Çağlayan'ın basınla sohbeti

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Yeni Hükümetin yeni bakanlığı Ekonomi bakanlığı koltuğuna oturan Zafer Çağlayan EGD'nin davetini  kabul ederek dün geldiği İstanbul'da bakanlığının yapısını, ihracat, ithalat ve cari açık açısından hedeflerini anlatıp, sohbete dönüşen soru cevap bölümünde ekonomi muhabirlerini bilgilendirdi. Sohbet bölümünde Çağlayan'a amaçlarının iyi olmasına karşın, yapmak istedikleri konularda bazı engellerin karşısına çıkabileceği ifade edildi. Tabii aslolan söylenen ve amaçlanan güzel şeylerin hangi eylemlerle ne denli hayata geçebileceği…  Ama Çağlayan'ın basın karşındaki samimi tutumunu da saygıyla karşılamak gerekir…

Yeni Hükümette değişen yapısıyla Ekonomi Bakanlığı görevini üslenen Zafer Çağlayan, EGD'nin çağrılısı olarak İstanbul'a kurmaylarıyla birlikte gelip düzenlediği basın toplantısında bakanlığının üslendiği görevleri ve yapmayı planladıklarını anlattı. 40'ın üzerinde gazetecinin katıldığı toplantıda kendisine yöneltilen 20'ye yakın soruyu bir sohbet ortamında yanıtladı. Toplantı sonunda da ayakta sohbetini bir süre daha devam ettirdi.

Zafer Çağlayan, yeni bakanlığını "2023 hedeflerine ulaşmada Amiral Bakanlık" nitelemesiyle tanımladı. 2023 hedeflerini belirtirken de, "Türkiye'nin dünya ticaretinden bugün aldığı binde 8 payın, yüzde 1.5'a çıkarmayı, ihracatı 500 milyar dolara çıkarırken, 2 trilyon dolarlık GSYİH ile dünyanın ilk on ekonomisi içinde yer almayı hedefleyen çalışmalar yapacağını" söyledi. İhracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 80'lere çıkarmayı amaçladıklarını, sürdürülebilir ihracat artışı için çalışacaklarını belirtip, "Bakanlığımızın en önemli görevi üretim, istihdam, ihracat ve büyümedir. Daha fazla döviz kazanmak, daha fazla yatırım çekerek bu sayede istihdamı artırırken, hem de cari açıkla mücadele etmektir. Teknolojik ve yüksek katma değerli ürünlere yönelmektir" dedi.

Çağlayan, dış ticaretle ilgili çok yönlü çalışmalar yaptıklarını belirterek "Dış ticaretimizin yüzde 95'ini yaptığımız 73 ülkede 1243 sektörü analiz edip, rekabet gücümüzü tespit ettik. Ve gördük ki, biz bugün var olan üretim potansiyelimizle bu alanda performansımızı en az yüzde 30 artırabiliriz. Nereye hangi ülkelere hangi ürünlerle gitmemiz gerektiğini bu tabloda görürüz. " değerlendirmesini yaptı.

Zafer Çağlayan, ithalatta ara malı girdisini azaltmak için çalışmalar başlattıklarını, önce girdi durumu nedeniyle petrol gibi ithal etmek zorunda olan üretim yetersizliğimiz olan ürünler ile üreterek ithalatını önleyebileceğimiz ürünler olarak iki katagori içinde değerlendirme yaptıklarını belirtti.  GİTES Girdi Tedarik Stratejisini uygulamaya soktuklarını, 30 milyar dolarlık ara malı ithalatını azaltmayı amaçladıklarını söyleyen Çağlayan buna bağlı olarak altı sektörü masaya yatırdıklarını açıkladı. Bunların Makine, Demir-Çelik, Otomotiv, Kimya, Tarım-gıda ve Tekstil olduğunu bu sektörlerde içerde üretebileceğimiz ürünler için yerli üreticilere destek, yabancılara Türkiye'de üretim çağrısı yaparak ithalatı azaltmayı amaçladıklarını belirtti. Sadece demir-çelik sektöründeki 9 milyar dolarlık hurda ithalatın yüzde 10 azaltılmasının 1 milyar dolar ithalat azalmasına neden olacağının altını çizdi.   İthalatta rotalarının, "Akılcı Dış Ticaret, Güçlü ekonomi: Yönetilebilir ithalat" anlayışı olduğunu öne sürdü. İthalatta haksız rekabete karşı, yerli üretimi korumak için harekete geçtiklerini, yapıyı izleyebilmek için "Riske Dayalı İzleme ve Denetim Sistemi kısa adıyla İRDS'i" kurma çalışmaları içersinde olduklarını. İRDS aracılığıyla ithalatı yakından izleyeceklerini, bunun bilgi teknolojileri altyapısı için ihale aşamasında olduklarını, sistemin "İthalatı onlıne denetleyecek" imkan yaratacağını söylerdi.

Çağlayan ithalatı frenleyerek "Cari açık sorununu" geriye itecek değil, temelinden çözecek girişim içinde olduklarını iddia etti. Cari açık sorununu 183 ülkeden 128'inin yaşadığını, sadece 55 ülkenin cari fazla verdiğinin bilinmesi gerektiğini de ifade etti.

Çağlayan'ın konuşması sonrası kendisine çok sayıda soru yöneltilmesi bir yandan sorunların önemini ortaya koyar nitelikteydi. Bir yandan da ortaya koyduğu bazı sorun çözümlerinin sonuç verebilmesi için hangi araçları kullanacağını ortaya koyması içindi. Sorularda ağırlıklı olarak sorun çözümlerinde karşılaşılabilecek güçlükler, "AB ile çatışma", "Bakanlıklar arası yetki kullanımı", "Yabancıların ülkemizdeki üretimlerinde, yurt dışından getirdikleri kompenentlerin yerli üretimi ile ikamesinin birçok halde mümkün olamadığı" gibi sorular içinde sıralandı. Doğal olarak bu söylemin eylem aşamasının ve orada karşıya çıkacak yeni sorunların altı çizildi.      

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar