Carry trade'in dönüşü...

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Onur MUTLU / Gedik Menkul Değerler

İyileştirme paketleri, dibe inen faizler ve global toparlanma ile ilgili olumlu beklentiler dolar ve Euro üzerinden carry trade'i körüklüyor. Global finans piyasalarında bir klasik haline gelen dolar, Euro, yen gibi paraları, gelişmekte olan ülke paraları karşılığında satarak para kazanma dönemi geri gelmiş görünüyor.

Hükümetlerin, "İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk global resesyon" unvanını alan mevcut krize karşı aldıkları önlemler, gelişmekte olan ülkeler ile emtia ihracatçısı ülkelerin çekiciliğini artırırken, buralardan elde edilen bono getirileri de reel bazda yüzde onlara yükseldi. Bu durum, 2008'de popülerliğini yitirmiş olan carry trade'in artık tekrar tavsiye edilir hale gelmesine yol açmakta. Yatırım danışmanları, kriz esnasında güvenli liman ABD hazine kağıtlarına sığınmış olan yatırımcılara carry trade'i önermeye başladılar. Özellikle dolar, Euro ve yen satılıp, aralarında TL'nin de olduğu Avustralya Doları, Brezilya Reali, Macar Forinti, Endonezya Rupisi, Yeni Zelanda Doları ve Güney Afrika Randı gibi paralar cinsinden menkul kıymetler önerilerde ön plana çıktı. Bu paralar üzerinden yapılan carry trade, krizin finans piyasalarındaki dibi kabul edilen 9 Mart'tan bu yana ortalama olarak yıllıklandırılmış bazda neredeyse yüzde 100 getiri sağladı.

2008'de merkez bankaları faizlerde indirimlere başladığında çoğu spekülatör carry trade'den uzaklaşmayı tercih etmişti. Bugün ise FED faizinin %0-0.25 aralığında, ECB faizinin %1 olduğu, buna karşın Brezilya'da %8.75, Macaristan'da %8.50, Türkiye'de %8.25 ve Güney Afrika'da %7.50 olan merkez bankaları gösterge faizleri dikkate alındığında carry trade'in bir süre daha cazibesini koruması beklenebilir. Dolayısıyla da borsalara bu kanaldan gelen desteğin de bir süre daha devam edeceğini söyleyebiliyoruz.

Tarihsel olarak carry trade'in getirilerine baktığımızda ise, ABN AMRO'nun derlediği bir çalışmaya göre, son 30 yılda genellikle carry trade'in pozitif getirisi görülmekte. Carry trade 1980'li yıllarda hiçbir yılda kayıp olmamak suretiyle yıllık ortalama %21 getiri sağlamış.

1990'lı yıllarda ise carry trade kaybettirmiş. Özellikle 1992'de carry trade yatırımcıları %54 zarar etmişler. 2000'li yılların ilk yarısı (2000-2005) tekrar carry trade'in kârlı olduğu ve yıllık ortalama %16 getiri sağladığı yıllar olmuş. Sonrasında 2006-2008 arası carry trade'de 3 yıl aralıksız kayıp söz konusu ki en son benzer uzunlukta bir zarar periyodu 1976-78 arasında görülmüş. 2008'deki zararlı süreç 2009'un Mart ayına kadar etti. Piyasalarda gelişmekte olan ülke kurlarının carry trade için cazip seviyelere geldiğine karar verildiği mart ayı başından itibaren ise yeni bir kârlı periyod başladı ve günümüze kadar devam ederek, yıllıklandırılmış bazda ilk 5 ülke parası (Polonya, Brezilya, Macaristan, G.Afrika ve G.Kore) üzerinden dolar, Euro ve yen ile yapılan carry trade'in ortalama getirisi yüzde 66.5'i buldu. Carry trade bu sefer o kadar hızlı başladı ki, ilk 3 ayında bugün yüzde 66.5 olan yıllıklandırılmış getiri yüzde 100'e ulaşmıştı bile.

Şimdilik kısa vadede gelişmekte olan ülkelerde önemli bir olumsuzluk beklenmemesi, hızı kesilmekle birlikte carry trade'in devam edeceğini gösteriyor. Ancak, gelişmiş ülke faizlerinde yükseliş beklentisinin oluşmasıyla birlikte carry trade'de de tersine set bir hareket başlayabilir ve gelişmekte olan piyasalardan çıkış yüksek oranlı karların da etkisiyle hızlı olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017