Çalışanınızı elde tutun

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Şirket sahiplerine sadece bir tane öneri yapma şansım olsa, “yetişmiş, tecrübeli, iyi çalışanlarınızı asla kaybetmeyin” demek isterdim.

Çalışanlar şirketlerini neden terk eder?

 İyi bir çalışanı genellikle ücret, çalışma koşulları, kötü yönetici ya da toksik kültür nedeniyle kaybedersiniz. Hatta iş dünyasında meşhur bir söz vardır, “insanlar işlerini değil, yöneticileri terk ederler” diye.

Adaletsiz ücret, olumsuz çalışma koşulları ve toksik kültür de bence en az kötü yönetici kadar insan kaçırır. 1990 ve 2000’lerde iş gücü talebi kısıtlı, iş gücü arzı yüksekti. Bu nedenle “işe kapağı atmak” deyimini çok duyardık. Güç şirketlerde, patronlarda, yöneticilerdeydi. Çalışanların hakları sınırlıydı, ne de olsa “beğenmeyen gitmeliydi”. İşinden, ücretinden veya koşullardan şikâyet etmek işi riske atmak demekti. Zar zor bulunan işler nimet gibi görülürdü. Bugün tam tersi bir durum söz konusu.

Ne mavi yaka ne de beyaz yakada yüksek bir iş gücü arzı yok. Buna mukabil iş gücü talebi hep yüksek. Son zamanlarda sıklıkla duyar olduk, “işçi yok, ara eleman yok, usta bulamıyoruz”. Ya da beyaz yakalar için şunu duyar olduk “gelen durmuyor, üç kuruş fazla maaşa gidiyorlar, biz yetiştirdik, rakipler kaptı, sadakat diye bir şey yok”. Ya da daha iyisi “bu yeni kuşak çalışmak istemiyor!”.

Bu serzenişlerde doğruluk payı mutlaka vardır, ancak burada esas sorun değişimi ve yeni paradigmayı doğru okumak. Yeni paradigma şunu söylüyor: eski yönetim biçimlerini, insan kaynakları anlayışlarını, liderlik teorilerini, örgütsel davranış kabullerini unutun. Sosyal medya ve yapay zeka ile hızlanan, dijital dönüşüm süreci ile taçlanan yeni dönemde, insanları eski kabul ve anlayışlar ile çalıştıramazsınız.

Artık alternatif çok

Gençler artık işgücüne katılmadan önce veya belirli bir süre sonra; girişimcilik, sosyal medya içerik üreticiliği, freelance hizmet ve benzeri işleri tercih ediyorlar. Eskiden olmayan imkanlar bunlar. Buna bir de sosyal değişimi ekleyin. Artık yeni kuşaklar sahiplik istemiyorlar. Ev ve araba örnek verilebilir. Evlenme isteği de düşük.

Paylaşım ekonomisi tercih ediliyor. “Benim olmalı” cümlesi, kapitalizmin temel motoruyken, şimdi “sahiplik yerine deneyim” ekonomisi tercih ediliyor. Minimalist yaşam, paylaşım kültürü, farklı para kazanma imkanları birleştiğinde, şirket veya kamu kurumlarında bir kariyer çok da cazip gelmiyor.

Buna bir de ülkemizin maalesef etkin olmayan eğitim sistemi eklendiğinde, durum iyice karmaşıklaşıyor. Öyle ya herkesi üniversite mezunu yapmaya çalışan absürt sistem yüzünden, bugün mavi yaka ve ara eleman pozisyonlarında yüksek ücretlerle bile eleman bulunmuyor.

Bu konuda ne yapmalı?

 Şirket olarak bu tabloyu doğu okumalısınız. Gelecek 10-15 sene içinde, şirketinizin var olabilmesi için az sayıda yetkin ve tecrübeli insan ile çok iş çıkartmalısınız. İşe adil ve tatmin edici ücretlendirme ile başlayın derim. Kazancı adil paylaşmayan şirketler, oyuna baştan yenik başlar.

Yüz verimsiz kişi ile çalışacağınıza, yetmiş verimli insan ile çalışın, diğer otuz kişinin ücretini de bu verimli çalışanlara tahsis edin. İkinci olarak, esnek çalışma modellerini benimseyin. Artık insanlar esnek çalışmayı tercih ediyor. Üstelik daha verimli. Üçüncüsü, misyon, vizyon, sürdürülebilirlik peşinde bir şirket olun. Para kazanma dışında amaçlarınız olsun. Dördüncüsü, şirket olarak yönetim sistemleriniz, inovasyona dayalı strateji süreçleriniz, dijitalleşmiş operasyonlarınız ve yapıcı bir kültürünüz olsun. Beşincisi bürokratik değil, yatay, çevik, katılımcı organizasyon yapıları inşa edin ve sürekli ihtiyaca göre güncelleyin. Yetişmiş veya yetenekli bir çalışanı kaybetmek, hele de şirketinizde yetişmişse, size büyük maliyet demektir. Bu maliyetten kaçının.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar