60 milyon adet cep telefonunun satıldığı ve harcanan paranın 90 milyara ulaştığı öngörülmektedir. Kredi kartına taksitle cep telefon satışının yasaklanması satış rakamlarını azaltmamış, satışların telekomünikasyon sektörü tarafından yapılmasını sağlamıştır. Taksitle yapılan satışlar sektörün pazar payının neredeyse yarısına ulaşmıştır. Turkcell bunun için bir finansman şirketi kurarak faaliyetlerini yürütmüş, diğer operatörler de farklı iş modelleri ile sektörde önemli birer aktör haline gelmiştir.

Karşı karşıya olunan riskler

Telekomünikasyon sektörünün, bankacılık sisteminden farklı olarak müşteri kredibilitesini değerlendirebileceği KKB benzeri bir sistemi bulunmamaktadır. Şirketler arası kara liste paylaşılmasına yönelik yasal düzenleme yapılmıştır. Ancak ikincil mevzuat geliştirilmediği için şirketler arasında kara liste paylaşımı yapılmamaktadır. Kanuni nedenlerle, sektör, Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne riskli müşteri bilgilerini bildirmeye başlanmıştır. Ancak söz konusu paylaşımın geri dönüşümü alınamamış ve ilgili raporlama faaliyetleri henüz sonuçlanmamıştır. Sektör müşterisine özgü skorlama yapılamadığı gibi, sektöre borcunu ödemeyen müşterilerin kredi notu, bu süreçten etkilenmemektedir.

Diğer taraftan dışarıda danışmanlık adı altında faaliyet gösteren, cihazı bir finansman aracına dönüştüren aktif bir yapı bulunmaktadır. Bu yapı cihazı finansman aracı olarak kullanmak isteyen müşteri, bayi, cihazı satın alacak firmalar arasında koordinasyon görevi üstlenmektedir.
Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBİSAD) Başkanı Sinan Ekşi Bu rakamın, Türkiye’de her ay 500 bin dolayında cep telefonunun GSM operatörlerinin yetki verdiği bayiler üzerinden satıldığı ve bunun 50 binin ambalajı açılmadan yeniden satışa sunulduğunun tespit ettiklerini belirtiyor.(1)

Söz konusu kitlenin gelir düzeyinin düşük müşterilerden oluşması alacakların tahsil edilmememe nedeni haline gelmiştir. Ödememe niyetiyle cihaz alanlar şüpheli alacağın ana kaynağı olmuştur. Nitekim hukuka intikal eden alacağın yarısını oluşturan müşterilerin ödememe oranı %80’dir. Dolayısıyla faaliyet sürdürülen ortam sektör şirketlerini frauda ve riske maruz bırakmıştır. Bu vakalar özellikle yüksek bedelli ithal cihazlarda yaşanmaktadır. Dolayısı ile bu suiistimalin cari açığı arttıran bir boyutu bulunmaktadır.

Sektörün cep telefonu nedeniyle ayırdığı karşılık minimum 1 milyar liradır. Ayrılan şüpheli alacak karşılığı nedeniyle her yıl 200 milyon lira vergi daha az ödenmektedir.

Çözüm önerileri

Telekomünikasyon şirketlerinin söz konusu riskleri yönetmesi için alması gereken karar, aksiyon ve kurması gereken güçlü sistemler vardır. Bununla birlikle, sorunu tek başlarına çözme imkanı bulunmamaktadır. Her şeyden önce risk merkezi ile paylaşmaya başladıkları verinin, bankacılık ile beraber telekomünikasyon sektörü ile de paylaşılabilmesi gerekir. Özellikle ödememe niyetiyle cihazı alan abonelerin, “bankacılık sektörü için de oluşturulan en riskli ve fraudlu müşteriler” kategorisinde tanımlanması etkili sonuçların alınmasını sağlayacaktır.

Teknik servislerde, cihazların garanti kapsamında değerlendirilmesi için, fatura talep edilmemektedir. Bu çerçevede, operatörlerin üreticilerle anlaşarak, bedeli ödenmeyen cihazların garanti kapsamında değerlendirilmemesini sağlamalarını öneriyoruz.
Buna ilaveten devletin, resmi kurumların desteğine ihtiyaç duymaktadır.

• Bunun için en etkili çözüm borçlarını ödemeyen fraudlu müşterilerin cihazlarına blokaj koyabilmeye imkan tanınmasıdır.

• Diğer önemli bir husus kara liste paylaşımı ve sektör bazlı kredi notu üretimidir. Bankacılık veya telekom sektöründe tahsil edilmeyen bedeller, maliyetin bir unsuru olarak görülür. Söz konusu bedelin fiyatlamaya dahil edilmesi zorunlu hale gelir. Bu doğru oranda fiyata yansıtılmıyorsa şirket ciddi bir zarar eder. Bu durumda asıl bedeli dürüst müşteri öder. Bu itibarla dürüst müşterinin hakkını korumak için agresif tedbirlere başvurulması gerekmektedir.
Söz konusu tedbirlerin alınması halinde, dürüst müşterinin korunacağı, vergi kayıplarının, cari açığın azalacağı ve tefeci piyasasına darbe vurulacağı öngörülmektedir.
***
(1) http://www.haberturk. com/yeni-nesil-akilli-cep-telefonlari- yeni-nakit-araci-oldu- 1839882-ekonomi

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar