Büyüme istikrar ikilemi

Adnan NAS
Adnan NAS ASLINA BAKARSANIZ adnan.nas@stfa.com

Kriz sonrasında beklentileri aşan bir performans ile olumlu bir ayrışma sergileyen Türk ekonomisinde zaman zaman tartışma ve tereddüt yaratan politika belirsizlikleri yaşanması, esas itibariyle mevcut yapısal kısıtların yol açtığı ikilemlerden kaynaklanıyor. Temel ikilem de, yüksek alternatif  maliyetleri nedeniyle ikisinden de haklı olarak vazgeçilemeyen büyüme ve istikrar ile ilgili olanı. Yapısal dönüşüm konusunda sıradışı ve stratejik bir eylem program bir türlü tamamlanamadığı için, başarılı olduğumuz zaman kesitlerinde dahi bu performans kriterlerinin birinde (başarısız dönemlerde ikisinde birden) tehlike sınırına yaklaşıyoruz. Tüketimden krediye, teknolojiden turizme, eğitimden sigortaya hemen her alanda müthiş bir büyüme potansiyeli taşıyan ülke, bunu hayata geçirecek bir kurumsal çerçeveye ve verimlilik düzeyine ulaşamadığı için, ortaya çıkan fırsatlardan da sınırlı bir biçimde yararlanabiliyor.

Amaçları doğru saptamak

Aslına bakılırsa bu durumun en az bizler kadar hükümet de farkında. Eski dönemlere oranla bu bile sevindirici bir nokta olmakla birlikte, sadece farkındalık durumu değiştirmeye yetmiyor. Artısı eksisiyle etraflıca irdelenip kararlaştırılan bir stratejik plan yaklaşımı ile güçlü iradeye bağlanmış kapsamlı bir politika yelpazesi uygulamaya konmadıkça, yani topluma yeni bir elbise dikilmedikçe, her zorlanmada bir tarafından sökülen eski urbayı yamamak enerjimizin büyük kısmını alıp götürecek.

Bu açıdan zaman zaman hedef ve araç tespitinde yanılsama içine girdiğimizi düşünüyorum. Söz gelişi amacı cari açığı düşürmek, ihracatı arttırmak ya da bütçe denkliğini sağlamak olarak belirleyince bunları geçici olarak düzelterek yollar bulduğumuzda asıl kalıcı çözüm alternatiflerini gözden kaçırmak ya da ertelemek kolaylaşıyor. O zaman da bilim ve teknoloji üretimi, işgücü kalitesi, kayıtdışı gibi temel stratejik önceliklerle uğraşmak başka baharlara kalabiliyor.

Kalıcı çözümler için kamu öncülüğü

Son haftalarda hükümetin ekonomi ile ilgili iki önemli yetkilisinin açıklamaları bu yönden üzerinde düşünmeye değer. Başbakan Yardımcısı Babacan büyümede tedrici bir azalmanın normal sayılması gerektiğini, para politikası ile maliye politikasının birbirini dengeleyecek şekilde kurgulanmasının zorunlu olduğunu, TL değerindeki düşmenin rekabetçiliğimizi olumlu etkilediğini, cari açığı düşürmek için reform paketi hazırladıklarını, kur düşürmekle kalıcı ihracat çatısı sağlanamayacağını vurguluyor. Sanayi Bakanı Ergün de hedefin bilgi ve teknolojiyle daha fazla katma değer yaratacak bir sanayileşme olduğunu, arge'nin daha fazla arttırılması için özel sektörün katkısını arttırması gerektiğini ifade ediyor.

Ilk planda belirlenen amaç ne olursa olsun hepsi için kalıcı çözümün ana yolu daha fazla katma değer üretecek rekabetçi bir yapıyı sağlayacak insan gücü ve teknoloji birikiminden geçiyor. Kısa vadede daha acil politikalara ihtiyaç olması, bu temel amacın şimdilik bir kenara bırakılmasını gerektirmez. Bu nedenle eğitim ve arge (teknoloji transferi de dahil) konusunda bir kuantum sıçraması sağlayacak iddialı bir eylem programının şimdiden uygulamaya konması hayati önem taşıyor. Bu iki alanda da kamunun öncü rolü üstlenmesi ve bunun için kaynak ayırması zorunlu. Bu da sağlam ve esnek bir finansman planını mümkün kılacak vergi reformlarının bir an önce tamamlanmasını dayatıyor.

Atılım stratejisi

Türkiye'nin canlı ekonomisiyle çekici, küresel sermayenin de bol ve nispeten ucuz olduğu ve gelişmiş ülkelerin sıkıntılarının derinleştiği mevcut konjonktür, savunma ve ayakta kalma hedefine yönelmiş stratejileri değil, aksine mutfağı düzenlemeye ve atılımı yapmaya kilitlenmiş stratejileri devreye sokmaya uygun bir ortam sağlıyor. Siyasette çok daha riskli sayılabilecek cesur pozisyonlar alabiliyorsak, ekonomide vizyonumuzu büyütmekten hiç kaçınmamamız gerekir.

Kaldı ki ekonomik temelleri sağlamlaştıramazsak, siyasetteki pozisyonumuz da zayıflar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Seçim biter, kriz bitmez 02 Temmuz 2019
Yolun sonuna geliyoruz 11 Haziran 2019