Çalışmayan memura ceza yok, çalışan memura ödül yok
Ahmet ARSLAN - Denetçi, CPA
Maalesef 2011 yılında devlet memurları açısından sicil sisteminin kaldırılması böyle bir başlığı atmamamıza neden olmuştur.
Sicil aslında özel sektörde uygulanan performans değerlendirmesinin kamu sektörüne uygulanan bir versiyonuydu. Fakat kamu sektöründe yıllarca kullanılan “siciline işlemek” “sicilini bozmak” gibi negatif ifadeler sicilin tehdit ve kamu personelinin kariyerini sekteye uğratmak amaçlı olarak algılanmasına neden oluştur.
Bununla birlikte, hangi gerekçeyle kaldırıldığı tam olarak anlaşılamayan sicil sistemi kamu personelinin sadece olumsuz performansını değil, olumlu performansını da kayıt altına alan ve gerek maaşına gerekse görevde yükselmesine katkısı olan bir sistemdi.
Söz konusu sistemin kaldırılmasıyla, düşük performans gösteren memura herhangi bir yaptırım uygulanmaksızın sadece kurallara uygun harekete etmesi halinde disiplin cezasına muhatap olması durumu ortaya çıkmış ve başarılı kamu personelini ödüllendiren sicil sisteminin yerini ikame eden yeni bir performans değerlendirme sistemi getirilmemiştir.
Gelinen noktada memurlar inisiyatif alma veya kendilerini geliştirme yerine sadece kurallara uygun hareket etme güdüsüyle ve genellikle bir şey yapmama, çalışmama yönünde hareket etmektedir.
Her ne kadar 657 sayılı Kanun'da olumlu performans gösteren kamu personelini ödüllendirmek üzere; görevli oldukları kurumlarda olağanüstü gayret ve çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev yapmak suretiyle; kamu kaynağında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının önlenmesinde ve önlenemez kamu zararlarının önemli ölçüde azaltılmasında, kamusal fayda ve gelirlerin beklenenin üzerinde artırılmasında veya sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde somut olaylara ve verilere dayalı olarak katkı sağladıkları tespit edilen memurlara, Başarı belgesi verilmesi yasal olarak söz konusu ise de bu belgenin getirisi sadece manevi yönlü olup maaş artışı gibi maddi bir getirisi olmadığı gibi kariyer ilerlemesinde de herhangi bir katkısı bulunmamaktadır.
Kaldı ki bu şekilde başarılı performans gösteren memura başarı belgesi verildiği de pek görülmemiştir.
Oysa, sicil sistemi sadece manevi ve maddi getirisi olan bir sistem değil aynı zamanda görevde yükselmenin önemli unsurlarından birisiydi. Aynı şekilde, olumlu sicil alan memurların daha sonra disiplin suçu işlemeleri halinde hakkında bir derece daha hafif disiplin cezası uygulanmaktaydı.
Sicil sisteminin kaldırılmasıyla birlikte aynı suçu işleyen başarısız devlet memuru ile başarılı devlet memuru aynı cezaya muhatap olmaktadır. Bunun adil ve hakkaniyete uygun bir durum olmadığı aşikar olduğu gibi görevinde inisiyatif alırken bu süreçte hatalar yapan başarılı devlet memurunu cezalandıran bir durumdur.
Her ne kadar sicil sisteminin objektif ve adil olmayabildiği ve suiistimal edilebildiği iddia edilebilirse de bu sistem yargı denetime tabi olduğu gibi eksiklikleri bulunan bir performans değerlendirme sistemi böyle bir sistemin olmadığı duruma göre gerek kurumsal gerekse ulusal etkililik açısından çok daha faydalıdır. Asıl mesele performans değerlendirme (sicil) sisteminin olması veya olmaması değil performans değerlendirme kriterlerinin rasyonel şekilde belirlenmesi ve performans değerlendirmesinin sonuçlarının yargı denetimine tabi olmasıdır.
Öte yandan, her ne kadar çalışmayan devlet memurunun olumsuz sicil yerine disiplin cezasıyla cezalandırılabileceği iddia edilebilirse de 657 sayılı Kanun'un mevcut disiplin hükümleri böyle bir cezalandırmaya imkan vermediği gibi uygulamada da çalışmayan devlet memurunun disiplin cezası verildiği de görülmemiştir.
Mevcut ceza kanunlarımızdaki yaptırım türleri de görevini başarılı şekilde yaparken hata yapan memuru cezalandıran fakat görevini yapmak için herhangi bir teşebbüs de bulunmayan memuru adli açıdan sorumlu tutmayan bir yapıdadır.
Etik kurallar ise sadece orta ve düşük derecedeki memurlarca uyulması gereken göstermelik kurallar olarak algılanmaktadır.
Böyle bir yasal ortam ve kurumsal kültürde memurların büyük bir kısmı iş yapma motivasyonundan yoksun, vatandaşların hizmet ihtiyaçlarını karşılama gayretinden uzak ve sadece mesai zamanını doldurmakla meşgul bir zihni yapıya bürünmektedir. Dünyada hesap verebilirlik ve kamu kaynaklarının efektif şekilde kullanılması yönünde baskı ve gelişmelerin olduğu bir çağda kamu personelinin performans değerlendirme sisteminden yoksun şekilde ve sadece ceza odaklı olarak istihdam edilmesi düşünülemez.
Bu yüzden gerek ekonomik etkinlik gerekse adalet ve hakkaniyet yönünden, başarılı personeli başarısız personelden ayıran ve yargı denetimine açık performans değerlendirme sisteminin kamu sektöründe tesis edilmesi ya da eski sicil sisteminin geri getirilmesi gerekmektedir.