Büyüme piyangosundan tüm kesimlere amorti çıktı
İkinci çeyrek büyümesi ancak kendini kurtarabiliyor. Bunu biraz daha açarsak, durumu kurtarıyor da diyebiliriz. Şu günlerde, sert bir 2019’un hareketli bir yazını tamamlıyoruz. Arda arda gelen iki seçimin ardından ekonominin toparlanma mücadelesini yaşamaktayız Mevsimlik fiyat düşüşleri, enflasyondaki aşağı yön beklentisini o kadar kuvvetle destekledi ki; en uygun ayda baz etkisinin yıllık enflasyonu tek hanelere dahi çekebileceği öngörülüyor artık. Finans avucunu ağuşturuyor. Çünkü düşen faizler üçüncü çeyrek bilançolarındaki karlılık beklentilerini ateşliyor. İkinci çeyrek büyümesi, birinci çeyreğe kıyasla daha iyi bir tabloyu ortaya koysa da, yıllık eksi büyüme son 3 çeyrektir kararlı adımlarla yürüyor.
Tablo: İkinci çeyrek GSYH üretim yöntemiyle zincirlenmiş hacim endeksi büyüme
Mevsim ve takvim etkilerden arındırılmış GSYH tablomuzda 11 farklı sektör yer almaktadır. GSYH verisinin ardından yorumlar o kadar farklı kutuplara savruldu ki, bu yazıyı kaleme almak zorunda kaldım. Gelin önce hepimizin anlaşacağı ortak paydaları tespit ettim.
Büyümenin bireysele kurumsala gelecek nesle faydası nedir?
Büyüme; bireysel için istihdam anlamına gelir, kurumsal için rekabet üstünlüğü, gelecek nesiller için sağlam bir altyapı… Yukardaki verilerin mevsimlik etkilerden arıtılmış olduklarını unutmayarak, son çeyrek büyüme performansında %2.5’u aşanı; istihdam yaratır, rekabeti destekler ve geleceğe sağlıklı altyapı bırakır şeklinde varsayıyorum. Bunu aşanları yüksek performanslılar, -%1.4’ü aşan daralmayı yaşayanları da sert daralanlar olarak grupluyorum. Bu iki farklı grubun dışındakileri de yatay seyredenler olarak tanımlıyorum. Buna göre tabloda -%1.4’den fazla küçülen sektörler kırmızıyla, %2.5’den çok büyüyenleri yeşille gösteriyorum. Arada yer alan tüm altı sektörle, sektörler toplamı ve GSYH’ı da sarıyla resmediyorum. Ortaya çıkan sonuç; 2. Çeyrek büyüme piyangosuna “amorti” vurduğu şeklinde oluyor.
Kutsal kitabımız Hadid, Saaf ve ardından gelen sürelerde, müşterek paydada buluşmanın önemine sayısız vurgular yapılır. Aklı doğru ilkeler ışığında şekillendirmenin gerekliliğinin altını çizilir. Uhud’da safı bozan inananların başlarına neler geldiğini hatırlarsak, şu büyüme verisinde dahi ortak sonuçlar çıkartamamamızın vahameti belirginleşmiş olur. Geleceğimizi Endüstri 4.0 ya da yapay zeka gerçekleri etrafında nasıl şekillendirmek mümkün olabilecek, bunu hayalini de size bırakıyorum. Bir de güç mevzuu vardır ki, son dönemin “Aşil topuğu” olmuştur durumdadır sanki. Gücün bir sınama aracı olarak, insanlara zaman zaman bahşedildiğini ne çabuk da unutuyoruz...