Büyüme endişeleri
Yeşim Sarışen / Yapı Kredi Yatırım
Euro Bölgesi'nde resesyonun çevre ülkelerden merkez ülkelere doğru kayma endişeleri, Yunanistan yardım dilimi, ABD'de demokratlar ile cumhuriyetçilerin vergi kesintileri ve bütçe kesintileri üzerinde anlaşamamaları olasılığına dair endişeler yurtdışı piyasalarda satış baskısı yaratıyor.
Piyasaların merakla beklediği ABD seçimlerinde Demokrat Obama'nın yeniden seçilmesi, ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke'nin akıbeti konusunda endişeleri ortadan kaldırdı. Bernanke'nin görevine devam edecek olması, parasal genişlemenin devamı sinyali olarak algılanıyor. Ancak seçimler sonrasında bir süredir konuşulan mali uçurum endişelerinin ön plana geçmesi soru işareti yaratıyor.Kongrenin üst kanadı Senato'nun demokratların, alt kanadı Temsilciler Meclisi'nin ise cumhuriyetçilerin kontrolünde kalması demokratlar ve cumhuriyetçiler arasındaki görüş ayrılıkları nedeni ile endişe yaratıyor. Obama'nın güçlü seçim zaferi nedeniyle, pazarlığa çok açık olmama ihtimali de söz konusu.. Önümüzdeki hafta Obama, Senato ve Temsilciler Meclisi liderleri ile bir araya gelecek.
Yunanistan'ın kısa zamanda 31.5 milyar euro tutarındaki yardım dilimini alamayabileceğine yönelik endişeler ise ön planda olan bir diğer konu. Daha önce de bahsettiğimiz gibi AB ve IMF arasındaki finansman konusundaki görüş ayrılıkları Yunanistan'da yardım diliminin zamanlaması konusunda endişe yaratıyor. Yunan basınında 19 Kasım'daki Eurogroup toplantısına dikkat çekilirken, başka kaynaklarda yardım diliminin serbest bırakılmasının bir sonraki aya kalabileceğinden de bahsediliyor. Bugün bir araya gelecek Eurogroup Yunanistan konusunda görüşmeye başlayacak, ancak bir karar çıkmasına düşük olasılık olarak bakılıyor.
Geçen hafta Avrupa'da soru işareti yaratan bazı makro verilerle birlikte AB Komisyonu'nun Almanya dahil Euro Bölgesi 2012- 2013 büyüme beklentilerini düşürmesi ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin borç probleminin Alman ekonomisine zarar vermeye başladığı yönündeki açıklamaları resesyonun çevre ülkelerden merkez ülkelere doğru kayma endişelerini ön plana çıkardı. Almanya'da açıklanan sanayi üretimi Eylül ayında yüzde 1,8 azalarak beklenen yüzde -0,7'nin üzerinde düşüş gerçekleştirdive soru işareti yarattı. Ayrıca Fransa'da beklentilerin üzerinde düşüşe işaret eden Eylül ayı sanayi üretimi rakamı da bu yöndeydi Yüzde 2,7 düştü. Bloomberg'e göre yüzde 1 düşüş bekleniyordu.. Bu hafta açıklanacak Almanya 3. Çeyrek GSYİH rakamından gelecek sinyaller bu doğrultuda önemli. Diğer taraftan Moody's'in önümüzdeki günlerde Fransa'nın notunu gözden geçirmesinin beklendiğini de belirtelim.
Yurtiçinde ise not artırımı beklentileri ile yurtdışı piyasalara göre olumlu ayrışan İMKB'de, Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesinin ardından kâr satışları yaşanıyor. Bilindiği üzere not artırımı beklentisi İMKB'nin yurtdışı piyasalara göre olumlu ayrışmasını sağlıyordu. Morgan Stanley Capital International (MSCI) Türkiye Endeksi yılbaşından bu yana yüzde 40,1 getiri elde ederken, MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi yüzde 8,1, MSCI S&P 500 Endeksi ise yüzde 9,7 getiri elde etti. Diğer taraftan Moody's'in 21 Kasım'da İstanbul'da 6. yıllık Kredi Riski Konferansı düzenleyeceğine dair açıklamalar Moody's'den de not arttırımı gelebileceğine yönelik beklenti yarattı. Ancak Moody's'den en son Ekim sonu gelen açıklamalar kısa vadede not artışı geleceğine yönelik sinyaller içermiyordu ve bu doğrultuda düşük ihtimal olabileceğini düşünüyoruz.
Hafta genelinde yurtiçinde cari işlemler açığı ve işsizlik rakamı, yurtdışında ABD'de FED toplantı tutanakları, perakende satışlar, sanayi üretimi ve enflasyon rakamları, Euro Bölgesi'nde ise 3. çeyrek GSYİH rakamı ön planda olacak veriler olarak sıralanabilir.