Cari açık daralacak ama canlar çok yanacak!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Kısa vadeli bakış açısı ile gelişmeleri izlemek ve özellikle günün kurtarılmasına odaklanmak, hem gerçekçi olunabilmesini olanaksızlaştırıyor ve hem de yaşamakta olduğumuz akıl tutulmasını derinleştiriyor. Seçim meydanlarındaki söylemler ile finansal kesimin çözüm olarak öne sürdüğü yaklaşımlar arasındaki uçurumun neden genişlediğini sorgulamak kimsenin işine gelmiyor.

Ne olup bittiğini anlamak, farklı açılardan bakabilmeyi ve orta vadeli eğilimleri irdelemeyi gerektiriyor. Örneğin son yedi yıl genelinde asgari ücretlinin eline geçen rakamı dolar cinsinden hesapladığımızda gözlemlenen dalgalanma olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor!

Asgari ücret 348 dolarla 7 yılın en düşük seviyesinde

2012 ile 2018 yılları arasındaki yedi yılın net asgari ücret rakamını, kabaca ortalama kur olarak kullandığımız Haziran sonu rakamlarına böldüğümüzde kısa bir seri elde ediyoruz. Söz konusu dönemde ortalama net asgari ücret 401 dolar olmuş ve daha çok kur dalgalanmalarından olumsuz yönde etkilenmiş. Yedi yılın beşinde ortalamanın üzerinde kalınmış, sadece ikisinde sert sarkmalar gözlenmiş. 2015 yılında 350 dolara gerileyen net asgari ücret, 2016 başında yapılan yüksek oranlı ayarlama sayesinde en yüksek değer olan 448 dolar seviyesine tırmanmış; bu yılın haziran ayında ise 348 dolar ile anılan dönemin en düşük seviyesine gerilemiş.

Asgari ücretlerde gözlenen dalgalanmanın tüm ücret düzeyleri için eşanlamlı olduğunu dikkate almak gerekiyor. Gözlem yaptığımız örnekteki satın alma gücü kaybının diğer ücretli kesimler içinde geçerli olduğunu gözlemliyoruz. Son bir buçuk aylık dönemde döviz kurlarını gerileterek enflasyon baskılarını azaltmak, satın alma gücündeki kaybın hiç olmazsa bir kısmını geri almak yönünde çaba harcandı; fakat üç kademede yüzde 5’lik faiz artışına rağmen başarılı olunamadı. Siyasilerin güven vermeyen ve riskten kaçınmayı besleyen söylemleri de olumsuz sonuca katkı yapmış olabilir!

Küresel eğilimler cari açığın düşürülmesini gerektiriyor

Ekonomimizin sorunları ve giderek olumsuzlaşan küresel eğilimler, öncelikle cari açığın hızla aşağı çekilmesini ve enflasyon baskılarının dizginlenmesini gerektiriyor. Bu durum ise 2018 yılında dolar bazında satın alma gücündeki erimenin telafi edilememesi ve ciddi bir ekonomik daralma yaşanması olasılıklarını güçlendiriyor. Bu durum iç talebi zayıflatacak, varlık değerlerini gerilemeye zorlayarak bilançoları yıpratacak, iş barışını korumak kolay olmayacak ve makroekonomik görünüm olumsuzlaşacak. Böyle olmayacağı varsayımına dayalı hesaplar tutmayacak, borç-alacak zincirindeki kırılmalar ek sıkıntıların sebebi olacak.

Borçla da olsa yaşam standardını yukarı çekmek kolaydır ve bu durum yeni bağımlılıklar yaratır; kısmak ise zor ve sancılıdır, ciddi yan tesirleri ve istikrarsızlıkları beraberinde getirebilir. 2015 yılında dolar cinsinden asgari ücret sert bir şekilde 350 dolar düzeyine gerilediğinde tüm ücret grupları benzer olumsuzluklar yaşamıştı; metal iş kolunda ortaya çıkan iş bırakma eğilimleri bu genel durumdan bağımsız değildi!

Döviz kurlarındaki yükseliş satın alma gücünü hatırı sayılır oranda eritti. Artan enflasyon baskısını durdurmak için yapılan faiz ayarlamaları ise, döviz kurlarını geriletememiş olsa bile paranın devir hızını düşürecek ve ekonomide ciddi yan tesirlerin sebebi olacak. Cari açık orta vadede kaçınılmaz olarak daralacak; bu sonuçta uygulanacak ekonomi programlarından çok yaşamaya başladığımız krizler belirleyici olacak.

Sonuçta, çok daha büyük bir borç yükü ile on altı yıl öncesinin koşullarına geri döneceğiz! Muhtemelen başta ücretler olmak üzere tüm faaliyet gelirlerinin satın alma gücü dalgalı bir şekilde erimeye devam edecek. Dolar bazında Gayri Safi Yurt içi Hasıla eridikçe, sonucun daha farklı olması beklenemeyecek; mali sektör kazanımlarını fazlası ile geri verirken bütçe açığı kaçınılmaz olarak genişleyecek. Seçim meydanlarında tam aksi yönde söylem buketleri dağıtmak ve seçmenleri ham hayaller ile oyalamak sonucu değiştirmeyecek.

Sürdürülebilir olmayan eğilimler ve geleneksel olmayan politikalar eşliğinde, faaliyet dışı gelirler artarken birileri mucize yaşandığına herkesi inandırmaya çalışmıştı; kısa vadeli bakış açısı ve spekülatif eğilimler araç olarak kullanılmıştı. Bu dönem biteli çok oldu ve buna direnenlerin çok oluşu ödenecek bedelleri ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar