Cari açığı yine finanse edemedik, ne oldu o nutuklar?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Ülke olarak uzun yıllar "dövizsiz kalırsak" diye korktuk. 70 cente muhtaç olduğumuz günlere dönmekten kaygı duyduk. O dönemlerin kendine özgü koşulları olduğunu pek dikkate almadan, dünyada neler olup bittiğini pek irdelemeden, dövizsiz kalmamızın tümüyle bizim hatalı uygulamalarımızdan kaynaklandığını düşündük. Çok farklı bir ekonomi politikası uygulanmakta olduğunu göz önünde bulundurmadık. Artık 70 cente muhtaç olunan günler de, döne döne kullanılan ve istismar edilen kuyruklar dönemi de geride kaldı. Geride kalması da normaldi zaten.

Şimdi dövizsiz kalmaktan korkmuyoruz, ama yine dövizle ilgili bir başka korku yer etti zihnimizde. Üstelik bu korku gerçekleşecek bir şey de değil, bir şehir efsanesi. Üstelik bu efsaneyi olabilirmiş gibi anlatanlar toplumda saygı gören ve isimlerinin önünde "büyük ve önemli" unvanlar bulunan kişiler. Profesörler, genel müdürler, müsteşarlar, bankacılar, finans yöneticileri...

Sözünü ettiğimiz konu, "cari açığın finansmanı" ya da başka bir ifadeyle "cari açığın finanse edilip edilemeyeceği". Hala döne döne deniliyor ki, "cari açık veriyoruz, ama neyse ki finanse ediyoruz". Bu çerçevede çoğu zaman da şunu duyuyoruz; "ya cari açığı finanse edemezsek"...

Öğrencilere yazık

İktisat fakültelerinde, işletme fakültelerinde öğrencilere ödemeler dengesi anlatılırken belli ki hala "cari açık finanse edilemezse" diye sözüm ona ders veriliyor; hala "finanse edilemeyen cari açığın" ülke için çok büyük tehlike olacağının altı çiziliyor.

Aslında bu görüşü savunan akademisyenlerin öğrencisi olan gençlere acımak, onlar için üzülmek gerekiyor. Hiçbir geçerliliği olmayan, temelden yanlış bir konuyu, sanki doğruymuş gibi öğreniyorlar.

Bu görüşü savunanlara bir açık çağrı yapmak istiyoruz. Bir kere de, "finanse edilemeden nasıl açık verilebileceğini" anlatsalar da, bilmeyenler, en başta da biz, bunu bir öğrensek.

Merkez Bankası'nın verilerine kısaca bir göz atınca, zaten cari açığın zaman zaman "finanse edilemediği" görülüyor. Dolayısıyla "ya cari açık finanse edilemezse ne yaparız" diye karalar bağlamak "biraz" saçma oluyor.

Cari açığın ne zaman finanse edilemediği konusunda örnek mi arıyorsunuz... Yalnızca bu yıla bakalım. Şubat, mart ve mayıs aylarında cari açık finanse edilememiş. Finanse edilemediği halde açık verilmiş hem de; hayret ki hayret!

Saygıdeğer hocalarımız, ödemeler dengesinin "rezerv varlıklar" kalemi, cari açığın finansmanındaki eksiğin ne kadarının Merkez Bankası rezervi kullanılarak kapatıldığını gösterir. Belli ki size de hocalarınız yanlış öğretmiş, bozun artık şu ezberi, açın tcmb.gov. tr sayfasını ve ödemeler dengesini bir kere olsun inceleyin.

Bankaların, menkul kıymetler şirketlerinin finansman bölümlerinde dolu dolu unvanlar taşıyan henüz yolun başında olan genç arkadaşlar. Sizler de hep aynı şeyleri söylemeyin ezbere de, ödemeler dengesini bir kez olsun inceleyin. Hem zaten genç beyinler olarak biraz düşününce finanse edilmeden hiçbir şeyin alınamayacağını, dolayısıyla milyarlarca dolar cari açık da verilemeyeceğini zaten göreceksiniz.

Cebinizdeki kredi kartının limiti dolmuşsa, bakın bakalım bir çorap bile alabiliyor musunuz?

Şu gerçeğin altını da bir kez daha çizelim. Çoğu akademisyen ve bankacı belki bilinç altında "cari açığın finansmanı" derken, "finansman kalitesi"ni vurgulamak istiyor. Elbette finansman kalitesinin kötü olduğunu söylemek başkadır ve doğru bir tespittir. Ama bu görüş, cari açığın finanse edilip edilmemesi yerine ikame edilecek bir görüş değildir. Farkı iyi görmek ve altını kalın kalın çizmek gerekir.

Rezervden 3.8 milyar kullanıldı

Biraz önce de belirttik; bu yılın beş ayının üçünde cari açık finanse edilemedi. "Cari açık finanse edilemezse" diye mangalda kül bırakmayanların bundan haberi bile olmadı. İşte son ay, mayısta da aynı durum yaşandı.

Gelen döviz cari açığı kapatacak kadar olmayınca finans hesabına Merkez Bankası rezervinden katkı yapmak gerekti. Yani yurtdışından gelen para yetmedi, bu nedenle de rezerv kullanıldı. Rezervden kullanım şubatta 1.1 milyar oldu. Martta ise rekor düzeyde, tam 6.6 milyar dolarlık kullanım gerçekleşti. Son olarak mayıs ayında da rezervden 2 milyar dolar kullanıldı.

Ocak ve nisanda ise gelen döviz cari açıktan daha fazla olunca rezerve 4 milyar ve 1.9 milyar dolarlık ekleme yapıldı.

İlk beş ayın toplamında ise rezervden kullanım 3 milyar 765 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde rezervden yalnızca 229 milyon dolar kullanmak yeterli olmuştu.

yazar-foto.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar