Cep Telefonu Ekran Koruyucusunun Vergi İle İmtihanı

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Bülent TAŞ / Nazmi KARYAĞDI - Yeni Ekonomi Danışmanlık AŞ Kurucu Ortakları

Ekran koruyucuları binlerce lira vererek aldığımız ve genellikle de, ne yazık ki, 2-3 yılda bir değiştirdiğimiz cep telefonlarımızın önemli bir korucu aksesuarı.
Cep telefonu ekran koruyucusu, temperli cam olarak çiziklere, çatlamaya ve kırılmaya karşı güvence sağlıyor.

Temperleme işlemi, camın ince bir yaprak halini alıncaya kadar ısıtılması ve ardından hızla basınçlı hava ile soğutulmasıyla üretiliyor ve böylece cep telefonu ekranlarını koruyucu bir işlev görüyor. Birazdan anlatacağımız yaşanmış hikâye, idari uygulamaların girişimcilere nasıl bir “zamanda yolculuk” yaptırdığını özetliyor.

Ancak, şunu da belirtelim maliyeti yüksek bir zamanda yolculuk. 2014 ve 2015 yılları cep telefonu ithalatında patlama yaşanan yıllar olup, doğal olarak cep telefonu ekran koruyucularının da yüksek miktarlarda ithalatının yapıldığı yıllar olarak tarihe geçtiler. Bu yıllarda cep telefonu ekran koruyucusu ithalatçıları ödeyecekleri gümrük vergisi ve KDV’nin tespit edilebilmesi amacıyla GTİP numarasının tespiti için Gümrük Bölge Müdürlüğü’ne (Gümrük kimyagerliğine) başvuruda bulunurlar.

Gümrük idaresi, Bağlayıcı Tarife Bilgisi olarak adlandırılan, eşyanın gümrük tarif cetvelindeki yerini belirlemek üzere bir karar verir ve ithalatçıya bildirir. İthalatçı da verilen karar uyarınca (7020: Camdan diğer eşya grubu) gümrük vergisini ve KDV’sini öder.

Ona göre işlem bitmiştir. Ancak hikâye aslında yeni başlamaktadır. 2015 yılında kara, hava ve uzay araçlarında veya deniz araçlarında ve evlerde, otellerde, alışveriş merkezlerinde, ofislerde vb. yerlerde kullanılan temperlenmiş endüstriyel emniyet camlarının Türkiye içindeki imalatçıları, Türkiye’deki fiyatlardan çok daha alt seviyelerde dampingli fiyatla yurtdışından temperli cam ithal edilerek yurtiçindeki üreticiler açısından haksız rekabete yol açıldığı iddiasıyla Ekonomi Bakanlığı’nca soruşturma açılmasını talep ederler.

Bakanlık yaptığı soruşturma sonucundaTürkiye’deki temperli cam imalatçılarının iddialarını haklı bularak 18.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımladığı 2015/49 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile 70.07 GTİP numarasındaki temperlenmiş veya lamine edilmiş emniyet camları için ‘Dampinge Karşı Vergi’ getirir ve temperli emniyet camlarını ithal edenlerin ilave olarak bu vergisi ödemelerini zorunlu kılar.

Buraya kadar her şey normal.

Ancak yerel gümrük idareleri, bu tebliğin yayımından sonra cep telefonu ekran koruyucularının ulaştırma, mimari, mobilya sektöründeki temperli camlarla aynı grupta olduğunu iddia ederek, Dampinge Karşı Vergi’nin ödenmediği, dolayısıyla da KDV’nin eksik ödendiği iddiasıyla tüm ithalatçılara tebligat yapar.

Bu arada Ekonomi Bakanlığı 9.3.2018 tarihinde 2015/49 sayılı Tebliğ’de bir değişiklik yapılarak idarenin ek Damping Vergisi istediği ürünlerin, damping vergisi kapsamına girmediğini açıklar.
2015 ila 2018 arasında yapılan ek tarhiyatlar ne olacak sorusu karşımıza çıkar. Yani bakanlık cep telefonu koruma camlarının Damping Vergisi kapsamına girmediğini açıkladığına göre gümrük idaresi nasıl bir yol izleyecektir?

Eğer idare hiçbir aksiyon da bulunmamışsa, bu noktadan sonra yapılan ek tarhiyatın doğru olmadığını ispat etme zorunluluğu mükellefe düşüyor.

- Gümrük idaresinin ürün tasnifine göre beyanda bulunmuş ve verginizi ödemişsiniz;
- Ancak sonradan idarenin başka bir birimi size yanlış tasnifte belirleme yapmışız. Dolayısıyla da vergileri eksik ödemişsiniz şimdi bunları faiziyle birlikte ödemelisiniz.

Oysa ki, mükellef, idarenin kendisine bildirdiği şekilde vergisini ödemişken, ek vergi talep edip daha sonra da tebliğ ile cep telefonu ekran koruyucusunun ek vergiye tabi olmadığını açıklanmışken ne olmasını beklersiniz?

İdare, Gümrük Kanunu'nda düzenlenen uzlaşma müessesesi kapsamında yaptığı tarhiyatları terkin eder ve süreç normale döner.

Maalesef böyle olmamış sevgili okuyucular.

Mahkemeye gidip sizin yol açmadığınız bir durumu ortadan kaldırmak ve kendinizi aklatmak durumundasınız.

Bilindiği üzere hukuk devleti ilkesinin en önemli unsurlarından biri idarenin yasallığı ilkesidir.
Yatırım ortamını iyileştirilmesinde, çalışma piyasalarının geliştirilmesinde idarelere çok büyük bir görev düşer.

Kamu idareleri hem kamunun menfaatini hem de bireyin menfaatini eşdeğer hassasiyette korumak ve gözetmek durumundadırlar. Haksız yere birini diğerine feda etmemelidirler.
Kamunun menfaatini korurken hukuku eksik uygulamak suretiyle bireyin menfaatine zarar vermek, vatandaş odaklı bir devletin en hassas olması gerektiği konulardan biri olmalıdır kanısındayız.

Kamu kurumlarımızla temasta zaman zaman şahit olduğumuz “Haklısınız ancak bizim yapacak bir şeyimiz yok. Mahkemeye gidin, orada düzeltirsiniz” şeklindeki yol göstermelerin geçmiş yüzyılda kalması gereken kamu yönetimi anlayışı olduğuna inanıyoruz.

Özetle; kamu yararı ve bireyin yararının tartılacağı en hassas terazinin adalet olduğunu hep aklımızda tutmalıyız.

Uzlaşma müessesesi gibi imkanlarla girişimciler ile devlet arasında barışı tesis etmeliyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar