Büyüme rakamlarının arkasındaki dinamikler ne?
Ali Orhan YALÇINKAYA
Saatleri Ayarlama Enstitüsü‘ nün ana karakteri olan Hayri İrdal, kitabın “Küçük Hakikatler” başlıklı ikinci bölümünde gördüğü rüyayı şu satırlarla anlatır:
“Karanlıkta iyi mayalanmış bir hamur gibi, su gibi, rüzgâr gibi yavaş yavaş kabarıyor, büyüyor, etrafı kaplıyordu. Hiçbir şey onun büyümesine mâni olamazdı. Milyonlarca çekirgenin yapacağı bir hışırtı ile her lahza biraz daha kendi içinden büyüyordu. Dişlerim birbirine vura vura, ‘Büyüyecek, büyüyecek, yerin ve göğün kendisi olacak!’”
Neyin betimlendiği yazının sonuna kalsın; ama bana soracak olursanız 2017 ikinci çeyrek büyümesini tarif ediyor Hayri İrdal aslında.
Nasıl mı? Hemen anlatayım.
Türkiye ekonomisi 2017 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 5.4 olan beklentilerin hafif gerisinde yüzde 5.1 büyürken yıllık büyüme yüzde 3.35 oldu. Takvim etkisinden arındırılmış olarak büyüme yıllık yüzde 6.5 olurken, takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış büyüme bir önceki yılın aynı çeyreğe göre yüzde 6.1 oldu. TÜİK 2017 ilk çeyrek GSYH büyümesini yüzde 5’ten yüzde 5.2’ye revize ederken 2016 büyümesini de yüzde 2.9’dan yüzde 3.2’ye güncellendi.
Detaylara bakıldığında, büyümenin ana sürükleyicisinin yıllık yüzde 9.5 artış ile sabit sermaye oluşumu bir diğer ifadeyle yatırımlar ile yüzde 8.2 artışla mal ve hizmet ihracatı olduğu görülüyor. Mart ayından sonra ivmelenen Kredi Garanti Fonu (KGF) kapsamında kredi kullandırımlarının yatırım harcamalarında hızlanmaya neden olduğunu söyleyebiliriz. Büyümenin ana kaynaklarından biri olan hanehalkı tüketimi ise bu çeyrekte hız kesmiş. Üstelik bu durum BloombergHT ve TÜİK’in açıkladığı tüketici güven endeksleri ilk çeyreğe göre yükselmiş ve işsizlik oranı gerilemiş olmasına rağmen böyle! İthalatın ise yüzde 2.3 arttığını görülüyor. Büyümeye en kuvvetli katkı 2.8 yüzde puan ile yatırımlardan gelirken, hanehalkı tüketiminin 1.9 yüzde puan katkı ve net ihracatın 1.7 yüzde puan katkı verdiği görülüyor. Devlet harcamaları ve stok değişiminin katkısı ise sırasıyla -0.6 ve -0.8 yüzde puan şeklinde. GSYH serisi üretim açısından incelendiğinde sanayi sektörünün yüzde 6.3 büyüdüğünü görülüyor. TÜİK’in açıkladığı aylık sanayi üretim endeksinin ikinci çeyrek ortalaması yüzde 4.6’lık bir büyümeye işaret etmekteydi. PMI verisi, kapasite kullanım oranı ve reel sektör güven endeksi gibi öncü göstergelerden PMI verisinin ikinci çeyrek ortalaması 53.3 ile ilk çeyrek ortalaması 50.23’ün üzerinde ve genişleme bölgesinde kalarak çeyreklik bazda yüzde 6.1’lik artışa işaret etmekteydi. 2016 son çeyrekte ortalaması yüzde 77.6 olan kapasite kullanım oranı ilk çeyrekte değişmeyerek aynı kalırken ikinci çeyrekte yüzde 78.8’e yükselmişti. Bir önceki çeyrekte 104.4 olan reel sektör güven endeksi ortalaması ise 106.6 olarak gerçekleşmişti. Bir önceki çeyrekte yüzde 1.7 büyüyen tarım sektörü bu çeyrekte yüzde 4.7 oranında büyürken, bir önceki çeyrekte yüzde 6.3 büyüyen ticaret, ulaştırma ve turizm sektörlerini kapsayan hizmetler sektörünün bu çeyrekte yüzde 5.7; inşaat sektörünün büyümesinin ise yüzde 6’dan yüzde 6.8’e yükseldiğini görmekteyiz. Finans hizmetleri ile bilgi ve iletişim sektörleri ise sırasıyla yüzde 9.4 ve 10,1 ile en fazla büyüyen sektörler olarak dikkati çekmekte.
Yatırım harcamaları ve ihracattan gelen güçlü desteğe tüketim harcamalarının da eklenmesiyle büyüme ilk çeyrekte beklentilerin hafif altında gerçekleşmiş olsa da güçlü seyretti. Bu sonuçta, mali genişlemenin kredi kanalı üzerinden özel sektör talebini ivmelendirmesi etkili oldu. Üçüncü çeyreğe yönelik öncü veriler, bu momentum korunduğu gibi baz etkisinin olumlu katkısıyla yüzde 7’nin de üzerinde bir büyüme rakamı görebileceğimizi, daha da ötesi yıllık büyümenin yüzde 4.4 hedefinin çok üstüne çıkacağını söylüyor.Karanlık gecede Doktor Ramiz ile bir bayırdan aşağıya inerken yanı başlarında bir gölge gibi beliren ve gittikçe büyüyen Seyit Lûtfullah’ın kaplumbağasını tarif eder Hayri İrdal aslında yazının girişindeki satırlarda. Biraz değil bayağı abartmış; ama rüyalarda olur böyle.