Cehaletin özgüveni, bilgeliğin sessizliği

Ömer Gencal
Ömer Gencal EkoSpektrum: Piyasa ve Duygular omer.gencal@dunya.com

 Toplumsal zemin üzerinde yükselen sistematik riskin seyri

“Bilgi, bilenin dilinde değil; bilmeyenin iddiasında pat­lar.”— anonim

Günümüz dünyasında eko­nomiler yalnızca sayılar­la, kurumlarla ya da algorit­malarla değil; bu sistemleri yöneten insanların zihinsel modelleri, bilinç düzeyleri ve öz­güvenleriyle şekilleniyor. Bazen bir liderin tek bir tweet’i, yaptığı toplanıtlarda bir açıklaması ve­ya herhangi bir hareketi küresel piyasaları alt üst etmeye yetiyor. Ve ne yazık ki o tweet’in sahibi çoğu zaman yarattığı dalgalan­manın derinliğinin farkında bile olmuyor.

Donald Trump’ın ikinci dö­nemi, dünyada bu olgunun çar­pıcı bir örneğini yaşıyor. Ar­tırılan gümrük tarifeleri, kar­şılıklı yapılan açıklamalar ve misllemeler, ticaret savaşları, NATO, Uluslararası Ticaret Ör­gütü (WTO) , USMCA (United States-Mexico-Canada Agree­ment / ABD-Meksika-Kanada Anlaşması) gibi uluslararası it­tifaklara yöneltilen tehditler sa­dece bir ekonomik tercih değil; aynı zamanda bilgi ile cehalet, strateji ile tepki, mütevazılık ile kibir arasında yaşanan bir müca­delenin dışa vurumu.

Cehalet bir eksiklik değil, algı bozukluğudur

Cehalet yalnızca bilmemek de­ğildir; bilmediğini bilmemektir. Dunning-Kruger etkisinin göster­diği gibi, düşük bilgi düzeyinde­ki birey, çoğu zaman yetkinliğini abartır. Bu durum, bir liderin zihin­sel evrenine yerleştiğinde, bireysel bir sorun olmaktan çıkar; sistema­tik bir riske dönüşmek üzere fırsat kollamaya başlar. Çünkü ekonomi­ler beklentilerle yaşar; beklentiler ise anlatılarla şekillenir. Anlatılar cehaletle yazıldığında, piyasa yal­nızca dalgalanmaz, kırılır.

Gümrük tariflerinin hesapla­masının yapıldığı formül, kulla­nılan Yunan harfleri ile oldukça karmaşık ve seksi gibi görünse de da arkasındaki mantığın tam bir bakkal hesabına dayanması söy­lediklerimin doğrulunu gösteren önemli bir kanıt gibi. Trump’ın duygulara dayalı, içgüdüsel poli­tikaları; piyasaların psikoloji­sini sarstı.

Beklentiler değiş­ti, belirsizlik hiç olmadığı ka­dar arttı ve oynaklıklar tarihi yüksek seviyelere ulaştı. An­cak bu sadece bireyin hata­sı değil. Lideri şekillendiren toplumun da epistemik (bilgi­ye olan karşı tutumu) tutumu bu denklemde belirleyiciydi. Eğer toplum karmaşık sorun­lara basit cevaplar sunanları alkışlıyorsa, aslında kendi cehale­tini kutsuyor demektir.

Rasyonel cehalet ve popülist retorik

Bireylerin bilgiye erişmeyi ter­cih etmemesi, davranışsal ikti­satta “rasyonel cehalet” olarak tanımlanır. Bilgi edinmek zaman ve çaba ister; çoğu insan, karma­şık gerçekler yerine kanaatlerle yetinmeyi seçer. Bu tutum, popü­lizmle birleştiğinde ise politik bir riske dönüşür. Popülist lider, kar­maşıklığı reddeder; basit slogan­larla gerçekliği yeniden şekillen­dirir. Çünkü bilgi riskli, cehalet ise siyaseten daha kazançlıdır.

