Büyümenin üretkenlikle sonuçlanması için...
Yeni ve önemli imkanlara sahip 4 yıllık yeni döneme giriyoruz. Bu dönemde ülkemiz refahını artıracak, süreklilik taşıyan bir büyümeyi sağlayabilmemiz için üretkenliği artıracak ve sürekli kılacak önlemlere ihtiyacımız olduğunu unutmalmalıyız. Ülkemiz Cumhuriyetimizin 90 yıllık dönemde, 1940’larda dünya savaşı yaşanmasının getirdiği zorluklara karşı, ortalama yüzde 5 büyüme hızını elde edebilmiştir. Son 13 yıllık Ak parti iktidarının ilk 7 yılı Cumhuriyet dönemi ortalamasının üzerinde yüzde 7-8 büyümenin ardından son üç yılda geleneksel büyümemizin altında yüzde 3 seviyesinde bir büyüme sağlayabildik. O nedenle seçimsiz yeni 4 yıllık dönemde büyümeyi yeniden ivmelendirecek üretkenliği artıracak bazı önlemleri içeren bir kalkınma modeleine sahip olmalıyız.
Bu modelin içermesi gereken bazı konuları şöyle sıralayabiliriz:
-Kıt kaynakların kullanımında israfın önlenmesi, dış kaynakların sürekliliğinin sağlanması: Ülkemiz insanlarının tasarrufları ülkemizin istenen büyümesini sağlayacak kaynağı içermiyor. Onun için bir yandan tasarrufları artırmaya çalışırken, bir yandan kıt olan kaynakların kullanımında israfı önlemeliyiz. İhtiyacımız olan yabancı kaynağı çekip kullanabilmek için, uygun ortam yaratmalıyız.
-Kurumların sağlıklı işlemesi büyük önem taşıyor: Kurumların sağlıklı ve kurallı işleyişiyle sisteme güvenlik kazandırması ve bunun sürekli kılınması gerekir. Özerk kurumlara müdahale edilmemesi bunun bir diğer ayağıdır. 2001 döneminde yapımız içersinde yer alan ve önemli fayda sağlayan özerk ve bağımsız kurumların faydasını gördük, dünyada krizler yaşanırken bundan en az zarar gören ülkeler arasında yer almamızı bu kurumlar sağladı. Bu nedenle bunlara müdahale edilmemeli ve yapıları değiştirilmemelidir.
-Hukukun üstünlüğü ve işlerliğinden taviz verilmemesi gerekir: Son dönemde zaafa uğradığı kabul edilen adalet sisteminin ortaya çıkardığı olumsuzluklar biliniyor. O nhedenle yeniden hukukun üstünlüğünü sağlayacak adımlar atılmalıdır. Geç gelen adaletin sorunlara yol açtığı unutulmamalıdır.
- Sürekli geliştirilen ve üretime destek veren eğitime ihtiyaç vardır: Türkiye’de son dönemde birçok sektörde işe uygun kalifiye eleman eksikliğinden söz edilmektedir. Bir yanda düz lise eğitimi görmüş iş arayan yüzbinler, bir yandan işlerine uygun kalifiye eleman arayıp, bulamayan çeşitli sektörlerde üretim yapap firmalar. Geliştirmeyi düşündüğümüz üretim yapısına uygun emek yapısını sağlayacak elemanları yetiştirecek eğitime ihtiyacımız olduğu ve eğitim sisteminde köklü değişim gerektiği bilinerek hareket edilmelidir.
-Büyüyen pastanın adaletli bölüşümü için vergi adaletine ihtiyaç vardır: Üretim artırılıp büyüme sağlanırken eşitlikçi bir bölüşüm gözardı edilmemelidir. Bunun sağlanabilmesi için düşük gelirlileri koruyacak, yeni bir adaletli vergi yapısına ihtiyaç vardır. KOBİ’leri yatırıma yöneltebilmek, üretimlerini geliştirmek ve büyümelerini sağlayarak rekabetçi kılmak için buna ihtiyaç vardır.
Doğaldır ki eli taşın altında olan üretimdeki iş dünyası üyelerinin bunlara ekleyecekleri olacaktır. Bunun için yeni Hükümet kurulurken, yapılması gereken, toplumsal diyalog içersinde, yeni dönemden beklentilerin açıklıkla ve eksiksiz ortaya konulmasına fırsat yaratılmalıdır. Bugün ihtiyacımız olan budur. Yeni dönemin yol haritasını çizerken, alınması gereken kararlar böyle sağlıklı olarak saptanabilir.