Çaresizlik ve çifte standartlar...
Son haftalarda, etkisi küresel düzeyde hissedilen bazı uygulamalar nedeniyle geleceğe yönelik belirsizlik artmaya devam ediyor. Beklenti yönetimi yolu ile istenmeyen fiyat hareketlerinden kaçınmanın zorlaşması, korumacı önlemlerin devreye girmesine sebep oluyor! Bazı hisse senetlerinin açığa satışına getirilen sınırlamadan sonra, enerji vadelerinde yukarı yönde spekülasyonu sınırlamayı amaçlayan hazırlıklar belki günün kurtarılmasına yardım ediyor; fakat ortaya çıkacak güven kaybının gelecekteki maliyetinin nasıl ödeneceği konusu sistemik riski farklı boyutlara taşıyor. Zira eğilim değişiklikleri kendisini liberal veya küreselci olarak tanımlayanları, ortaya koydukları, çifte standartlar nedeniyle hem güvenilmez kılıyor, hem de çözümü bugüne kadar uzak durmaya çalıştıkları eğilimlerde aramaya mecbur kalmaları nedeniyle içine düştükleri çaresizliği açığa çıkarıyor.
Özellikle mali sektör hisselerinde açığa satışın sınırlanması ve daha önce yapılan açığa satışların kapattırılması bir süre için sermaye piyasaları üzerindeki olumsuz baskıyı sınırladı daha kötünün yaşanmasını bir süre için engelledi. Petrol ve doğalgaz kontratlarında ise yukarı yönlü spekülasyonu sınırlamayı amaçlayan hazırlıklar ise yine etkisini hissettirdi; açılmış fakat kapatılmamış pozisyon miktarı azaldı ve bu süreçte fiyatlar bir miktar geriledi. Kısa vadede gün kurtarıldı fakat derinlik kaybı ve buna bağlı olarak daha büyük fiyat hareketliliği ve belirsizlik kapısı sonuna kadar açıldı. Kendisini liberal veya küreselci olarak tanımlayanlar; putlaştırmaya çalıştıkları serbest piyasa anlayışına bir kez daha tecavüz ederek kendi çıkarlarından daha önemli hiçbir şey olmayacağı anlayışlarını teyit ettiler!
Son on yılda benzer nitelikteki örneklerin çoğalıyor olmasının küresel düzeyde yapısal sorunları ağırlaştırıp dengesizlikleri büyütmesi, güçlüler lehine adaletsizliğin büyümesi ve çifte standartların artması olumlu düşünmeye izin vermiyor. Hatırlayalım 1997'de Malezya parasına yapılan spekülasyonu sınırlamak isteyen Mahattir nasıl eleştirilmiş ve Soros nasıl alkılanmıştı? Veya Çin'in parasını dalgalanmaya bırakması, en doğru fiyatın müdahalesiz serbet piyasada oluşacağı, bunlar yapılmaz ise ileride büyük sıkıntılar yaşanacağı yönündeki baskıları yapanlar kimlerdi? Bugün bazı hisse senetlerinde aşağı ve enerjide yukarı spekülasyonu sınırlayan uygulamalar ne adına ve kimler tarafından tasarlanıyor? Belli ki kendisini dünyanın efendisi veya ondan yana taraf olarak görenler tüm değerlerini kaybetmiş, başkalarını düşünmeden kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa onu istemiş, kendi nefislerinin köpeği olmaktan kurtulamamış ve canavarlaşmışlar... Kendi çıkarlarını koruyacak ise küreselleşmeye ve liberal görüşlere küfür de edebilir, planlama ve korumacılık taraftarı olabilirler... Geçmişte vahşi kapitalizim olarak anılan bu ilkesizlikler bütününün dünyayı ne hale getirdiğini belli ki ya unutmuşlar, ya da mevcut tercihleri ile o sonuç arasında daha mesafe olduğunu sanarak kendilerini aldatacak kadar gaflet içine düşmüşler!
Bugüne dönecek olur isek, bir ay önce yapılabilen ancak bugün yapılmasına izin verilmeyen uygulamaları sorgulamaya neden gerek duyulduğunu ve ne gibi sonuçlar yaratabileceğini irdelemek gerekiyor. Hisse senedinde aşağı ve enerjide yukarı spekülasyonu sınırlayan yeni uygulamalar hem sistemik riskin olağandışı boyutlara geldiği, hem de iyice ağırlaşmış sorun ve dengesizlikler nedeniyle beklenti yönetimi yaklaşımının artık umulan faydayı sağlayamadığı anlamına geliyor. Muhtemel sonucu ise artık mevcut olmayan yatırım ortamı ve büyüyen güvensizlik nedeniyle risk alma isteği azalmaya devam edecek, işlem hacimleri hızla daralan ve fiyat hareketliliği kontrol edilemeyen finansal piyasalarla birlikte küreselci ve liberal söylemlerde iflas edecek; bugün kendisini güçlü sanıp yaptıkları herşeyde haklı görenler, ne ektiler ise onu biçecekler: Uzlaşmazlık ve sürdürülebilir olmayan kaos...
Gelişmeler Lefontaine'in fabllarından birini anımsatıyor: Leylek ve tilki... Tilki'nin yemek yiyebildiği kase leyleğe uygun değildir, leyleğe uygun olan da tilkiye: Serbest piyasa anlayışı da güçlülerin kontrolünde evrim geçirdi ve sayısı büyüyen güçsüzler edilgenleşti ve aç kalmaya başladı. Peki serbest piyasa devrimi tamamladığında ne olacak, diğerleri o güne kadar zulmedenlere karşı nasıl bir tavır sergileyecek? Kehanete gerek yok, tarih kendisini bir kez daha tekrarlayacak...
Bu ve benzeri gelişmeleri Türkiye örneğine de uyarlamak mümkün. Serbest piyasa anlayışının özü gitmiş şekli kalmış ise ve sorunlar ile dengesizlikleri ağırlaştırmak pahasına günü kurtarmaktan başka işe yaramıyor ise ne yapacağız? Çıkarını yabancı sermaye ile işbirliğinde arayan güçlü bir azınlık ile çaresizliğe mahkum edilmiş büyük çoğunluk arasındaki çıkar çatışması nasıl ortadan kalkacak? Alternatif mi aranacak yoksa mevcut uygulamalara devam etmek için alternatif üretmeye çalışanların yok edilmesi için mi seferber olunacak? Bu kısır çekişmenin kazananı olacak mı, uzlaşı ve adalet geri gelebilecek mi?
Finansal piyasalara çaresizce yapılan müdahaleler basit ve önemsizmiş gibi gösterilebilir; fakat gerçek böyle değildir. Ortaya çıkan bu çaresizlik her konu için geçerlidir ve görünen sadece buzdağının tepesidir. Yalnız ekonomik değil, sosyal ve siyasi konularda çok büyük bir değişimin ilerlemekte olduğunun işaretidir...