Çaresizlik ferman dinlemiyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Haftanın ilk gününde finansal piyasalarımızda yaşanan eğilimler ile küresel düzeydekiler arasındaki büyük çelişki, ilginç bir görünüm yarattı. Gülmenin mi yoksa ağlamanın mı daha doğru olduğunu kestiremedik! Diğer tüm ekonomiler olumsuz baskılar arasında bunalırken, bizim olumlu ayrışmamız komik olmak dışında bir anlam taşımıyor.

Küresel düzeyde riskten kaçınma eğilimi seri bir şekilde güçlenirken, ülkemizde tam aksinin yaşanması akla uygun bir görünüm sergilemiyor. Tüm dünya sermaye piyasaları sert satışlarla sarsılıyor, bizimki yükseliyor! Tüm gelişen ekonomi paraları değer kaybediyor, fakat Türk Lirası belirgin bir şekilde değerleniyor! Eğer tasarruf fazlası olan ve bunu ihraç eden bir ülke olsa idik, bu durumu doğal bir sonuç olarak algılayabilirdik.

Bu utanılacak çelişkiyi makul göstermeye çalışanlar, kaş yapayım derken göz çıkardığının farkında bile değil. Enflasyon rakamının beklenenden düşük çıkması ve Hazine ihalelerine gerekli ve yeterli talebin gelmesi, bu çelişkiyi meşrulaştıramaz. Giderek güçlenen durgunlaşma eğilimi, diğer ekonomilerde de enflasyonun beklenenden düşük çıkmasına sebep oluyor; başka bir deyişle bize has özel bir durumdan bahsetmek pek mümkün görünmüyor. Devasa menkul kıymet portföyünü ve bilanço dengelerini korumaya çalışan mali sektörün, gönülsüzce olsa da Hazine’yi desteklemek dışında bir seçeneği olmadığını da dikkate almak gerekiyor.

Asıl odaklanılması gereken konuya ise hiç değinilmiyor. Merkez Bankamızın hafta sonunda açıkladığı kararlar ile dış koşullar arasındaki uyumsuzluğun yaratacağı ek maliyetler görmezden geliniyor. Küresel düzeyde riskten kaçınma eğilimi belirleyici olmaya devam edecek ise, beklentilerin olumsuzlaşması kaçınılmazdır; bir yandan para otoritesinin aldığı kararlar ve diğer yandan dış koşullar, mali sektörün kaynak maliyetini yükseltir ve bilanço görünümünü bozar. Bu durumda en muhtemel piyasa eğilim seti, içeride yaşadıklarımızın tam aksi yönünde olanlardır. Büyük tasarruf açığı ve olumlu küresel koşullara tam bağımlık durumu, daha farklı düşünmeye izin vermiyor.

Pazartesi gününe ilişkin küresel piyasa kapanışlarına bakıldığında, ülkemize ilişkin görünüm tam anlamıyla sırıtıyor! Ben buradayım diyerek, riskini azaltmaya çalışanları tahrik eden bir görünüm sergiliyor! Galiba birileri kendi çapında piyasa yapmaya ve herkesi kendi çıkarlarına hizmet ettirmeye çalışıyor! Dış koşulların yeterince hesaba katılmamış olması, başarısızlık olasılığını güçlendiriyor. Bu birilerinin genel seçim hesabı yapan siyasiler ve onlara boyun eğmek durumunda kalan kurumsal yapı mı, yoksa içeridekilere tuzak hazırlamaya çalışan yabacılar mı olduğunu şimdilik bilmiyoruz! 

Çaresizlik çok kötü bir şey! Bu duruma düşenler çevresinde olup bitenleri gerçekçi bir şekilde algılayamıyor, komik durumlara düşerek başarısız olmaktan kurtulamayacak gibi görünüyor. Ava giderken av olma olasılığı artıyor. Büyük tasarruf açığı bulunan ve küresel koşullara aşırı bağımlı olan bir ekonominin, kalıcı olarak ve olumlu yönde diğerlerinden ayrışması mümkün değildir. Geçmişte aklını etkin kullanmayı beceremediği için çaresizlik bataklığına düşenler için, fırsat yoktur ve risk çoktur. 

Dalgalı bir şekilde güçlenen riskten kaçınma eğiliminin kökeninde yatan temel olguyu hiç akıldan çıkarmamak ve bunun bazı sonuçları üzerine yazılan masallara aldanmamak gerekiyor. Gelişmişlerden sonra gelişen ekonomiler de hızla durgunlaşıyor; bu durum belirsizlik ve kırılganlık algısını yeni rekorlara taşıyor, herkes kayıplarını sınırlamak üzere harekete geçiyor. Onlara arayıp ta bulamadıkları fırsatı yanlış hesap yaparak sunmak, bindiği dalı daha hızlı kesmeye çalışmaktan başka bir anlam taşımıyor.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar