Çatlak Batı’da, umut Doğu’da
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) yıllık toplantısını Davos’a gitmeden, bilgisayar ekranı başında izlemenin keyfini çıkartıyorum bu yıl. Küresel elitlerle aynı ortamda bulunmanın, alanlarında isim yapmış insanları tanıma, hatta onlarla konuşma olanağını bulmanın farklı bir tarafı var kuşkusuz ama Davos’ta hep bir yerlere yetişmek için koşuştururken bir sürü şeyi de kaçırıyor insan. Bilgisayar başında oturup Davos’tan canlı olarak yayınlanan oturumları izlemek bu bakımdan ciddi bir avantaj sağlıyor. İlginizi fazla çekmeyen bir oturumdan bir diğerine geçerek 120 dolayında oturumu izleme olanağınız var. Bunun yanı sıra çeşitli TV kanallarının Davos’tan yaptığı yayınları izleme, ekrana getirdiği konukların yaptığı yorumları dinleme olanağını da bulabiliyorsunuz.
Borsalardaki tırmanış sürecek mi?
Bu yılki toplantının dünya ekonomisinin olumlu sinyaller verdiği, borsaların rekor üstene rekor kırmaya devam ettiği bir ortamda yapılması Davos’taki genel havayı da olumlu yönde etkilemiş görünüyor. Bu yılın başından beri yaşanan tırmanışın borsaların toplam değerini 3.5 trilyon dolar artırdığı hesaplanıyor. 2018 yılının dünya ekonomisi açısından iyi bir yıl olacağını düşününler hayli fazla bu ortamda.
Ancak Davos’ta bulunan ekonomist ve analistler arasında, bugün ortaya çıkmış olan tablonun kalıcılığı konusunda ciddi kuşkuları olanlar da var.
“Çatlak” Batı’da
Piyasalarda nelerin yaşanacağını önümüzdeki dönemde bolca tartışacağız her halde. Ben de Davos’ta yapılan farklı oturumları izlerken, öncelikle bu yılki toplantının ana temasına odaklanmanın anlamlı olacağını düşündüm. Dünkü yazımda da belirttiğim gibi, Dünya Ekonomik Forumu, dünyada oluşmuş olan “çatlağı” onarmak için elbirliğiyle neler yapılabileceğinin tartışılmasını istiyor bu yıl Davos’ta. “Çatlak” derken de son çeyrek yüzyılda yaşanan gelişmelerin yarattığı gerilimlerin çatışmaya ve parçalanmaya açık bir küresel tablonun ortaya çıkmasına yol açtığı belirtiliyor.
Trump’ın Davos’a gelerek neler söyleyeceğinin merak edildiği ortamda öncelikle Batı dünyasının nereden nereye geldiğini düşünmek gerekiyor bence. 2000 yılı öncesinde, benim Davos’a ilk geldiğim yıllarda küresel oyunun tek hakimi konusundaki ABD’nin bugün geldiği nokta arasında muazzam bir fark var. Trump gibi bir adamın bugün ABD Başkanı olması ve lanetlemiş olduğu küresel elitlerin onun iki dudağı arasından çıkacak sözlere odaklanmış olması zaten çok şey anlatıyor. ABD içinde benzeri görülmemiş bir kutuplaşma var. Batı toplumlarında hayat standardı gerileyen geniş kesimin tepkisi sonunda demokrasiyi tartışılır hale getirdi. Küreselleşmeyi tetikleyen ve geri kalmış ülkelerin yükselmesine yol açan Batı’nın şimdi kendi oyununu, kendi düzenini kurmakta zorlandığı görülüyor. Dünyadaki “çatlak” aslında Batı’nın eseri ve Batı bu çatlağı onarmak için bir arayış içinde. Davos’ta bu arayışa aracılık ediliyor.
Buna karşılık son çeyrek yüzyılda müthiş bir atılım yapan Çin ve Hindistan ile onları izleyen diğer ülkelerden Davos’a gelen katılımcıları dinlerken, onların geleceğe kaygıyla değil umutla baktığını hissettim. Her biri yeni bir proje peşinde, yoksulluktan sıyrılma ve teknolojiye ayak uydurma çabasında yeni bir atılım yapma hevesinde. Küresel oyunda iddialı hale gelmek isteyen bu insanlar, Hindistan Devlet Başkanı Modi’nin vurguladığı gibi, Batı’nın kendi başlattığı küresel oyuna çomak sokmamasını istiyor şimdi. Trump’ı da bu umutla dinleyecekler her halde.
Zirveden notlar...
* Turkcell CEO'su Terzioğlu: Mültecilere dijital çözüm bulacağız
Davos'ta mülteci krizi önemli konu başlıkları arasında bulunuyor. Bu kapsamda düzenlenen ' Mültecileri Yeniden Hayata Bağlamak' konulu panelin konuşmacıları arasında Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu da yer aldı. Terzioğlu, konuşmasında, Suriyelilerin insani yaşama standartlarına kavuşması için Türkiye'nin yaptığı çalışmaların altını çizdi. Turkcell'in 700 bin kullanıcı rakamını geçen Merhaba Umut uygulamasından da bahseden Terzioğlu, Turkcell'in ortaklarıyla beraber geliştirdiği uygulamanın, kamu-özel sektör işbirliği açısından da önemli bir örnek olduğunu vurguladı ve "Önümüzdeki dönemde etkili çözümler üretmek için dijital teknolojinin oluşturduğu imkanlardan faydalanmamız şart" diye konuştu. Kaan Terzioğlu, ülkesinden kaçmak zorunda kalan Suriyeliler için en erişilebilir teknolojik çözümün akıllı telefonlar ve bu cihazlar üzerinden sağlanan iletişim çözümleri olduğuna dikkat çekti.
* Kibar Holding CEO'su Saka: Türkiye'ye karşı olan ilgi hala diri
Davos Zirvesi’ne katılan Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, bu yılki teması ayrışma ve kutuplaşma olan zirvede ekonomik endişelerin siyasi endişelerin gölgesinde kaldığına dikkat çekerek, bunu hem ekonomik hem de siyasi alanda görmenin mümkün olduğunu belirtti. Zirvede gözlemlediği Türkiye algısına da değinen Tamer Saka, geçen yılki olumsuz havanın yerini biraz daha alışılmış ve kabullenilmiş bir Türkiye’nin aldığına dikkat çekti. Türkiye’ye karşı olan ilginin hâlâ diri olduğunu söyleyen Tamer Saka, “Farklı ülkelerle yaptığımız toplantılarda Türkiye’ye karşı hâlâ bir yatırım ilgisinin olduğunu söyleyebilirim. Elbette ülkemiz jeopolitik konumu nedeniyle sıkıntılar yaşıyor. Ancak her şeye rağmen 2018 yılında Türkiye’nin daha fazla yatırım çekebileceği ortama girebileceğini buradan görebiliyorum” dedi. Tamer Saka ayrıca, özellikle Suriye tarafındaki ana sorunların çözüme yakın olmasının Türkiye’ye olan ilgiyi arttırdığını da vurguladı.
* Şirketler, karbon salınımını 3 milyon ton azaltabilir!
Dünyanın en büyük filo kiralama şirketlerinden olan ve beş kıtada 1.7 milyondan fazla araç filosunu yöneten LeasePlan, iklim değişikliği ile mücadelede filo yönetiminin önemine dikkat çekti. Buna göre, Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’na katılan şirketlerin düşük emisyonlu filoları tercih etmesiyle karbondioksit salınımı 3 milyon ton azalıyor. WEF'e katılan 1.808 şirketin araç filoları yılda 3.09 milyon ton karbondioksit salınımı gerçekleştiriyor. Bu noktadan hareketle, Davos’a katılan şirketlerin düşük emisyonlu filoları tercih etmesi halinde atmosfere yayılan karbondioksit salınımı bir anda 3.09 milyon ton azalıyor. LeasePlan bu doğrultuda, Davos’taki şirketlerin düşük emisyonlu filoları tercih etmesiyle çevreyi koruma ve sürdürülebilirlik anlamında büyük bir adım atılabileceğini vurguluyor.
* Blockchain teknolojisi görmezden gelinemez
48. Dünya Ekonomik Forumu'nda asıl olarak bitcoin ve kripto paralar için geliştirilen, ancak finans dışında ekonominin tüm alanlarında varlık takası için kullanılabilen "blockchain teknolojisinin artık görmezden gelinemeyeceği" vurgulandı. Blockchain teknolojisinin finans kurumlarını endişelendirmesi sonucu, Davos Zirvesi'nde oturumlardan biri de "kripto-para balonu" olacak. Toplam piyasa hacmi 20 milyar dolardan, 830 milyar dolara kadar yükselen kriptopara fenomeni ve bu piyasayı destekleyen blockchain teknolojisinin "yolsuzluk", "kara para aklama aracı" gibi ithamlara karşın, artık finans kuruluşları tarafından görmezden gelinemeyeceği vurgulandı.
* Kadın-erkek gelir eşitsizliği 100 yıldan önce kapanmaz
WEF tarafından yapılan bir araştırma erkek ve kadın arasındaki gelir uçurumunun kapanmasının 100 yıldan önce gerçekleşmesinin beklenmediğini ortaya koydu. Bir önceki raporda 86 yıl olan tahminin büyümesi durumun giderek kötüleştiğine işaret ediyor. Ancak konuyla ilgili umut verici gelişmelere dikket çekildi. Özellikle teknoloji şirketlerinin maaşların eşitlenmesi konusundaki çalışmalarının önemli olduğu belirtildi. Salesforce Başkanı Cindy Robbins, kendi şirketlerinde 'eşit maaş' yolculugunun 2015 yılında başladığını, o yıl yapılan bir araştırmanın işgücünün yüzde 6'sının maaşında düzenleme yapılması gerektiğini ortaya koyduğunu belirtti. Bu kapsamda eşitsizliği azaltmak için 3 milyon dolarlık bir harcama yapıldığını ifade eden Robbins, 2016'da da benzer bir düzenlemeye gidildiğini ifade etti.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Arjantin lideriyle buluştu
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Arjantin Devlet Başkanı Mauricio Macri ile İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen 48. Dünya Ekonomik Forumu'nda (WEF) bir araya geldi. G20 Dönem Başkanı Arjantin'in Devlet Başkanı Macri, Davos'ta G20 ülkelerinin iş dünyası temsilcileriyle buluştu. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile Macri, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik fikir alışverişinde bulundu. Görüşmede G20 Zirvesi kapsamında küresel ekonomik konular da ele alındı. Hisarcıklıoğlu, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, "Bu yıl G20 Dönem Başkanı Macri'ye küresel ekonominin önünde gördüğümüz tehditleri aktardık. Türkiye ve Arjantin gibi gelişmekte olan ülkelerin daha fazla iş birliği yapması konusunda taleplerimizi ilettik. Türkiye ve Arjantin iş dünyaları olarak birlikte çalışmaya devam edeceğiz." dedi.