Büyümede dengelenme başladı mı?

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Pazartesi günü TÜİK tarafından açıklanan rakamların yardımıyla ekonominin ilk çeyrekteki büyüme performansını ve detaylarını öğrendik. Yeni serideki hesaplama yöntemine göre bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7.4 büyüme gerçekleşti. Çeyrekten çeyreğe değişimi gösterir arındırılmış seri ise yüzde 2 artışa işaret ediyor.

Yıllık değişim rakamı bir yana, çeyreklik performans, bir önceki yıldan devralınan güçlü momentumun yılın ilk üç ayında da devam ettiğinin kanıtı. Bu da bizi bir kez daha “büyüyoruz ama detayları ve hızı sağlıklı mı?” tartışmasıyla karşı karşıya bıraktı. Genel beklentiler dengelenmenin yılın ikinci yarısında ciddi anlamda belirginleşeceği yönünde. Hatta Nisan-Mayıs aylarına ait öncü göstergelere baktığımızda momentum kaybının ilk sinyalleri de alınıyor. Üçüncü çeyrek büyümesinin baz etkisi kaynaklı geri çekilmeye işaret etme olasılığı da bir köşede duruyor. Tabi ki bir de yaşanan son kur şokunun ardından gelen güçlü para politikası tepkisi, sıkılaşan ve daha da sıkılaşması muhtemel finansal koşullar söz konusu. Tüm bu başlıklar “dengelenme” beklentilerini destekler nitelikte.

Detaylara bakalım. İlk çeyrek itibarıyla Türkiye ekonomisi 3.2 trilyon TL düzeyinde büyüklük rakamına ulaştı. Amerikan doları cinsinden karşılık ise 883 milyar oldu. Neden yerel para birimi cinsinden baktığımızı da bir kez daha belirtelim. Farklı ülkelerle karşılaştırma yapmak için verileri tek paydada toplamak gerekiyor. Bütçe açığımızı, ödemeler dengesi performansımızı, borç yapımızı istatistiki olarak karşılaştırmak için USD cinsinden değere ihtiyacımız oluyor.

Takip edilen dört ana sektörün tamamında büyüme gerçekleşti. 2016’nın son çeyreğinden bu yana aynı resim takip ediliyor. Hizmetler yüzde 10 ile çift hanede genişlerken, sanayi yüzde 8.8 ile ikinci sırada yer aldı. Alt kırılımda imalat sanayi büyümesi yüzde 9.3 ile bir önceki çeyreğe kıyasla 1.1 puan artış gösterdi.

Cari fiyatlarla özel tüketimin ekonomik büyüklük içerisindeki payı yüzde 59’dan yüzde 60.4’e yükseldi. söz konusu rakam 2016’nın ikinci çeyreğindeki yüzde 60.1’lik performanstan bu yana en yükseğe işaret ediyor. Kamu ise çeyrekten çeyreğe yüzde 15.8’den yüzde 14.2’ye gerilemiş. Yatırımlar 0.1 puan yükselişle yüzde 30 oldu.

Tüketimin büyümedeki katkısı yine belirgin bir şekilde ön planda. Zincirlenmiş endekste yüzde 11 özel tüketim artışı olurken, puan katkısı olarak 6.7 seviyesine ulaşıyoruz. Kamunun genişlemesi bir önceki çeyrek performansı olan yüzde 7.4 artıştan yüzde 3.4’e gerilerken, katkı puanı 0.5 oldu. Yatırımlar yüzde 9.7 artışla büyüme 2.8 puan eklerken, ithalattaki artış kaynaklı net ihracat ise 3.6 puan götürüde bulundu. Stokların 1 puanlık katkısı da dikkate alındığında sonuç olarak yüzde 7.4 büyüme rakamı ortaya çıkmış oldu.

Hepimizin bir süredir tartıştığı, olsa iyi olur dediğimiz dengelenme süreci ikinci çeyrek verisi ile birlikte başlamış olacak. Esas yavaşlama ise yılın ikinci yarısında bekleniyor. Bu kapsamda resmin tamamına baktığımızda yüzde 4’lerde olan yıllık büyüme beklentisi için şu an rakam telaffuzu zor olsa da aşağı yönlü riskler olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Belki de bu kez bahsettiğimiz durum “risk” değil, daha faydalı bir sakinlemedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019