Bu durum sadece iç siyase­ti değil, küresel düzeni de etkiler. Çin’e uygulanan vergi politikala­rı yalnızca ABD iç piyasasını de­ğil, tedarik zincirleri üzerinden tüm dünyayı sarsacak. Dünyada­ki bir çok ekonominin büyüme oranlarını oldukça negatif etkile­yecek. Şimdiden Amerika Birle­şik Devletleri büyümesi 2025 yı­lı için bazı kuruluşlar tarafından revize edilerek %1.3 düzeyinden -%0.3’lere revize edildi. Yeniden güncellenen veri sadece büyüme değil. Enflasyon görünümü de bo­zulacak.

ABD’de çekirdek enflas­yon beklentisi 2025 yıl sonu için %3’ten 1.4 puan kadar yukarı revi­ze edilerek %4.4 olarak açıklandı. Kısaca ekonomik beklentiler ABD için bir stagflasyona işaret ediyor. Buna rağmen, artık piyasalarda FED’in yıl sonuna kadar 100 baz puan indirmesi bekleniyor. Da­hası bu beklenti kimi kurumlarda 150 baz puana kadar çıktı ve bel­ki de resesyonun boyutları de­ğiştikçe artmaya devam edecek. Yıl başında bu beklenti sadece 25 baz puan kadardı. Popülist bir ka­rar sistematik bir riske dönüştü. Üstelik bu sistematik risk sadece ABD için geçerli olmayacak.

Kurumsal bağışıklığın çöküşü

Her sistem tıpkı bir organizma gibi, hatalara karşı bağışıklık sis­temine ihtiyaç duyar. Özgür med­ya, bağımsız yargı, merkez banka­ları ve akademi bu işlevi üstlenir. Ancak kurumlar işlevsizleştikçe, liderin zihinsel modeli gerçekli­ğin yerine geçer. Bilgi, veriyle de­ğil, algıyla tanımlanır. Ve böylece sistem; kendini iyileştirme, de­netleme ve hatalardan ders çıkar­ma yetisini kaybeder.

Veri değersizleşir, uzmanlık kü­çümsenir, sadakat ödüllendirilir. Toplumun sinir uçları körelir; yan­lış sinyaller alınmaz. Bu durumda sistem, içeriden çökmeye başlar.

Epistemolojik sorumluluk ve etik liderlik

Güç sahibi olmak, aynı zaman­da bilgiye karşı sorumluluk taşı­maktır. Etik liderlik; kararları ve­riyle, fikir alışverişi, ortak akıl ve şeffaflıkla şekillendirmeyi gerek­tirir. Bilgi, sadece bir enstrüman değil; toplumsal bir emanettir. Bu nedenle liderin görevi yalnızca “bilmek” değil, “neyi bilmediğini” de fark edebilmektir.

Etik lider, kelimelerinin yarat­tığı dalga etkisinin farkındadır. Panik yaratmaz, öfkeyi körükle­mez, karmaşık gerçekleri basit­leştirme tuzağına düşmez. Çünkü bilir ki, sistematik riskin panze­hiri daha fazla kontrol değil; daha fazla şeffaflık ve kolektif akıldır.

Son söz: sessizliğin gücü

Cehaletin özgüveni gösterişli, sesli ve etkileyicidir. Ama bu öz­güvenin faturası her zaman siste­me kesilir. Bilgelik ise sessizdir, yavaş konuşur ama sağlam karar­lar alır. Ve çoğu zaman bir toplu­mu uçurumdan çeviren şey; bu sessizliğin içindeki derinliktir.

Bugün dünyanın ihtiyacı daha fazla güçlü lider değil; daha faz­la epistemolojik sorumluluk sahi­bi insan ve onları destekleyecek kurumsal yapılar. Çünkü sonuçta sistemleri sürdüren şey güç değil; bilgeliğin taşıdığı yükü paylaşma cesaretidir.

Gerçek lider herkesi can kulağı ile dinleyerek en son konuşandır. Bilgelik, sesi en çok çıkan değil; sustuğunda bile en çok şeyi anla­tandır.

“Bilgi cesaret verir, cehalet ise küstahlık. Bilgili insan mütevazi­dir, cahil insan ise kibirli.”

Alber Einstein..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bundan sonra ne olacak? 02 Nisan 2025
 Mektup 26 Mart 2025
Risk ateş gibidir… 11 Mart 2025