Büyümede yüzde 5 sürprizi...
Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüdü. Bu, beklentileri çok çok aşan bir gerçekleşme. Gerçi yüzde 5 dolayında büyüme bekleyenler de vardı.
Ancak bu ağırlıklı bir beklenti değildi.
Hemen hatırlatalım; geçen yılın ilk çeyreğindeki büyüme de yüzde 4.5 olmuştu.
İlk çeyrek büyümesine ilişkin tahminlerde yelpaze doğrusu pek genişti. İlk çeyrekteki büyümenin yüzde 2'lerden yüzde 5'lere kadar uzanabileceği dile getiriliyordu. Niye bu kadar zordu ki büyümeyi tahmin etmek?
Yeni GSYH serisi tahmin yapmayı zorlaştırıyordu çünkü. En yalın haliyle ifade edelim; eski seri GSYH, TÜİK'in hesapladığı bazı veriler baz alınarak oluşturuluyordu. Yeni seri GSYH'nin hesabında ise idari kayıtlar, yani Maliye Bakanlığı'nın kayıtları esas alınmaya başlanmıştı. İşte bu durum, kısa dönemli iş istatistiklerinden yola çıkarak GSYH tahmini yapmayı zorlaştırıyordu ve nitekim bu zorluğun sonucu da görüldü.
Örneğin yılın ilk çeyreğinde TÜİK'in açıkladığı toplam sanayi üretimi artışı geçen yılın aynı dönemine göre yalnızca yüzde 1.8 olurken, GSYH kapsamındaki sanayi üretimi büyümesi yüzde 5.3'ü buldu. İki oran arasında böylesine fark olması nasıl izah edilebilir ve bu farkın giderilmesi gerekmez miydi?
Bu soruları TÜİK Başkan vekili Mehmet Aktaş'a yönelttik. Yanıtları yazımız ekinde bulabileceksiniz.
Sanayi öncülüğünde...
İlk çeyrekteki büyümeyi yüzde 5 ile çok yukarılara taşıyan, GSYH içinde beşte bir düzeyinde payı bulunan sanayi sektörü oldu. Sanayide ilk çeyrekte biraz önce de vurguladığımız gibi yüzde 5.3'lük üretim artışı kaydedildi.
Katma değer artışı tarımda yüzde 3.2, inşaatta yüzde 3.7 olarak gerçekleşti. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değerinde ise yüzde 5.2'lik artış yaşandı.
Nihai tüketimde hızlı artış
Harcamalar yöntemiyle GSYH'de en dikkat çekici gelişme kuşku yok ki hane halklarının nihai tüketim harcamalarında kaydedilen hızlı artış. Hane halklarının nihai tüketim harcamaları ilk çeyrekte geçen yılın yüzde 5.1 üstünde gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde oran ise yalnızca yüzde 0.9 düzeyindeydi.
Devletin nihai tüketim harcamaları ise geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 10.5, bu yıl yüzde 9.4 artış gösterdi.
Aktaş: "Kısa dönemli iş istatistiklerini yeniliyoruz"
Gelelim şu meşhur tartışmaya... Örnek olarak aktardığımız "sanayi üretimi ilk çeyrekte yüzde 1.8 artarken, GSYH kapsamındaki sanayinin nasıl olup da yüzde 5.3 arttığı" konusuna...
Bu durumun nedeni yeni seri GSYH'ye geçiş sırasındaki bilgilendirme toplantısında açıklanmıştı zaten. Sanayi üretimi verileri temelde tahmine dayanıyordu, GSYH kapsamındaki sanayi sektörü verileri ise idari kayıtlara.
İdari kayıtlar Maliye Bakanlığı'ndan edinildiğine, yani Gelir İdaresi'ne verilmiş olan geçici beyannameler ve KDV beyannameleri esas alınarak oluşturulduğuna göre bu veriler tahmine dayalı üretim verilerine göre kuşku yok ki daha doğruydu.
Ayrıca sanayi üretimine ilişkin veriler 2010 bazlıydı ve sabit baz yılı kullanılıyordu. Oysa GSYH'de yeni seri 2009 bazlı olmasına rağmen zincirleme endeks kullanıldığı için iki seri arasında önemli farklar oluşmaktaydı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nda özellikle sanayi üretimine ilişkin oranlardan kaynaklanan bu kafa karışıklığını gidermeye dönük kapsamlı bir çalışma yapıldığını öğrendik.
TÜİK Başkanvekili Mehmet Aktaş, kapsamında sanayi üretiminin de bulunduğu kısa dönemli iş istatistiklerini idari kayıtlara dayalı olacak şekilde oluşturmak üzere yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyledi.
Aktaş, yeni seri kısa dönemli iş istatistiklerinin 2015 bazlı olacağını ve 2018 yılı başına yetişmesi için tüm güçleriyle çalıştıklarını ifade etti.
Bu çalışma tamamlandığında artık bu yılın ilk çeyreğinde olduğu gibi sanayi üretiminin yüzde 1.8, GSYH kapsamındaki üretimin yüzde 5.3 arttığını görmeyeceğiz. Oranlar arasında yine küçük farklılıklar olabilecek ama, böylesine devasa farklar ortaya çıkmayacak.