Çalışma hayatı ve sosyal güvenliğin üç yıllık yol haritası (1)

VERGİ PORTALI
VERGİ PORTALI [email protected]

CELAL ÖZCAN

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 16’ncı maddesi uyarınca, çok yıllı bütçe hazırlık süreci Bakanlar Kurulu’nun en geç eylül ayının ilk haftası sonuna kadar makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan Orta Vadeli Programı (OVP) kabul etmesiyle başlamaktadır. 

Orta Vadeli Program neden önemli? 

Orta Vadeli Program, bütçe sürecini başlatarak stratejik amaçlar temelinde kamu politikalarını ve uygulamalarını şekillendirmekte ve kaynak tahsisini bu çerçevede yönlendirmektedir.

OVP, aynı zamanda, kamu ve özel kesim için öngörülebilirliği artıran bir yol haritası niteliğinde olup, çeşitli alanlarda ortaya koyduğu amaç, politika ve önceliklere göre makro politikaların yanı sıra, temel geli me eksenlerini ve ana sektörleri kapsamaktadır. 

Bu çerçevede, bakanlık ve kurum bütçelerinin hazırlanmasında, idari ve yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesinde, kurumların karar alma ve uygulama süreçlerinde OVP’de ortaya konulan amaç, politika ve öncelikler esas alınmaktadır. 

Dinamik bir yapı arz eden ve üç yıllık perspektife sahip olan OVP, kamu ve özel sektör için gelecek üç yılda nelerin yapılacağı ve nelerin yapılmayacağı konusunda bir çerçeve çizmektedir. 

2015-2017 dönemi yol haritasının çerçevesi belli oldu

2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Plan kısa bir süre önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve ilgili bakanların katılımıyla kamuoyu ile paylaşılmış ve akabinde de Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur. Yine, en son olarak da 2015 Yılı Programı 01 Kasım 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 

Yazımızda 2015-2017 dönemi Orta Vadeli Program, Orta Vadeli Mali Plan ve 2015 Yılı Programı’nda ortaya konulan amaç ve politikalar çerçevesinde gelecek üç yılda çalışma hayatı ve sosyal güvenlikte neleri konuşacağımıza değinilecektir. 

İlaç, tıbbi cihaz ve tedavi harcamalarında tasarruf önlemleri artacak 

OVP’de kamu harcama politikaları arasında, “sağlık hizmetlerinin kalitesinden ödün vermeksizin, gereksiz kullanımı önlemek üzere, ilaç, tıbbi cihaz ve tedavi harcamalarının daha akılcı hale getirileceği” öngörülmektedir. 

SGK’nın 2014 yılı bütçe tahmine göre 201 milyar TL’lik giderinin, 133 milyar TL’lik bölümünü emekli aylığı, 54 milyar TL’lik bölümünü de sağlık giderleri oluşturmakta ve sağlık giderlerinde her yıl bir önceki yıla göre ortalama %10 artış olmaktadır. 

Sağlık giderlerindeki bu artışın önemli bir bölümünü de gereksiz ilaç, cihaz ve tedavi harcamaları oluşturmaktadır. 

Dolayısıyla, önümüzdeki üç yılda, SGK tarafından finansmanı sağlanan ilaç, tıbbi cihaz ve tedavi harcamalarında tasarruf sağlamaya yönelik adımlar atılacağı anlaşılmaktadır. 

Sağlık harcamalarında gereksiz kullanımı önlemeye yönelik çalışma yapılacak olması olumlu değerlendirilmekle birlikte, hayata geçirilecek uygulamaların vatandaşları ve sağlık hizmet sunucularını mağdur etmemesine, bu çerçevede Türk Tabipler Birliği’nin, Türk Eczacılar Birliği’nin, özel ve kamu sağlık hizmet sunucularının görüşlerinin alınmasının, kısacası ortak aklın işletilmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz. 

Sağlık hizmet sunucuları risk analizi ve veri madenciliğine dayalı olarak denetlenecek 

OVP’de kamu harcama politikaları arasında, “sağlık hizmet sunucularının geçmiş davranışlarını dikkate alan denetim modelleri geliştirilerek, risk analizi ve veri madenciliği alanlarında yazılım, donanım ve eğitim alt yapısının güçlendirileceği” öngörülmektedir. 

SGK’nın giderleri arasında sağlık hizmet sunucularına (hastaneler, tıp merkezleri vd.) yapılan ödemeler önemli bir yer tutmakta ve zaman zaman da yapılmayan tedavilerin haksız ve yersiz olarak SGK’ya faturalandığı hususu denetimler sonucunda ortaya çıkmaktadır. 
Ancak, hem sağlık hizmet sunucularının, hem de tedavi işlem sayısının çok olması, bu alandaki suistimallerin denetimlerle tespit edilmesini güçleştirmektedir. 

Bu çerçevede, önümüzdeki üç yılda müfettiş denetimlerinin yanı sıra çok doğru bir politika olarak sağlık hizmet sunucularının risk analizi ve veri madenciliği yöntemlerine dayanan yazılımlar geliştirilerek daha kolay ve daha etkin denetleneceği anlaşılmaktadır. 

Erken emeklilikle ilgili bir düzenleme gündeme gelmeyecek 

OVP’de kamu harcama politikaları arasında, “sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliği üzerinde olumsuz yansımaları olabilecek uygulamalardan kaçınılacağı” öngörülmektedir. 

SGK’nın en önemli harcama kalemlerini emekli aylıkları ve sağlık giderleri oluşturmaktadır. 

İlk olarak 2000 yılında, son olarak da 2008 yılında reform adı altında yürürlüğe konulan düzenlemelerle yaş, prim ödeme gün sayısı olarak emeklilik şartları ağırlaştırılmış, bu çerçevede, 08.09.1999 tarihinden önce ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayan kişilerin de kademeli olarak artırılan yaş şartlarını yerine getirmeleri halinde emekli olabilecekleri öngörülmüştü. 

Bu durum, prim ödeme gün sayısını doldurmuş olmasına rağmen, emeklilik yaşını bekleyen, buna bağlı olarak da emekli olamayan ve kamuoyunda “emeklilik yaşına takılanlar” olarak da nitelenen önemli sayıda bir grubun oluşturmasına yol açmıştı. 

Yukarıda ayrıntısına yer verdiğimiz harcama politikası dikkate alındığında, SGK’nın mali yapısını olumsuz etkileyeceği tartışmasız olan erken emeklilik uygulamalarına (prim gün sayısı dolanların hemen emekli olabilmesi, çırak ve staj borçlanması gibi) yönelik önünüzdeki üç yılda herhangi bir yasal düzenlemenin yapılmayacağı anlaşılmaktadır. (Devam edecek)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar