Cari açık kimin sorunu?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Cari açık 2011 sonu 75 milyar dolar öngörülerinde, milli geliri 750 milyar dolar olarak dikkate alınca da, GSYİH'nin %10'unu işaret ededursun; çözümü üstüne alan bir yetkinlikle şimdiye dek karşılaşılamadı. Sorun kısa vadenin açmazı değil, çözümü de kısa vadeli olmayacak. 1996 Gümrük Birliği'ne geçişi milat alan gelişimi bulunuyor. Ağustos cari açık verilerinde dış finansman kalitesindeki bozulma, eylül ayında da pek bir değişiklikle karşılaşmıyor. Bonodan 3.87 milyar dolar çıkış, hisse senedine 0.76 milyar dolar giriş yaşanıyor. Banka kredilerinin geri ödemelerinin kısa vadeli finansmanı ile ticari krediler finansman kaynakları, eylül ayının cari açığına finansman sağlayan kanat oluyor. Cari açık sorunu, bir zamanlar enflasyon sorununa, yıllar yılı duyarsız kalmış bir Türkiye buluyor karşısında. Politikalar; Maliye'de nötr, faizde genişletici, likiditede sıkılaştırıcı, finansal sektörde sıkılaştırıcı olacak kadar post modern titizlikte krizi okuyor da; cari açığa bakışta kör, duyuşta sağır, eylemde dilsiz oluveriyor.

Kriz, küresel ekonominin 2012 ve 2013 yıllarını ipotek altına aldı. Para politikasının çok hedefli olması sevindirici. Bu, krizin doğru okunduğu anlamına geliyor. 2010 Kasım'ından itibaren, Avrupa'nın yaşayacağı türbülansı önceden gören para politikamız, diğer konularda da aynı çizgide dursa, hiçbir endişe duymayacağız. Mesela enflasyonda böylesine diretmesi, krizin çözümsel yaklaşımına üç noktadan uyumsuzluk gösteriyor. 1) Küresel ekonomi, deflasyonist baskıdan kıvranıyor. 2) 1929 buhranını hatırlayalım. Borç deflasyonu ekonomilere en büyük hasarı vermiş. 3) Gelişen ülkelerdeki fiyat artışları (hedonik etkiler), yaratılan ekonomik değerleri de içeriyor. Bu nedenle daha oynaktır. Oysa gelişmiş ülkeler bu etkilerden arıtılmış ölçümleriyle; hedeften daha az sapar ve kredibileteleri bunlardan darbe yemez. Banka finansal istikrarı hedeflemelidir. Çünkü, ancak bu şekilde uyumsuzluklar ortadan kalkar. Cari açık bankanın, Maliye'nin ve diğer tüm bakanlıkların faaliyet alınan girer. Sahipsiz bırakıldığında cari açık, tek başına istikrarsızlık nedenidir.

Cari açık nasıl çözülür?

Uygulaması çözümü kadar kolay olmayan bir sorundur cari açık. 1) Öncelikle işe enerji tasarrufuyla başlanmalıdır. 45 milyar USD yıllık enerji ithalatımızı hatırlayalım. Binaları yalıtarak, topraktaki enerjilerle kendi kendini ısıtıp, soğutan evler yapalım, kamudaki tüm araçları (makam araçları dahil) hibrit yakıtlılarla değiştirelim; toplam yakıt giderimizi aşağılara çeken milli bir politikayı sahiplenelim. 2) Enerjide fosil yakıtlara bağımlı elektrik üretimimizi azaltacak her yolu deneyelim. Nükleer enerjiye dahalı santraller kuralım. 3) İç pazarlarımızı küresel otomotiv sanayiine, donanım endüstrisine, telekom sektörüne, ilaç firmalarına bedava açmayalım; üretim kotası koyalım. Montajdan üretime oradan da yaratıcılığa uzanan süreci başlatalım.

Krize yatkınlık / uzaklık kriteleri nelerdir?   

Krize yakalanma ölçütüne etkide bulunacak kriterler beş başlık altına sıkışırlar. 1) Siyasi yapıdaki basiretlilik derecesi. 2) Krizin ana nedenleri olmuş tüm yapısal bozuklukları, uzun yıllar görmezden gelmek. Bunlar; mortgage finansmanı, asil vekil açmazı, kontrolsüz hedge fonlar, risk iştahı, ulusal tasarruf oranı, kamusal borçluluk düzeyi, bütçe açıklarıdır. 3) Krizleri çözebilmekte önderlik 4) Esnek çözümler üretebilmek 5) Avantajlı doğal kaynaklar.

Avrupa gerçeği yanlış politikalardan dönüşleri yaşayadursun, İtalya ekim ihalesinde % 5.32 olan brüt faizini pazartesi ihalesinde %6.29 seviyesine çıkarttı. Krizin en sorunlu ekonomileri; Yunanistan, İrlanda, İzlanda, Portekiz, ABD'i düşünün. Hiçbiri, yaşadığı türbülansı fiyat istikrarı sorununa bağlamadı. Bizim Merkez Bankası, enflasyon durağında krizi beklemeye kararlı; ama bu duraktan kriz geçmiyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar