Ceasar ve Autoshow
Türkiye’de otomotiv sektörünün en büyük şovu bugün başladı. VIP ve basın günü olarak açılan İstanbul Autoshow 2012, yarından itibaren 11 Kasım’a kadar otomobilseverlerin ziyaretine açık olacak.
Bir tarihçi olmamakla birlikte fuarların geçmişinin ticaretin tarihine eş değer olduğunu söyleyebilirim.
Trampa ekonomisinin hakim olduğu dönemlerden bu yana pazar, panayır gibi farklı adlar alsalar da tarih boyunca hep satıcıların, alıcıyla buluştuğu alanlar olarak belirli günlerde kurulmuştur. Daha sonra alıcı ve satıcıların eğlenmesini ve farklı ihtiyaçlarını da karşılayabilmelerini sağlayacak hizmetlerin de bu alanlara gelmesiyle bildiğimiz panayır, festival gibi daha büyük şenliklere dönüştü.
Bugün bu eski panayır geleneğinin bir yansıması olarak fuarlar düzenleniyor. Lakin bu kelimelere pek takılmamak lazım bugün fuarlar tam bir endüstri haline dönüşmüş durumda. İstanbul Autoshow için katılımcı firmalar yaklaşık 50 milyon dolarlık bir yatırım yaptılar. Bir standın imalatı, stand üstü hizmetleri, kiralaması derken firma başına çok önemli miktarlar harcanıyor.
Peki bu harcamaların amacı nedir? Kimileri satışı canlandırmak, kimileri güç gösterisi yapmak diyor… Hatta fuarın sloganı bile “Sektörün güç gösterisi” olarak seçilmiş. Peki kim kime neyin gücünü gösteriyor…
Ben bu tip iddialı söylemlerin verdiği mesajın, sektörün ihtiyaç duyduğu destekleri, kösteğe çevirdiğine inanıyorum.
Çok net bir şey söylemek istiyorum. Bugün hükümetin günah keçisi olarak ilan ettiği otomotiv sektöründe yarın yapılacak şovlarla Ankara’nın antitezini pekiştireceğine inanıyorum. Eminim ki kapalı kapılar ardında, yarın satılması muhtemel Bugatti’lerin, Bentley’lerin, Ferrari’lerin haberleri bir şekilde sektör temsilcilerinin önüne konulacaktır.
Tabii beraberinde ithalat faturaları ile birlikte…
Farklı bir soru daha sormak istiyorum. 12 Kasım sabahı yani fuarın kapanacağı 11 Kasım’ın hemen ertesi günü Türk otomotiv sektöründe somut ne gibi bir değişim olacaktır?
Bence hiçbir şey…
Zira, bugün fuara özel yapılan kampanyalar, fuar bittiğinde belki dozu çok daha fazla artmış bir şekilde, yılın son fırsatları adıyla devam edecektir.
Somut olarak fuarın getireceği en önemli fark, bazı modellerin satışının resmen başlayacak olmasıdır.
Tabii ki VIP gününde bazı milyon liralık araçlar için bağlantılar yapılacaktır. Bazı rüya modellere otomobilseverler dokunabilecektir, lakin somut olarak hayatımızda çok fazla değişen bir şey olmayacağı da kesin.
Peki biz bu güç gösterisini neden yapıyoruz? Benim cevabım tek, duygusal motivasyon. Çok sevdiğim bir bilgisayar oyunu vardı. Temeli, SimCity’ye dayanan, bir şehri tamamen kurduğunuz ve yönettiğiniz keyifli bir oyundu. Roma döneminde geçen Ceasar isimli bu oyunda boş bir alanda bir Roma şehri kuruyordunuz. Şehrin tüm altyapısını, ekonomik sistemini sağlıklı bir şekilde oturtmak zorundaydınız. Ara sıra da hem tanrıların hem de halkın moralini yükseltmek için belirli tanrılar adına eğlenceler düzenlemek zorundaydınız. Bu eğlenceleri de önemli oranda para harcayarak yapıyordunuz. Şehir sakinleri mutlu oluyor, tanrıların gazabı da şehrinizden uzaklaşıyordu.
Bizim Autoshow’u da buna benzetiyorum. Maddi olarak çok büyük bir yük getiren ama tüketici, üretici, satıcı üçgeninde biraz nefes aldıran. Sonunda herkesin üzerinde keyifli bir yorgunluk bırakan.