Cari açık hızlı büyüdü, sebep malum; altın
Cari işlemler dengesi geçen yılın tümünde 47.1 milyar dolar açık verdi. Böylece orta vadeli programda yer alan 39 milyar dolarlık tahmin çok aşılmış oldu.
Cari açığın tahminlerin bu kadar üstüne çıkmasının nedeni belli. Geçen yılın tümünde 16.6 milyar dolarlık altın ithal ettik. İhracatımız 6.6 milyar dolar oldu, net altın ithalatı da 10 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Dış ticaret açığını böylesine büyüten, cari açığın 2016'ya göre 14 milyar dolar daha fazla gerçekleşmesine yol açan bu düzeyde bir altın ithalatı niye yapıldı; kim tarafından yapıldı; Türkiye bundan ne kazandı; -kazandıysa eğer- altın ticaretinde siyaseten kanlı bıçaklı olduğumuz Birleşik Arap Emirlikleri niye ön plana çıktı; bunların üstünde hiç ama hiç durulmadı. Kaç kez yazdık, ne bürokrasi ne siyaset, kılını bile kıpırdatmadı.
Belli ki bu ticarette Türkiye'nin çok büyük çıkarı var ama ne biz görebiliyoruz, ne kamuoyu. Aksi olsa, bu ticaret Türkiye'ye zarar verse, şimdiye kadar konuya mutlaka el atılırdı. Siz de öyle düşünmüyor musunuz?
Döviz yetmedi, rezervden yedik
Geçen yıl 24 milyarı portföy yatırımları için olmak üzere 39 milyar dolar döviz geldi. Ama bu döviz 47 milyarlık cari açığı kapatmak için yeterli değildi ve bu yüzden 8 milyar dolar rezerv kullanmak gerekti.
39 milyarlık döviz girişinin 8 milyarı doğrudan yatırım. Sevinelim mi; ayrıntıya bakmazsak tabii ki. Ama bu 8 milyar doların 4.6 milyarı gayrimenkul alımı için gelmiş; şu durumda yine de sevinmeli miyiz? Yabancı gelmiş; ev almış, yazlık almış, arsa almış; bunun neresi yatırım!
Kim bilir belki de gayrimenkul edinmeyi doğrudan yatırım kalemi dışında bir kalemde izlemek gerek.
Cari açığın GSYH'ye oranı yüzde 5.6
Cari açığın mutlak değerinin pek önemi yok. Çok çok büyük bir ekonomide 47 milyarlık cari açık hiçbir şey ifade etmez; ama küçük bir ekonomide böylesine bir açık yıkım sayılır. O yüzden kıyaslama GSYH ile yapılır ya zaten...
Bizim gibi bir ekonomide 47 milyara ne bir şey ifade etmez diyebiliriz, ne yıkım diye yaklaşabiliriz. Geçen yılki 47 milyar dolarlık cari açık, orta vadeli programda tahmin edilen 847 milyar dolarlık GSYH'nin yüzde 5.6'sına denk geliyor.Bu oran bir döneme göre iyi ama son yıllara göre kötü. Cari açığın GSYH'ye oranı 2011 yılında yüzde 9'a dayanmış, 2013 yılı da yüzde 6.7'lik oranla geçilmişti. Daha önce de geçen yılkine yakın gerçekleşmeler vardı.
Dolayısıyla bir bakış açısıyla 2017'nin yüzde 5.6'sı çok çok kötü bir oran değil. Değil ama yüzde 5.6 son dört yılın en yüksek oranı.
Yani ister daha yüksek oranlar oluşan yıllarla kıyaslayıp yüzde 5.6'yı bardağın dolu tarafı gibi görebilirsiniz, ister önceki üç yılla kıyaslayıp bardağın boş tarafı gibi değerlendirebilirsiniz.
Ama kötüyü niye örnek alalım ki... Hem gidişat önemli ve son üç yılı yüzde 4.7, yüzde 3.7 ve yüzde 3.8 ile kapatmışken şimdi yüzde 5.6 pek de iyi olmadı.
En hatasız ödemeler dengesi
Elimizde 1975 yılına kadar giden ödemeler dengesi serisi var. Yani geçen yılın gerçekleşmesiyle birlikte tam 43 yılın. İşte bu 43 yıl içinde en düşük net hata ve noksan verilen yıl 2017 oldu.
Merkez Bankası'nın dün açıkladığı verilere göre 2017 yılı ödemeler dengesinde net hata ve noksan negatif olmak üzere yalnızca 16 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Yani neredeyse sıfır...
Net hata ve noksanın geçen yılki düzeyinin ne kadar düşük olduğunu daha iyi kavrayabilmek için önceki iki yıla bakmak yeter. Net hata ve noksan 2015 yılında pozitif 9.8 milyar, 2016 yılında da yine pozitif 11 milyar dolardı.
Merkez Bankası, aralık verilerini açıklarken geriye doğru beş yıllık dönem için tüm kalemlerde revizyon yapabiliyor. Bu çerçevede 2012 yılından itibaren efektif ve mevduatlar, krediler, doğrudan yatırımlar ve hizmet kalemleri başta olmak üzere çeşitli kalemler güncellendi. Bunun sonucunda net hata ve noksan kalemi 2012 için 897 milyon, 2013 için 536 milyon, 2014 için 921 milyon, 2015 için 442 milyon, geçen yılın ocak-kasım dönemi için 2.5 milyar dolar küçüldü. Güncelleme sonrası 2016 yılının net hata ve noksanı 44 milyon dolar arttı.
Merkez Bankası'nın "Merkezin Güncesi" adlı blog sayfasında geçen yıl 10 Mayıs'ta yer alan değerlendirmede net hata ve noksanın hangi etkenlerle nasıl değiştiğine ilişkin ayrıntılı bilgiye yer verilmiş ve daha önce yapılan revizyonlar yıllara göre tek tek sıralanmıştı.