Cari açık uyarısı
Ekonomideki bana göre en önemli sorun olarak odaklanılması gereken cari açık konusunda otomotiv günah keçisi ilan edilmişti. Kimi ekonomistler cari açığı bir sorun olarak görmüyor. Çünkü döndürebiliyormuşuz…
Basit olarak anlatmak gerekirse, kredi kartınızın asgari tutarını ödeyebiliyorsanız sorun yok demeye benziyor. Eğer borcunuzu toplam gelirinizin küçük bir oranında tutmayı başarabilirseniz ve bu oranı küçültebilirseniz ne ala? Ama borçların büyüme oranı gelirin büyüme oranını geçerse bugün ya da yarın olmasa da ilerleyen bir dönemde önemli sıkıntı yaşanacağı kesin.
Bizim bu döndürülebilir cari açığımızın içinde çok göz önünde olduğu için otomotiv sektörü ciddi olarak bir günah keçisi ilan edildi.
Ben bu durumu hakikaten kabul edemiyorum. Özellikle enerji gibi devasa bir dipsiz kuyu varken otomobille uğraşmayı yersiz buluyorum.
Fakat, rakamlar incelendiğinde günah keçisi yaftasının rakamların büyüklüğünden ziyade yaratılan algıdan kaynaklandığı da bir gerçek. Yoksa AB pazarlarının düzelmesi ve i10, Corolla, Courier gibi yeni modellerin ihracata başlaması ile birlikte otomotiv sanayi eksi değil artı veren bir sektör halini alması an meselesi.
Bugün Türkiye’de satılan her 100 araçtan 78 tanesi ithal ediliyor. Bu rakamın daha yukarı çıkması da bekleniyor. Geçmişte bu rakam 60-70 aralığındaydı. Türkiye’nin bu seviyeyi aşağı düşürmesi pek mümkün değil. Çünkü özellikle otomobilde pazara sunulan çeşitliliği üretim olarak karşılayabilmek mümkün değil.
Bununla birlikte bir diğer tehlike ise ki bu yıl başladı, 1.6 litre hacimli motorları sayesinde düşük vergi oranları ile satılmaya başlanan lüks araçların ithalatındaki artış. Bugün 1.6 litre motorla Mercedes, BMW, Volvo gibi premium marka otomobiller satın alınabiliyor. Bu otomobillerin cari açığa etkisi ise bir birimde 3-4 birimlik etki yapabiliyor.
Üstelik söz konusu araçların göreceli yakaladıkları ucuzluk da cabası. Geçmişte örneğin 20 birimlik satış fiyatı içinde 7 birim maliyet, 3 birim kar, 10 birim vergi varken, bugün 1.6 litre motorlarla vergi 4-5 birime inmiş durumda. Peki bu araçların satış fiyatları 14 ya da 15 birime indi mi? Hayır.
Firmalar bu avantajı, vergide yakaladıkları indirimi kar marjlarını artırmada kullanıyor.
Burada yaşanan segment kaymasının cari açığa etkisi de adet olarak olmasa da parasal değer olarak oldukça yüksek olacaktır.
Sonuç olarak otomotivin toplam cari açık üzerindeki etkisi diğer sektörlere oranla çok yüksek olmasa da kendi içinde çarpık bir sistem üzerine oturduğu ve bu sistemin giderek bozulduğu da bir gerçek.