Büyümede yüzde 3.8 de hayal oluyor gibi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Futbolda teknik direktörler en uygun gördükleri 11’le çıkarlar sahaya. Bir sakatlık yaşanmadığı, oyun ve skor istedikleri gibi gittiği sürece de oyuncu değiştirmeyi pek düşünmezler. Elbette yazılı bir kuralı olmamakla birlikte çoğu teknik direktör ilk oyuncu değişikliğini 60’ıncı dakika dolayında yapar. Hele hele ilk yarıda oyuncu değiştirildiği çok nadiren görülür.

Peki bazı teknik direktörler daha maçın ilk yarısı tamamlanmadan oyuncu değişikliğine niye giderler?

Çünkü aksayan bir ya da birden fazla futbolcu, buna bağlı olarak iyi gitmeyen bir oyun vardır. Belki kendi futbolcusu normal performansını sergilemektedir de rakip çok güçlü ve tahminlerin ötesinde dişli çıkmıştır.

Tüm futbolseverler de bilir ki özellikle ilk yarıda yapılan bir değişiklik, o takım adına işlerin iyi gitmediğinin bir işaretidir. Taktik de değiştirebilir teknik direktör, oyuncu da... Bütün yapılanlar, iyi gitmeyen oyuna bir şekilde müdahale etme amacını taşır. Herkes farkındadır; teknik direktör gidişatın iyi olmadığını fark etmiştir, kötü gidişe dur demeye çalışmaktadır.

★★★

Orta vadeli programın adını yeni ekonomi programı şeklinde değiştirmek suretiyle ekonomiye bir dinamizm kazandıracağımızı, ekonomik gidişatta yeni bir ivme yakalayacağımızı umduk ama bu pek gerçekleşiyor gibi görünmüyor.

Ali’ye Veli deyince Ali’nin huyu, karakteristik özellikleri pek değişmiyor.

Yeni bir taktik ortaya koymadan sahadaki futbolcunun adını değiştirmek onun daha iyi oynamasını sağlayamıyor.

Yeni ekonomi programı üç başlıktan oluşuyordu: “Dengelenme, disiplin, değişim.”

Dengelenme ile kastedilen belli ki ekonomideki dalga boyunu en aza indirmekti. Özellikle de döviz kurundaki... Bu büyük ölçüde sağlandı, yeni ekonomi programının açıklandığı dönemde hayal bile edilemeyecek düzeylere inildi. Bu düzeylere inilmesinden daha önemli olan yatay denilebilecek bir gidişatın sağlanması oldu.

Dengelenmenin bir diğer ayağı da herhalde büyüme hızını makul seviyelere çekmekti. Elbette herkes biliyordu büyüme çok yüksek gerçekleştiğinde bunun ortaya çıkardığı yan etkileri. Bu köşede dün de değinmiştik zaten bu konuya. Büyümenin yüksek gerçekleştiği dönemlerde en başta cari açığımız tırmanıp gidiyordu. Kuşkusuz yüksek büyümeye eşlik eden bir de yüksek enflasyon vardı.

Büyüme hızının ilk yarıdaki düzeyde seyretmeyeceği belliydi, ayrıca hızın düşürülmesinin ekonominin bütünü açısından iyi olacağı da görülüyordu. Türkiye ekonomisi yılın ilk yarısında yüzde 6.2 büyümüştü. 2018’in tümü için büyüme yüzde 3.8 olarak tahmin edildi. Yani ikinci yarıda ekonominin yüzde 1.8 büyüyeceği varsayılıyordu.

Bu arada ikinci yarıdaki büyüme oranının hangi düzeyde tahmin edildiğinin, ilk yarı ve yılın tümüne ilişkin büyüme oranlarından yola çıkılarak hesaplanamayacağını, (böyle yapanlar olduğu için vurgulama gereği duyuyoruz) doğru sonuca ancak mutlak değerler üstünden hesaplama yapılarak ulaşılabileceğini bir kez daha belirtelim.

★★★

Ekonominin dümenindeki teknik direktör ya da direktörler, ilk yarıdaki yüzde 6.2 büyümeden sonra ikinci yarıyı yüzde 1.8, böylece yılın tümünü yüzde 3.8 olarak öngörmek suretiyle aslında beraberliğe razı olduklarını, ikinci yarıyı top çevirerek geçirmek istediklerini ifade etmiş oluyorlardı.

Galibiyete oynayan yüzde 6.2’yi yılın tümüne taşımaya çalışırdı, ama futbolcuyu çok zorlamamak da gerekiyordu, yoksa umulmadık sakatlıklarla karşı karşıya kalınabilirdi.

O yüzden orta sahada top çevirerek yılın ikinci yarısını kazasız belasız atlatmak gerekiyordu. Gol atacağım derken kontrataktan gol yeme riski de vardı çünkü.

Ama hesap tutmadı, orta sahada top çevirirken de peş peşe goller görüldü kalede. Yılı yüzde 3.8’de kapatma şansı da kalmamış gibiydi, durum vahimdi. Yenilen gollerin tümüne karşılık vermek çok zordu ama en azından farkın kapanması için çaba göstermek gerekiyordu.

Teknik direktör elindeki tüm kozları sürdü sahaya. Tüm forvet oyuncuları sahadaydı; takım “Allah ne verdiyse” deyip saldırıyordu.

Vergi indirimi de getirildi, daha önce başlatılmış indirimlerin süresi de uzatıldı, TL’ye destek amacıyla döviz cinsi sözleşmeler de yasaklandı, enfl asyonla topyekun mücadele programı da devreye sokuldu...

Yeni ekonomi programının “disiplin” ayağı biraz ikinci planda kalmış gibiydi ama yapacak çok şey de yoktu.
Her şey maçın kalan bölümüne bir-iki gol sığdırabilmek adına yapılıyordu.

Ama işler bir dönem öylesine kesat gitmişti ki ve hala öylesine kesat gidiyordu ki, alınan bu önlemlerin yılın ikinci yarısında yüzde 1.8 büyüme sağlaması pek mümkün görülmüyordu. Zaten bir çok kuruluş Türkiye’nin üçüncü çeyrekten itibaren daralmaya başladığını dile getiriyor, yılın tümüne ilişkin büyümeyi de yüzde 3’ün çoktan altına çekmiş bulunuyordu.

★★★

Tekraren vurgulayalım; ekonomi programında yılın ikinci yarısında yüzde 1.8 büyüme öngörülüyor, buna göre yıllık büyüme yüzde 3.8 olacak.

Türkiye ekonomisi yılın ikinci yarısında hiç büyümezse 2018’in büyüme hızı yüzde 2.8 olarak gerçekleşecek.

Ekonomi yılın ikinci yarısında yüzde 1 daralırsa, yıllık büyüme yüzde 2.3 olacak.

Yılın ikinci yarısındaki küçülmenin oranı yüzde 2’yi bulursa, yıllık büyüme yüzde 1.8’de kalacak. Bakalım maç hangi skorla sonuçlanacak...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar