Büyümenin verimlilik desteği ne durumda?
Yüzde 11.1 artış ile tüm beklentileri olumlu yönde sarsan bir 3. çeyrek büyümesine ulaştık. Bu gerçekleşme, sürdürülebilir büyümemizi ve orta gelir tuzağından çıkışımızı garanti edebilecek mi? Rahatsız edici nokta, büyümenin ivme kaybıdır ve imalat sanayiinin zayıfl ayan etkinliğidir. Büyümeye tarım sektörünün pozitif bir katma değeri yıllardır beklenmiyor zaten. O da yüzde 2,8 ile hemen hemen yok gibi. İnşaat yüzde 18.7 ile hizmetler de yüzde 20.7 ile öne çıkıyor. Sanayide ivme düşük, yüzde 14,8. Hizmet ve inşaatın altına kalıyor. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH endeksi yıldan yıla yüzde 9,6 artışı, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmışsa yüzde 1,2 artışı ifade ediyor. Halbuki 2. çeyreğin mevsim ve takvim etkilerden ari büyümesi yüzde 2.2 düzeyindeydi. Belirgin bir ivme kaybı gizlenemiyor. Özel tüketiminin büyümeye katkısı düşüyor. İnşaat yatırımları ve satışları biraz yavaşlıyor. Tüketici güveninde belirginleşmiş düşüş, net ihracatın duraksayan gerilemiş katkı düşündürücü. “Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikeli” ilkesinden hareketle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB)’nın derlediği 2017 3.çeyrek verimlilik verisini, sektör sektör analiz ediyorum. Çünkü 2018, sadece dış finansman koşullarının zorlaşacağı bir yıldan değil, aynı zamanda maliye politikasında teşviklerin azalacağı, kamu tüketiminden büyümeye desteğin duracağı, net ihracatın katkıda bulunamayacağı bir 2018 bizi bekliyor.
BSTB çeyreklik dönemlerle yayınlanan veri setinde hem çalışan kişi başına üretim verimliliğini, hem de çalışılan saat başına üretim verimliliğini irdelenmektedir. İncelemede kolaylık açısından, sadece “çalışan kişi başına verimliliği” inceliyorum. 2005 1. çeyreğiyle 2017 3. çeyreği arasındaki 51 farklı dönemle imalat sektörünün verimlilik nabzını tutmak mümkündür. Verimlilik eğilimleri üç farklı grup altında toplanır. İlki artış yaşayanlar, ikincisi nötr seyredenler ve sonuncusu da gerileyenlerdir. Buna göre, imalat sanayiindeki 9 temel sektörden sadece motorlu taşıtlar ya da otomotiv sektörü verimlilik ivmesiyle sürdürülebilir büyüme eğilimini ve “orta gelir tuzağı” tıkanıklığını aşılabilir. Buna ek olarak, hazır giyim, kimya ve eczacılık sektörleri de çok birer ivme yakalamışlardır. Otomotiv sektörü bu dört sektörden kararlılığıyla ayrışarak, verimliliğini perçinliyor. Bir zamanların başat sektörü tekstilde verimliliğin yönü aşağıyadır. Ana metal, cam, gıda, plastik sektörleriyse durumunu koruyan, nötr kalmış bir verimlilik ivmesiyle temel sektörel resmi tamamlamaktadır.
Kıymetini bilmeyip, sallamadığınız her zaman dilimi, günü geldiğinde bütünlüğümüzü dilim dilim eder. Biz kabul etsek de, etmesek de artık o bizi sallayacaktır. Bize düşen; bir an önce güncel etkilerden sıyrılmak, sonra da büyümenin içini verimlilikle doldurmaktır.