Çankırılı İngiliz
Haftanın en önemli olaylarının başında geliyor belki de İngiltere’deki yönetim değişimi. Hani biz biraz işin fantazi kısmı ile ilgilenip, yeni Başbakan Boris Johnson’ın daha önce de gündeme gelen Çankırılı olup olmadığı meselesini ön planda tutar olduk. Elbette işin o tarafını da konuşalım, ne de olsa pek de alışık olduğumuz bir durum değil bir Çankırılının İngiltere Başbakanı oluşu. Ama tabi kimdir bu ilginç adam ve bundan sonra bizi bekleyecek ilginç gelişmeler; Brexit’de olacaklar; asıl bu tarafı anlamak daha önemli olsa gerek.
Önce biraz Johnson’ı tanıyalım; çünkü dünyadaki ilginç Başkan-Başbakan profillerine bir yenisi daha eklenmiş oldu. Eski bir gazeteci olan Boris Johnson'ın siyasi kariyeri 2001'de milletvekili seçilmesiyle başlamıştı. 2008-2016 arasında iki kez seçim kazanarak Londra Belediye Başkanı olarak görev yapan Johnson, 2016'daki Brexit referandumunda İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması için yürüttüğü kampanya ile nam yaptı. Başbakan Theresa May, Johnson’a hükümetinde yaklaşık iki yıl Dışişleri Bakanı olarak görev vermişti. İstifaya yönelik açıklamasında, "May, İngiltere'yi koloni statüsünde kalacağı yarım bir Brexit'e götürüyor" demiş ve daha o andan itibaren dikkatleri üzerine çekeceğini ve agresif bir yaklaşım göstereceğini işaret etmiş oldu.
55 yaşındaki Boris Johnson, öldürülen Osmanlı İmparatorluğu'nun son Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal'in torunu Stanley Johnson'ın oğlu. Damat Ferit Paşa hükümetlerinde Eğitim ve Dahiliye Nazırlığı yapan Ali Kemal'in babası Hacı Ahmet Rıza Efendi, 1813'te Çankırı'nın Kalfat köyünde doğmuştu. Johnson seçim kampanyasındaki bir radyo görüşmesinde büyük büyük dedesinin Ali Kemal beyin gerçek bir Müslüman olduğunu ve Kuran'ı ezbere okuduğunu dile getirmiş, Müslüman aleminin tamamını şaşırtmıştı.
Boris Johnson, 1987'de Times gazetesinde muhabir olarak göreve başlamış, ardından Daily Telegraph'a transfer olmuş; muhafazakar bir gazeteci. Sonrasında ise, yine muhafazakar eğilimli Spectator dergisinde editörlük yapmış, 2008'de Londra Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti.
Johnson'ın mensubu olduğu Muhafazakar Parti, 2015'te yapılan seçimde tek başına iktidara gelirken, Johnson da aynı yıl yeniden milletvekili seçildi. 2016'da ülkenin AB üyeliği konusunda yapılan Brexit referandumunda Johnson, birlikten ayrılma yanlısı kampanyanın en önde gelen ismi oldu. Kritik eşik referandum oldu. Yüzde 52 ile Brexit kararı çıkması üzerine Cameron başbakanlıktan ve parti liderliğinden istifa etti. Theresa May parti lideri seçilip Başbakan olunca Johnson'ı da Dışişleri Bakanı yaptı.
Temmuz 2018'de May AB'den ayrılma koşullarını karara bağlamak üzere kabinesini topladığında Johnson, May'in "yumuşak Brexit planını" destekliyor görünse de, gerçekte Brexit Bakanı David Davies'in, AB'ye fazla taviz veriliyor itirazı ile istifasının hemen ardından Johnson da istifa ederek gerçek düşüncelerini ve ideallerini ortaya koymuş oldu. Diğer bir deyişle Johnson’ı İngiltere’de Başbakan yapan temel unsur Brexit oldu.
Johnson’ın ilginç bir profil olduğu ve farklı bir görüntü çizmeye çalışacağı gelişinden belli. Hani bir türkümüz der ya, benim yârim gelişinden bellidir diye, Johnson’ın da gelişi Brexit’e olan inancı ve kararlılığından zaten belli. Muhafazakar yapısı ile korumacı bir dış ticaret politikası güdeceği de aşikar. İki yıldır kesintisiz konuşup tartıştığımız İngiltere AB’den çıkar mı sorusu da yârin gelişi ile aslında kendini daha fazla belli etmiş oldu. Yani korumacı modasına şimdiden İngiltere’nin de uyacağını düşündüğümde, her ne kadar İngiltere Çin yakınlaşması olsa da, ticaret savaşlarına bir halkanın daha ekleneceğini kestirebilmek çok da zor olmasa gerek. G20’deki serbest ticaret anlayışı ile korumacı yaklaşımların çelişkilerini belli ki daha çok konuşacağız. Ama çok emin olduğumuz bir şey var ki, o da dünya siyasetinin Johnson ile daha da renkleneceği.
Türk kökeni ile Türkleri seven yaklaşımındaki samimiyetine gelince, onu da zaman gösterecek.