Büyümenin dokuzuncu yılına girerken...

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

NBER tarafından açıklanan ABD 'büyük resesyonunun' sona erdiği Haziran 2009 yılından bu yana tam 8 ekonomik büyüme yılını geride bıraktık. ABD tarihinde büyüme döngülerinin ortalama 38.7 ay, 2. Dünya Savaşından sonra ise ortalama 58.4 ay sürdüğünü göz önüne alırsak gayet iyi bir performans. Konumuz olmadığından istatistikleri vermeyeceğim ancak içinde bulunduğumuz boğa piyasası da süre olarak tarihin en uzun boğalarından bir tanesi ve getiri açısından da fena değil. Büyük resesyon ise 18 ay sürerek 2. DS sonrası dönemin en uzun süren resesyonu olarak kayda geçti.

Parmak hesabı olarak 'resesyon' 2 dönem üst üste eksi GDP rakamları demektir. NBER'in resesyon tanımı ise daha detaylıdır. 1- Reel kişisel gelir 2-İstihdam 3- Endüstriyel üretim 4-İmalat ve toptan sektörlerde reel satışlar 5- Aylık GDP değişimleri. Bu kalemler arasında endüstriyel üretim dışında diğerleri 2007 zirvesini net bir şekilde aşmış durumda.. Bu performansı 4.5 trilyon dolarlık bilanço ve daha önce hiç örneğini görmediğimiz şekilde yıllar süren çok düşük faiz politikası ile yakaladığımızı unutmamak gerekiyor. Dikkat ederseniz hisse senedi piyasası NBER'in takip ettiği göstergelerden birisi değil. Ve elbette Büyük Resesyonu bir Bilanço Resesyonu olarak değerlendirirsek tüm dünyada kamu bilançolarının neden kullanıldığını da anlayabiliriz. Hane borcu 2007 zirvesini yeni geçerken (brüt) kamu borcu çok daha hızlı büyüdü. Daha önce pek çok kez kamu borcu hakkında genel yorumlardan daha az takıntılı olduğumu paylaştım. Euro bölgesinde bir ülke değilseniz ve kendi para biriminizde borçlanıyorsanız bir sorun yok. Kamu borcu özel sektörün tasarrufu olduğu gibi bugün borçlandığınızda çocuklarınızın geleceğinden de çalıyor değilsiniz, borcunuzun ödemesi zaten çocuklarınıza yapılacak (gelir tarafını da göz önüne almadan yapılacak bir analiz zaten hatalı olur). Ancak SSK sistemleri (eyaletlerin denk bütçe mecburiyeti var) veya büyümesi krediye bağlı olan Çin örneğinde olduğu gibi bankacılık sisteminin bu modeli daha fazla destekleyemeyecek noktaya gelmesi gibi riskler ve EB'de yeni bir Yunanistan vakası son derece olası senaryolar.

Reinhart&Rogoff'un 'Bu Defa Farklı' adlı çalışmasında farklı kriz tiplerini , etkilerini ve hüküm sürdüğü ortalama süreleri görebilirsiniz. Nasdaq balonu geniş yatırımcı kitlelerini etkilemiş olsa da finansal sistemi vuracak büyüklükte olmadığından takip eden resesyon daha zayıftı. 2008 krizi ise doğrudan finansal sistemi ilgilendirdiğinden çok daha şiddetli yaşandı. 1989 Japonya kriz bir dış borç krizi olmamasına rağmen büyüme ve enflasyon konuları yıllardır sorunlu olarak devam ediyor. EM krizleri ise çoğu zaman ödemeler dengesi kaynaklı ve yine bu tehlike söz konusu. Euro bölgesine baktığımızda ise önemli nüanslar olmasına rağmen altın standarttı dönemlerinde yaşanan krizlere benzer dinamikler görüyoruz. Yunan ekonomisinin 1929 ABD'sinden daha fazla daralması da bu dinamiklerin bir eseri. Haftaya yeni resesyon ihtimalimi üzerinden devam edeceğim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019