Çarşı pazar enflasyonu ile TÜıK enflasyonu farklı

OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör TÜİK, tüketici fiyatları endeksinin mart ayında yüzde... oranında arttığını, ocak-mart aylarını kapsayan 3 aylık tüketici fiyatları endeksi artış oranının yüzde... olduğunu açıkladı. İTO, ise İstanbul'da Ücretliler Geçinme Endeksi'ne göre mart ayında fiyat artışlarının yüzde 2.12 olduğunu açıklamıştı. Bunlar TÜİK ve İTO endekslerinin yansıttığı fiyat artışları. Halbuki halkımız kısaca enflasyon diye adlandırdığı fiyat artışlarını, özellikle gıda harcamaları için cebinden çıkan paraya göre ölçüyor. TZOB geçtiğimiz günlerde, tarın ürünlerinde ve özellikle bakliyatda fiyat artışlarını gösteren rakamlar yayınladı. Yılbaşından bu yana sıvı yağ ve bakliyat fiyatlarında yüzde 20-30 dolayında artış oldu. Başta fasulye olmak üzere halkın çok tükettiği bakliyat fiyatları arttı. Pirinç, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 27'ler dolayında artış gerçekleşti. Bu fiyat artışlarının arkasında "maliyet enflasyonu" var. İç talep artmadığı halde, halk daha az tükettiği halde, piyasada mal satışı yavaşladığı halde fiyatlar artıyor. Çünkü belli mallarda ve özellikle tarım ürünlerinde girdiler arttı. Gübre, ilaç, mazot, sulama ücretlerinin artışı, yağlı tohumların ve tarla ürünlerinin maliyetini yükseltti. Buna geçen yılın kuraklık nedeniyle azalan üretimi de ekleyince, bu fiyat artışları kaçınılmaz oldu. Önümüzdeki dönemde fiyat artışlarındaki tırmanmayı firenleyecek olan halkın satın alma gücünün sınırlı kalmasıdır. Halkın talebi önümüzdeki dönemde patlamayacak. Halkın talebi patlamayınca, bir yandan iç piyasada durgunluk devam edecek, öte yandan fiyatlar (maliyet artışına rağmen) pek fazla yükselemeyecek. Üretici, toptancı ve perakendeci talebin daralması nedeniyle maliyet artışlarını tam olarak fiyata yansıtma imkanını bulamayacak. Bütün bunları önümüzdeki aylarda yaşayarak göreceğiz.