Çantadan faiz tartışması çıktı

Üzeyir DOĞAN / MARBAŞ MENKUL DEĞERLER

Gerek içeride gerekse dışarıda veri takvimi açısından ayın en sakin haftasını yaşıyoruz. Bu nedenle piyasalarda net yönün oluşmadığı dalgalı bir hafta geçirebiliriz. İçeride ise Fitch’ten sonra Moody’s’in vereceği karar beklenirken, Başbakan’ın Azerbaycan ziyareti öncesi yaptığı faiz indirimi çağrısı bir anda gündeme oturdu. İlerleyen günlerde bu konuyu daha çok tartışacağız gibi duruyor. 

Hatırlanacak olursa geçtiğimiz hafta cuma sabahı Fitch’in kredi notumuzda ve görünümümüzde herhangi bir değişikliğe gitmediğini açıklamıştı. Açıklamada kredi notu üzerindeki riskler ve kredi notunu artırabilecek gelişmelerin neler olduğu da sıralandı. Bu riskler ve fırsatlar Fitch tarafından dengeli olarak yorumlandı ki, notun görünümü durağandan ne negatife ne de pozitife çevrildi. Bu nedenle açıklamaların sadece negatif tarafını ya da sadece pozitif tarafını görmemek gerekiyor. Ancak bu iki senaryoda bahsedilen konuların seyri bir sonraki incelemenin sonucunu tahmin etmek için izlenmelidir. Özellikle notun korunmasında büyük etkisi olduğu vurgulanan bankacılık sektöründeki gelişmeleri yakından takip etmek gerekiyor. Bu karar malumun ilamı olduğu için etkisi de sınırlı oldu. Bu cuma ise Moody’s’in değerlendirmesi bekleniyor. Moody’s de benzer bir karar verecek olursa hafif olumlu etki dahi hissedilebilir. Ancak Moody’s’in daha önce bazı bankaları negatif izlemeye almış olması bir görünüm indirimi olasılığını gündeme getiriyor. Ancak bu gerçekleşse bile olumsuz etkisinin sınırlı kalacağını düşünüyoruz. 

TCMB’nin ocak ayı sonunda yapmış olduğu faiz artışının nedenlerini iyi analiz etmek gerekiyor. Elbette içerideki siyasi süreç bunu çeşitli etkilerle tetiklemiş ve inadı kırmış olabilir, ancak gelişmekte olan ülkelerdeki gelişmeleri incelediğimizde, siyasetin buradaki etkisinin sınırlı olduğunu ana nedenin global ölçüde ekonomi politikalarında olan değişimlerin olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de TCMB’nin politikalarını tartışma konusu yaparken global dünyanın bir parçası olduğumuz gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor.