ÇATES ihalesinden çıkarılacak dersler
Elektrik üretim özelleştirmeleri, bu piyasada oyuncu olmayı düşünenler açısından çok bilgilendirici süreçler. Hafta başında yapılan Çatalağzı Termik Santrali (ÇATES) ihalesini bu çerçevede değerlendirmeye çalışalım.
Zonguldak’ta bulunan ÇATES’in satış ihalesinde devir fiyatı 351 milyon dolar oldu. Bu rakam, sektördeki pek çok aktör tarafından yüksek bulunuyor. Bu yöndeki algıya tekrar dönmek üzere ihaleyle ilgili birkaç not düşelim... İhalede en erken pes eden oyuncu, elemeli turdan sonraki açık artırma turuna katılamayan Limak Holding oldu. 280 milyon dolardan başlayan açık artırma sırasında ilk çekilen taraf ise IC İçtaş idi. Teklif tutarının 300 milyon doların üzerine çıkmasından sonra da Alsim Alarko pes etti.
Gediz (İzmir, Manisa) ve Aydem (Aydın, Denizli, Muğla) elektrik dağıtım bölgelerinin işletmecisi Elsan ise ihalede ipi göğüsleyen Demir Madencilik ile son ana kadar yarıştı. İhalede ulaşılan fiyatın yüksek olduğunu düşünenler sadece ihaleden erken çekilenler değil. Son ana kadar yarışı bırakmayan Elsan da öyle düşünmüş olmalı ki 351 milyon doların üzerine çıkmadı.
Ama ya ihaleyi alan Demir Madencilik. Bu şirket Zonguldaklı yerel maden işletmecilerini temsilen ihalede boy gösterdi. İhaleyi kazandılar ama oluşan fiyatı onlar da yüksek buluyor. Kendilerinden edindiğimiz izlenim, ihalede oluşacak fiyata ilişkin beklentileri 300 milyon dolara yakın idi. Peki buna rağmen niye ihaleden çekilmediler?
Bir kere, ÇATES onlar açısından tam bir hayat memat meselesiydi. ÇATES’i Zonguldak dışından bir istekli alsaydı, yerli kömür kullanmak gibi bir zorunlulukları olmayacağı için santrali ithal kömürle çalıştırmayı tercih edebilecekti.
Bu da öncelikle Zonguldak’taki kömür üreticilerini, dolaylı olarak da bölge ekonomisinin bütünü olumsuz etkileyecekti. Çünkü bölgede ekonomisi neredeyse tümüyle kömüre endeksli. Kömürcülerin üretime devam etmesi, istihdamın devamı demekti. Buradaki kömür üretim şirketlerinde çalışanların eve, barka, arabaya, diğer dayanıklı tüketim ürünlerine, yiyeceğe içeceğe duyacağı ihtiyaç da kentteki öteki iş kollarının canlı kalması anlamına geliyordu. Peki, öteki istekliler belli bir aşamadan sonra ihaleden çekilirken, son ana kadar mücadele eden Elsan’ın ısrarı nereden kaynaklanıyordu?
Bunun açıklaması oldukça basit. Elsan, Aydem ve Gediz Elektrik Dağıtım Bölgeleri’nin işletmeciliğini üstlenen grubun (Ceyhan Saldanlı) şirketi. Elsan, elinde satış tarafında geniş bir portföy bulunmasına rağmen, üretim tarafında bunu karşılayacak büyüklükte bir portföye sahip değil. Dolayısıyla, şayet alabilseydi, ÇATES santrali Saldanlı Grubu için müşterisi hazır bir elektrik üretim tesisi olacaktı.
Ayrıca, bu grup, baz yük tabir edilen, kesintisiz üretim yapabilecek bir elektrik santralini de üretim portföyüne katarak, elektrik ticaretindeki operasyonel manevra alanını genişletebilecekti. İşte bu nedenlerden dolayı, ihaleyi kazanan Zonguldaklı madencilerle son ana kadar yarışmayı sürdürebildi Elsan... Buradan hareketle, elinde geniş bir üretim kapasitesi pörtföyü bulunan Limak’ın çekilme nedenini de anlamak mümkün. Bu nokta, Aksa, Enerjisa, Zorlu gibi Limak benzeri diğer güçlü üretim portföyü sahibi grupların bırakın açık artırmaya katılmayı, ihaleye teklif bile sunmamalarının nedenini de gayet iyi açıklıyor.
Bu değerlendirmemizin IC İçtaş ile Alsim Alarko’nun durumlarıyla ilgili versiyonlarını da varın siz geliştirin isterseniz...