Büyümenin lokomotifi sanayidir

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Sanayideki üretim artışını Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Sanayi Üretim Endeksleri’nden izliyoruz.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yeni hesaplama şekline göre, 2018 yılı Ocak ayı sanayi üretimi, 2017 yılı sanayi üretiminin % 12.0 üzerinde.

Ocak ayından ocak ayına, dayanıklı tüketim malı üretimi % 12’ye yakın arttı. Dayanıksız tüketim malı artışı % 12.5 oranında. Sanayide üretim artışının dayanıklı ve dayanıksız tüketim malı artışına dayalı olduğu görülüyor.

İnşaat sanayinin ana girdilerini kapsayan “mineral ürünler”de ise yıllık artış % 30.5 oranında. Mineral ürünler çimento, beton, seramik, tuğla gibi ürünlerden oluşuyor.

Öncü ekonomik göstergelere göre, ekonomide talep canlı. 2017 yılında hızlanan büyüme 2018 yılında da devam edecek.

- İmalat Sanayi Satın Alma Endeksleri, ocak ve şubat aylarında imalat sanayinde büyümeyi işaret ediyor.

- İmalat sanayisinde kapasite kullanım oranları, ocak ve şubat aylarında geçen yılın ocak ve şubat ayları kapasite kullanım oranlarının üzerine çıktı.

- Geçen yılın ilk 2 ayına göre 2018 yılının Ocak ve Şubat aylarında, dahilde alınan Katma Değer Vergisi % 19.5, Özel Tüketim Vergisi % 14.4 oranında arttı. İthalde alınan Katma Değer Vergisi % 14 oranında arttı. Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi artışı içeride talebin arttığını gösteriyor.

Bütün bunlar büyümenin 2018 yılında da devam edeceğini işaret ediyor.

İç talep parasal ve mali desteklerle canlandırılınca, talep artışına dayalı olarak sanayi üretimi artıyor. Ne var ki bu tür bir sanayi üretim artışı, cari açığın (döviz açığının) büyümesine, iç borçlanmanın artmasına, enflasyonun kontrolden çıkmasına yol açıyor.

Büyük inşaat projelerinin, konut yatırımlarının rüzgarında canlanan ekonomik yapıda, sanayileşme ve sanayide yapısal değişim gerçekleşemiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018