Büyümede zorunlu yol iç talep ve kamu harcamaları

Üzeyir DOĞAN
Üzeyir DOĞAN PİYASANIN İÇİNDEN

Son dönemde gerek hükümetin açıkladığı teşvik paketleri gerekse TCMB’nin faiz indirimleri ve aldığı önlemler, büyümenin iç taleple desteklenmeye çalışıldığını gösteriyor. Kredi faizlerindeki düşüşler, kredi kartı borçlarına gelen yapılandırma, taksit ve vade sayılarındaki artışlar, konut başta olmak üzere vergi indirimi ve teşvikler iç tüketimi desteklemeye yönelik atılan adımlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu adımların etkisini önümüzdeki aylarda kademeli bir şekilde tüketim tarafında hissetmeye başlayacağımızı düşünüyoruz. BMoody’s’in not indirimi bu etkiyi biraz geciktirebilir ancak kalıcı bir etki yaratacağını düşünmüyoruz. Yurtiçinde alınan teşviklerin istenilen sonuçlara ulaşması ve başka sorunlar doğurmaması elbette yurtdışındaki ana trende bağımlı. Gelişmiş ülkelerdeki merkez bankalarının son kararları 2016’da olduğu gibi 2017’de de merkez bankalarının ekonomileri yavaşlatacak ve piyasalarda kargaşaya neden olabilecek faiz artırımları da dahil sıkılaştırma politikalarından henüz çok uzakta olduklarını gösteriyor. Bu durum hükümetin ve TCMB’nin son dönemde attıkları adımları destekler nitelikte. Yurtdışından düşük faizli kaynak bulmak biz içerde kendi ayağımıza kurşun sıkmazsak mevcut konjonktürde sorun olmayacak gibi duruyor. Moody’s’in not indirimde ifade ettiği bu endişesinin çok yersiz ve temelsiz olduğunu düşünüyoruz. Son yıllarda siyasi ve jeopolitik risklerdeki anormal artışlar yerini sükûnete bırakacak olursa da 2015 ve 2016’da çıkış olan kısa vadeli ve portföy girişlerinde de Moody’s kararına rağmen terse dönüş sağlayabilir. Moody’s kararı yasal gerekçelerle bazı fonların çıkışıyla sonuçlanacak olsa da düşük çarpanların diğer fonları cezbedebileceğini düşünüyoruz. Brezilya örneğinde olduğu gibi birçok fonun önceliğinin yatırım yapılabilir ülke notu aramak değil, getiri bulmak olduğunu düşünüyoruz. Küresel ölçüdeki düşük faiz ve düşük getiriler en kötüsünün geride kaldığı algısı kuvvetlenmeye başladığında Türkiye’ye yeni girişlerin önünü açabilir. Yurtdışında ise görünen en büyük risk ise ABD Başkanlık seçimleri. Son aylarda aradaki farkı kapatan Trump’ın seçilme ihtimali hiç de düşük görünmüyor. Piyasaların radikal söylemleri ile dikkat çeken Trump’a hazır olup olmadığı tartışma konusu. Burada ortaya çıkabilecek belirsizlikler bir süre piyasalarda volatilitenin artmasına neden olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar