“Çalışmayan” ile “çalışamayan” ayrıştırılacak mı? (2)
Konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde:
2024’te ki çalışan sayısını koruyana, çalışan başına aylık 2 bin 500 lira destek verilecek…
***
Üreten ve çalışan tabi ki desteklenmeli…
Ancak:
İhracatı kg bazında düşen makine sektörü için de “işçi maliyeti” önemli; ihracatı artan makarna sanayi için de…
Enflasyonun en büyük (navlun) nedenlerinden olan lojistik sektörü için de…
Ayrıca:
Tarım/hayvancılık sektöründekiler sormaz mı, “Biz de emek yoğun sektörleriz ve yüzbinlerce istihdam sağlıyoruz; bizim destek nerede?”
***
Dün, farklı bir boyutu ile dile getirmeye çalışmış ve şöyle anlatmıştım:
“Çalışmayan ile çalışamayanı ayrıştıramazsak:
84 milyon nüfuslu Almanya’da 46.1 milyon kişi sisteme “çalışarak” destek verirken;
85 milyon nüfuslu Türkiye’de 23 milyon “prim ödeyen” çalışan olduğu için şükür çekeriz…
***
Çalışan ile çalışmayanı ayrıştırmazsak:
Tarım alanları, fabrikalar “çalışacak eleman” bulamazken;
Tüketeceğimiz eti/pamuğu/yağı/şekeri dahi ithal ederken;
Milyonlarca kişiyi, kamuda çalışmak için atıl ve sırada bekletiriz…
Ve…
Çok şey beklediğimiz genç nüfusu, asgari ücret ve en düşük emekli maaşını almaktan/konuşmaktan ileri götüremeyiz…”
VELHASIL
İlave edeyim:
Üreten ile üreteni değil; üreten ile üretmeyeni ayrıştırmalıyız…
Yüzdürülmesi gerekenle, yüzdürülmemesi gereken sektörleri de ayrıştırmalıyız…
“Kabiliyet kaybetmemesi gereken” stratejik sektörlerimizi de küstürmemeli, pamuklara sarmalıyız…
***
Tabi ki:
İstihdam desteği önemli…
Ama:
Vasıfsız sayılabilecek bir çalışan, kamuda, özel sektöre göre 2-3 kat daha fazla maaş alabiliyorsa;
Üstüne, iş yükü, özel sektöre göre çok daha azsa;
Üstüne, sosyal imkanları çok daha fazlaysa;
Üstüne, emeklilik sistemi çok daha avantajlıysa…
Gençler makine, tarım, tekstil, mobilya gibi sektörlerde çalışmak ister mi?
Çevresinde bu imkanlara sahip olanları görerek, verimliliğini artırabilir mi?