Büyümede hüsran, revize yüzde 3.3 de hayal oldu

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Kapalı bir alanda, yani bir fabrikada, elektriğiniz, hammaddeniz varsa, pazarınız da hazırsa istediğiniz kadar buzdolabı ya da başka bir beyaz eşya veya bir elektronik eşya üretebilirsiniz. Ama konu tarım olunca istediğiniz kadar, örneğin buğday üretme şansınız yoktur. Mahkumsunuzdur doğaya. Kuraklık olur, don olur, fazla yağış olur; olur da olur... İşte o zaman üretim öngörünüz de altüst olur. 

Türkiye, yıla yüzde 4'lük büyüme öngörüsüyle başladı. Ama gidişat, bu oranın tutturulamayacağını gösteriyordu, hedef yüzde 3.3'e çekildi. Ve dün TÜİK, yılın üçüncü çeyreğine ilişkin gerçekleşmeyi açıkladı. Doğrusu, üçüncü çeyrekteki büyümenin yüzde 3'ü pek aşmasa da, çok da aşağılarda kalmayacağı beklentisi vardı. Biz de tahminimizin yüzde 2.8 ile yüzde 3.1 arasında olduğunu dile getirmiştik. Oysa açıklanan oran tam bir hayal kırıklığıydı. Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte sabit fiyatlarla ancak yüzde 1.7 büyüyebilmişti.

İlk ve ikinci çeyrekte revize edilen oranlara göre yüzde 4.8 ve yüzde 2.2'lik büyüme vardı; üçüncü çeyrekteki yüzde 1.7 ile birlikte ilk dokuz ayın büyümesi yüzde 2.8'i ancak bulmuştu.

Üçüncü çeyrek oranı, revize yüzde 3.3'ün de hayal olmasına yol açtı. Türkiye, yıllık yüzde 3.3'ü tutturabilmek için son çeyrekte yüzde 4.8 gibi bir büyümeye ulaşmak durumunda ki, doğrusu bu da mümkün görünmüyor.

Tarım vurdu geçti 

Büyümenin üçüncü çeyrekte tahminlerin çok altında kalmasında en büyük etkiyi tarım yaptı. Tarım, toplam GSYH'de en yüksek payı üçüncü çeyrekte alıyor. Bu pay, yüzde 14-15 dolayında oluşuyor. İşte tarımın payının en yüksek düzeye çıktığı üçüncü çeyrekte, çok dramatik bir üretim gerilemesi yaşandı.
Tarım sektörü bu yıl üçüncü çeyrekte yüzde 4.9 daraldı ve bu daralma büyümeyi frenleyen bir etki yaptı. Tarım üçüncü çeyrekte büyümese bile en azından daralmasa ve geçen yılın aynı dönemindeki kadar bir büyüklük oluşsaydı, üçüncü çeyrekteki toplam GSYH büyümesi yüzde 1.7 değil, yüzde 2.4 olacaktı.

Bu arada, tarımın yüzde 4.9'luk daralmaya rağmen üçüncü çeyrekte toplam GSYH içinde yüzde 14 pay aldığını da belirtelim. 

İyi ki devlet harcamış!

GSYH'nin harcamalar yöntemine göre detayı, bir gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Türkiye'de hanehalklarının nihai tüketim harcaması yerinde sayıyor, harcamayı yapan ise devlet.

Hanehalklarının nihai tüketim harcaması üçüncü çeyrekte yalnızca yüzde 0.2 artmış, dokuz aylık artış da yüzde 1.3 olmuş. Buna karşılık devletin nihai tüketim harcaması üçüncü çeyrekte yüzde 6.6, ilk dokuz ay toplamında ise yüzde 6 artış göstermiş. Devletin üçüncü çeyrekteki nihai tüketim harcaması kapsamında maaş ve ücretler yüzde 3.7 artarken, mal ve hizmet alımının yüzde 9.1 arttığı dikkati çekiyor.

Peki yatırımlarımız ne kadar mı artış gösterdi! Artmış mı ki, gayrisafi sabit sermaye oluşumu üçüncü çeyrekte yüzde 0.4, dokuz ay toplamında ise yüzde 1.3 azalmış. 

Bir enflasyon hedefimiz bile yok, anlıyor musun!

Türkiye'de enflasyon hedefi hükümet ile Merkez Bankası tarafından ortaklaşa belirleniyor. 2015 hedefi de bu şekilde belirlendi ve 2015-2017 dönemine ilişkin orta vadeli programda yüzde 6.3 olarak yer aldı. Söz konusu program, 8 Ekim 2014 tarihli Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.

Buraya kadar her şey iyi güzel.

Merkez Bankası, yılda dört kez açıkladığı enflasyon raporlarında "hedef sabit kalmak kaydıyla" enflasyon tahminini daha farklı belirleyebiliyor. Merkez, "Hedef şu, ama gidişata göre tahminimi şuraya çıkardım ya da indirdim" diyebiliyor. Bu, hedefin değiştirilmediğini gösteriyor. Bu da tamam.
Geliyoruz 2015'e... Orta vadeli programa göre hedefin yüzde 6.3 olduğunu, bunun da en azından teorik olarak Merkez Bankası'yla birlikte belirlendiğini kaydettik. Şu durumda Merkez Bankası başka bir oranı hedef seçebilir mi? Olmaması gerekiyor, ama oluyor.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın dün açıkladığı 2015 yılı para ve kur politikasına bakıyoruz, daha ilk paragrafta 2015 yılının enflasyon hedefinin yüzde 5 olduğunu görüyoruz. Başçı enflasyonu yüzde 5'lere yaklaştırmaktan söz ediyor, bir ara yüzde 6.2 gibi bir oran veriliyor. Yüzde 6.2, ekim ayında tahmin olarak dile getirilen yüzde 6.1'e işaret edilmek istenirken sehven söylenen bir oran mı, o da pek anlaşılamıyor. Peki Merkez ile hükümetin ortaklaşa belirlediği ve Resmi Gazete'de yayımlanan yüzde 6.3 nerede, yok!

Yüzde 6.1, 31 Ekim 2014'te açıklanan bu yılın son enflasyon raporunda 2015'e ilişkin tahmin olarak dile getirilen orandı. Bu oranı açıklayan da Merkez Bankası. Söz konusu açıklamada, 2015 enflasyonunun orta noktası yüzde 6.1 olmak üzere yüzde 4.6 ile yüzde 7.6 arasında gerçekleşmesinin beklendiği ifade edilmişti. 

Nur topu gibi dört oran

Şimdi elimizde nur topu gibi dördüz enflasyon hedef ve tahminimiz var! Merkez Bankası'nın orta vadeli hedef olarak ortaya koyduğu yüzde 5, yine Merkez'in yüzde 6.1'lik tahmini, Merkez'in yüzde 6.2'lik hedefi ya da tahmini ve hükümetin yüzde 6.3'lük hedefi. 

Bizi bu kadar yormasanız. Yoksa aslında amaç yormak ve kafa karıştırmak mı acaba? Ya da bu bir "zenginlik" işareti mi?

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar