Çalışan devir hızına dikkat

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

 

Şirketler olarak senelerdir zor şart­larda faaliyet gösteriyoruz. Kurum­sal olarak en üst seviyede makro ekono­mik, jeopolitik, siyasi, finansal, rekabet ve yasal riskler ile karlı karşıya kalırken, şirket içinde de pek çok yönetsel ve ope­rasyonel riski yönetmek durumunda ka­lıyoruz. “Turnover” da bu risklerden bir tanesi. Turnover’ı iş gücü devri ya da ça­lışan sirkülasyonu olarak tanımlayabili­riz.

Son yıllarda Türkiye’de işgücü piyasa­sında yaşanan değişimler, çalışan devir hızının (turnover rate) dikkat çekecek derecede artmasına neden oldu. Türki­ye geneli için 2022’de ortalama %18 olan oran 2023’te %22 ve 2024’te ise %25 ol­du. Yani belirli bir dönem için her dört çalışanımızdan birini kaybediyoruz. El­bette sektörler bazında turnover deği­şiyor. Mesele inşaat sektöründe bu oran %65 iken, perakende sektöründe %50, otomotivde %20-25, beyaz eşya ve elekt­ronikte %15-20 aralığında gerçekleşiyor.

2000’lerin başında %10 ideal bir oran olarak görülürdü. Bugün %15’i çok başa­rılı bulabiliriz.

Turnover neden arttı?

Bu artışı şirketinizde siz de gözlemle­mişsinizdir. Tüm şirketlerde turnover oranı yani iş gücü devir oranı arttı. Yani çalışanlarınız kısa bir süre kalıyor ve ay­rılıyor. Hatta daha uzun sürelerde çalış­mış olanlar da ayrılıyor. Özellikle Y ve Z kuşağı çalışanlar açısından gözlemledi­ğimiz bu durum, klasik olarak “giden gi­der, yeri hemen dolar” diyemeyeceğimiz kadar önemli.

Önce turnover sebeplerine bakalım, sonra neden bu konuda rahat olamaya­cağımızı anlatayım. İş gücü sirkülasyo­nunun çok fazla sebebi var. Covid “bü­yük istifa” dediğimiz bir dalgayı başlat­tı. İnsanlar hayatı ve çalışma yaşamını sorgulamaya başladılar. İşe ve işyerine sadakat azaldı. Sonrasında özellikle ül­kemizde yaşanan enflasyonist ortam, geçinmeyi zorlaştırdı. Ücretler, insanla­rın eski hayatlarını yaşamalarına imkan vermemeye başladı.

İnsanlar, geçinmek­te zorlanınca, kendilerine daha iyi ko­şullar sunan, hatta iki bin lira fazla ücret veren şirketlere geçtiler. Bir diğer sebep ise, ülkedeki beyin göçü nedeniyle 25-35 yaş grubunun yurt dışına gitmesi. Bu da içeride kalan insanların daha değerli ha­le gelmesine yol açarken, şirketler ara­sında bir yetenek çekme savaşını başlat­tı. Son olarak şirketlerdeki kötü yönetim uygulamaları ve sistem eksikliği, Y ve Z kuşaklarını sürekli daha iyi yönetilen ve sistemi olan şirketler arayışına itti.

Turnover neden önemli?

Turnover dolaylı ve doğrudan maliyet­leri artırır. Bir kere ayrılan çalışan eğer tecrübeli bir çalışan ise, yerine koyma maliyetiniz daha yüksek olur. Yerine ge­lecek kişiye muhtemelen daha yüksek ücret ödersiniz. Ayrıca yerine alınacak çalışan için ilan, mülakat, test, oryantas­yon gibi giderleriniz olacaktır. Bir de ye­ni çalışanın işe adaptasyon süreci olur. Hemen işe uyum sağlamaz. Ayrıca yeni çalışanı bulana kadar sistemde aksama­lar olabilir, iş kaybı olabilir, bu eksiklik müşteriye yansıyabilir.

Diğer taraftan dolaylı olarak, eğer kişi yetkin ve sevilen biriyse, hali hazırdaki çalışanlarınızın morali düşebilir, iş yük­leri artar, işverene karşı güven azalabilir ve fazla mesai gibi durumlar ile karşıla­şabilirsiniz.

Dünyada pek çok uluslararası kuru­luş ve danışmanlık şirketi raporlarında 2030’a kadar ve hatta sonrasında şirket­ler açısından en önemli riskin insan kay­nakları riski olduğunu söylüyor. Yani ye­tenekleri bulma, elde tutma ve geliştir­me konusu dünyada yönetim kurulları ve CEO’ların temel gündemi haline gel­miş durumda.

İş dünyası olarak ülkemizde bu ko­nuya gerekli önemi vermiyoruz. Eğitim sistemimiz, beyin göçü, değişen kuşak kültürleri ve yetersiz yönetim anlayış­ları bu riski daha da artıracak gibi gözü­küyor. Turnover konusunu nasıl yönet­memiz gerektiği üzerine sohbete devam edeceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar