Canlanma kısmen geri geliyor

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Dünya ekonomisi için ABD ve AB ekonomileri önemli. Yaşadığımız krizinde müsebbibi onlar. ABD ve AB ekonomilerinde gayrimenkul sektöründeki kırılganlık, önce finansal piyasaları sonra tüm ekonomiyi vurdu. Bundan dolayı bu ekonomilerden gelen işaretler tüm ekonomileri, özellikle dışa açık, sermaye hareketlerine tam serbestlik tanımış ülkeler için daha da önemli.

ABD ekonomisinde gelen işaretler olumlu hale dönmeye başladı. Bu konuda bakılması gereken ilk veri olan bileşik öncü göstergeler, ABD için pozitife döndü, yükselişe geçti. Biz de bileşik öncü göstergeler profesyonel akademisyenler dışında pek kullanılmıyor. Geçen yıl gazetemiz DÜNYA’da bu konuda geniş bir yazı yazmıştım. Bir kaç hatırlatma cümlesi ile bileşik öncü göstergeler

(composite leading indicators,CIL) ne demek bakalım.

Bileşik öncü göstergeler her hangi bir ekonomiye ya da ülke gurubuna ilişkin göstergelerden birisi. Öncü göstergeleri tespit edilmiş olan belli göstergelerin belirli bir ağırlık verilerek oluşturulan bir birleştirilmiş endeks olarak görmek mümkün. Örneğin Türkiye’de birleştirilmiş öncü göstergeleri hesaplayan TCMB’nin öncü gösterge olarak aldığı değişkenler arasında istihdam, ara malı ithalatı,

reel kesim güven endeksi, ithalat ve ihracat miktar endeksi, sanayi üretimi, dünya sanayi üretim endeksi, DİBS faiz oranı, İMKB endeksi ve ÜFE gibi göstergeler bulunmakta.

OECD, üye ülkeler için birleştirilmiş öncü göstergeleri her ayın ikinci haftasında yayınlıyor. 13 Şubat’ta yayınlanan son birleşik öncü gösterge endeksine göre Rusya, Hindistan ve Japonya’da ekonomide canlanma hareketi başlamış durumda. ABD’de ise, bir önceki dönemdeki canlanma trendini koruyor. Buna karşılık Çin, Euro Alanı, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Kanada ve

Brezilya’da birleşik öncü gösterge endeksi düşmeye başlıyor.

Türkiye’de TCMB’nin EVDS’deki hesaplamalara göre 2008 yılı Şubat ayında 109.49 olan endeks değeri, krizin ateşinin en yüksek olduğu Aralık 2008’de 76.20’ye düştükten sonra Eylül 2010’da 109.20’ya kadar çıkıyor. Daha sonra düşmeye başlıyor. Gösterge endeks Eylül 2011’de 102.36’değerini gördükten sonra, Ocak 2012’de 95.04’e kadar geriliyor.

Türkiye’nin ihracatının iniş ve çıkışlara rağmen genel olarak yüzde 50’sinin AB’ne olduğu düşünüldüğünde, AB’deki krizin derinleşmesinin sanayi üretiminden, istihdama kadar tüm reel sektör göstergelerini olumsuz yönde etkileyeceği açık. ABD’deki canlanmadan belirli bir pay alınacak olması AB kaynaklı olumsuzluğu giderecek olsa da, yeterli olmayacaktır.

Bu tabloyu daha iyiye taşıyacak olgu, AB’de işlerin düzelmesi, olumsuzluğa taşıyacak olgu ise İran ve Suriye’ye ilişkin ABD kaynaklı müdahaleler olacak. Bu durumda dış politikada ABD rüzgarı ile hareket eden, adeta dümensiz bir dış politika yürüten Türkiye’yi daha da zora sokacak. Dış politika ekonomi için önemlidir. Bir ülkeyi batırırda, çıkartırda. Osmanlı Devleti yanlış dış politika

tercihi ile I. Dünya Savaşı’na girdi. Türkiye Cumhuriyeti doğru bir tercihle II. Dünya Savaşı’ndan uzak durdu.

Son yıllarda uygulanan dış politikayı bir de bu gözle ele alın bakalım. O zaman derinliğinin olup olmadığına daha rahat karar verirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019